Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2166 E. 2023/3851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan aylık ücret ve vekalet ücreti alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet sözleşmesinde aylık ücret alacağı yönünden zamanaşımının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işlemeye başladığı, vekalet ücreti alacağı yönünden ise her bir dosya için tahsilat tarihinden itibaren ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına ve istinaf kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinin vekalet akdi ile sözleşmeli avukat olarak 2009-2013 yıllarında davalı kurumun vekili olarak görev yaptığını, davalı kurumun toplamda görev yaptığı süre boyunca müvekkiline 306 adet ... atadığını, davalı kurumun 03.02.2013 tarihinde kurum zararına yol açıldığından bahisle sözleşmeyi feshettiğini, 14.05.2013 tarihinde de dosyaların müvekkili tarafından kuruma teslim edildiğini, 01.02.2016 tarihli dilekçe ile davalı kurumdan vekalet ücreti ile aylık maktu ücret alacaklarının ödenmesi istenmesine rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL'nin 03.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıya ödenecek ücretin bir kısmının aylık ücret şeklinde ödenecek olmasının sözleşmenin niteliğini etkilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126 ncı maddesi) gereğince vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı, davacının, davalı kurumun vekiliyken aralarındaki 19.06.2009 tarihli sözleşmenin davalı tarafından 03.02.2013 tarihinden itibaren feshedildiği hususunda uyuşmazlığın bulunmadığı, vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresinin vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirdiği andan itibaren başladığı, davacının 14.05.2013 tarihinde davalı Kurumun İl Müdürlüğüne sunmuş olduğu dilekçesi ile tarafına atanmış işlere ilişkin dosyaları kuruma tevdi ettiği, bu nedenle zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başladığının kabulünün gerektiği, davanın açıldığı tarih itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece zamanaşımı başlangıç tarihi olarak sözleşme fesih tarihi yahut dosyaların teslim tarihinin esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, muacceliyet tarihleri bakımından müvekkili avukata atanan her bir dosya yönünden zamanaşımının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, kaldı ki sözleşmenin feshinden sonra da avukatlık ilişkisinin yaklaşık 5 ay sürdürüldüğünü, müvekkili tarafından talep edilmesine rağmen muhasebesel işlemlerin yapılmadığını, vekalet akdi sona erse bile vekilin hesap verme yükümlülüğünün devam ettiğini, bu hususun da zamanaşımını işlemesini engellediğini, 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, kuruma başvuruda geçirilecek sürenin zamanaşımı hesabında dikkate alınmayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin vekalet akdi sayılmasına imkan bulunmadığını, sözleşmenin aynı zamanda hizmet sözleşmesi koşullarını taşıdığından söz konusu sözleşmenin karma sözleşme niteliği taşıdığını, buna göre uygulanması gereken zamanaşımı süresinin genel zamanaşımı süresi olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında SGK tarafından vekalet akdi ile serbest avukatlardan hizmet satın alınmasına ilişkin usul ve esaslar başlıklı 19.06.2009 tarihli sözleşmenin imza altına alındığı, bu sözleşme uyarınca belirtilen tarihten davalı kurum tarafından kamu zararı oluştuğundan bahisle sözleşmenin feshedilerek dosyaların teslim alındığı 14.05.2013 tarihine kadar davacı avukatın davalı kurum vekili olarak görev yaptığı hususlarının uyuşmazlık dışı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin mahiyeti itibariyle vekalet akdini de kapsayan hukuki müşavirlik sözleşmesi niteliğinde olduğu, dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre incelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, gerek sözleşmenin idarece tek taraflı feshi anında gerekse vekil edene atanan dosyaların davalı idareye teslimi anında idarece alacak-borç ilişkisine dair hiç bir işlem yapılmadığını, zamanaşımının başlayabilmesi için öncelikle davalı idarenin vekil eden lehine doğan vekalet ücret alacaklarını netleştirmiş olması ve kendisi ile hesap görmesinin gerektiğini, zamanaşımı hükümlerinin uygulanması açısından tüm ... görme akitlerinin vekalet akdi sayılmasına imkan olmadığını, istisnaî nitelik taşıyan TBK'nın 147 nci maddesinin geniş yoruma değil dar yoruma tabi tutulmasının gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Beş yıllık zamanaşımı" başlıklı 147 nci maddesinin beşinci fıkrası.

2. Aynı Kanun'un "Zamanaşımının başlangıcı" başlıklı 149 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacının, 27.04.2009 tarihli vekâletname ile davalı Kurumun vekiliyken aralarındaki 19.06.2009 tarihli vekalet sözleşmesinin davalı tarafından 03.02.2012 tarihinden itibaren feshedildiği, davacının vekalet ücreti ile aylık ücret alacaklarının tahsili için 23.10.2019 tarihinde işbu davayı açtığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ...'in 01.02.2016 tarihinde davalı Kurumun İl Müdürlüğü'ne gönderdiği talep dilekçesinde; imzalanan vekalet sözleşmesi uyarınca tarafına atanan tüm dosyalara ilişkin geriye dönük vekalet ücretlerinin halen ödenmediğini belirterek, tarafına atanmış dosya listesi bazında hak ettiği vekalet ücreti alacaklarının hesaplanarak ödenmesini talep ettiği görülmüştür.

2. Davacı avukat ile davalı kurum arasında yapılan 19.06.2009 tarihli "... Avukatlık Sözleşmesi(Vekalet Akdi)"nin "Aylık ve vekalet ücreti ödeme usul ve esasları" başlıklı 5 inci maddesinin 5.1 bendinde; "Avukata, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığınca hazırlanan ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Avukatlık Ücret Tarifesi" ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla Özel Kişi ve Tüzel Kişilerin Sözleşmeli Avukatlarına Ödeyecekleri Aylık Avukatlık Ücreti olarak belirlenen miktarla(KDV dahil) sınırlı olmak üzere düzenlenen serbest makbuzu karşılığında aylık ücret ödenecektir...Aylık ücret, Avukatın göreve başlama tarihinden itibaren hesaplanır. Hak edilen aylık ücret takip eden ayın birinci günü ödenir..." denilmiştir.

3. Aynı maddenin 5.2 bendinde; "Bir yıllık sözleşme süresi içerisinde asıl alacak, faiz ve masraf gibi Kurum alacakları, tamamen tahsil edildikten sonra mahkemeler veya icra dairelerince Kurum lehine hükmedilip tahsil edilen vekalet ücretinin tamamı Avukata ödenecektir. Mahkemeler veya icra dairelerince Kurum lehine takdir edilen ve karşı taraftan tahsili gereken vekalet ücreti tahsilatın tamamen gerçekleştiği ayı takip eden ayın ilk haftası içinde, vergi ve sair kanunlar gereğince yapılması gereken tevkifat ve kesintiler düşüldükten sonra Avukata ödenecektir. " denilmiştir.

4. Sözleşmenin "Sözleşmenin süresi ve feshi" başlıklı 7 nci maddesinin 7.1 bendinde; "Bu sözleşmenin süresi imzalandığı tarihten itibaren bir yıldır. Taraflarca sürenin bitim tarihinden bir ay önce yazılı olarak feshi ihbar yapılmadığı taktirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır.", 7.2 bendinde ise; "Kurum veya Avukat bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir...Fesih tarihi itibariyle Avukatın aylık ücreti de sona erer." denilmiştir.

5. Hemen belirtmek gerekir ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126 ncı maddesi) gereğince vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrarlar. Eldeki davada, davacının taraflar arasında imzalanan vekalet sözleşmesinin 5.1 bendinden belirlenen "Aylık Ücret" olarak talep ettiği miktar yönünden vekalet sözleşmesinin feshedildiği 03.02.2012 tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davanın açıldığı 23.10.2019 tarihinde söz konusu alacağın zamanaşımına uğradığı tereddütsüzdür. Davalı zamanaşımı definde de bulunduğuna göre, dava konusu edilen bu alacak kalemi yönünden zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesinde hukuki isabetsizlik yoktur.

6. Davacının taraflar arasında imzalanan vekalet sözleşmesinin 5.2 bendinde belirlenen "Vekalet Ücreti" olarak talep ettiği miktar yönünden yapılan incelemede; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 149 uncu maddesinde, zamanaşımının alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı belirtilmiştir. O halde Mahkemece, davacı avukatın davalı Kurum dosyalarına vekaleten baktığı dosyalar getirtilerek, sözleşmenin yukarıda belirtilen 5.2 nci maddesinde vekalet ücretlerine hak kazanılması tahsil şartına bağlandığından, kesinleşmiş ve tahsilatı tamamen gerçekleşmiş dosyalar yönünden, tahsilatın gerçekleştiği tarihte alacağın muaccel hale geldiği kabul edilerek, vekalet ücret alacakları bakımından zamanaşımının her bir dosya bazında inceleme yapılarak değerlendirilmesi ve dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramamış vekalet ücreti alacakları için davacı avukatın ücrete hak kazandığı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken Mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.