Logo

3. Hukuk Dairesi2023/223 E. 2023/1107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İptal edilen arsa tahsis sözleşmesi nedeniyle davacının, davalı belediyeden arsanın rayiç değerini talep etmesi üzerine, davacıya daha önce yapılan geçici ödemenin akıbetinin ne olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya daha önce yapılan 10.000 TL'lik geçici ödemenin, davanın reddine karar verilmesiyle birlikte Türk Borçlar Kanunu'nun 76/2. maddesi uyarınca davacı tarafından yasal faiziyle birlikte davalıya geri ödenmesi gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı davalı yararına bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/152 E., 2021/391 K.

DAVA TARİHİ : 29.09.2015

KARAR : Asıl ve birleşen davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, ancak sonrasında tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini, belediyenin sözleşmeyi geçersiz sayarak 05.04.2010 tarihinde irade fesadı altında dilekçesini alarak ödediği bedeli iade ettiğini, bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını ileri sürerek; arsanın rayiç değerinden belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı Birleşen Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/278 E. sayılı dava dosyasında 31.07.2019 havale tarihli dava dilekçesi ile aynı maddi vakıalara dayanarak 83.060,00 TL'nin dava tarihinden yasal faiziyle tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru üzerine ödenen arsa tahsis bedelinin davacının talebi doğrultusunda değer artışı da ilave edilmek sureti ile iade edildiğini, bu yönde taraflar arasında ibraname düzenlendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.06.2018 tarihli ve 2018/1230 E., 2018/13944 K. sayılı kararı ile; 6745 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10 uncu madde gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2018 tarihli ve 2018/1230 E., 2018/1394 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli ve 2018/4701 E., 2019/5253

K. sayılı kararı ile; 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10 uncu maddenin Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 E., 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, yargılama sırasında yürülüğe girip, yine yargılama sırasında iptal edilen kanun hükmüne dayanılarak karar verilmiş olmasının hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun düşmeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, özellikle de, davadan önce bir ödeme olgusu olup olmadığı, var ise, bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususu üzerinde durularak, gerekirse konusunun uzmanı bilirkişiden rapor da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli ve 2019/258 E., 2020/238 K. sayılı kararı ile; asıl davanın kabulü ile 10.000,00 TL'nin, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile 79.104,69 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 05.04.2021 tarihli ve 2020/10688 E., 2021/3570 K. sayılı kararı ile; eldeki davada, davacının, Şahinbey Belediye Başkanlığına hitaben 18.10.2009 tarihli dilekçesi ile ödemiş olduğu meblağın tarafına ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali hususunda gereğinin yapılmasını talep ettiği, buna göre de kendisine davalı ... tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, yapılan ödemenin borcu sona erdiren hallerden biri olduğu, bu durumda asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamında belirtilen gerekçe ile asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; dosyada bir ibranın olmadığını, buna rağmen talep yazısının ibra gibi yorumlandığını, ibra iradesinin açık ve net olması gerektiğini, gerçek zarar ile ibra edilen miktar gözetilerek kararın bozulması gerektiğini, irade fesadına dair tanıklarının da dinlenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; 30.10.2015 tarihli ara kararla yerel mahkemenin davacı tarafından yapılan geçici ödemeyi kabul ederek 6098 sayılı Kanunun 76 ncı maddesi gereğince 10.000,00 TL avans tazminatının davalı belediyeden alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, kurum tarafından 11.11.2015 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını, mahkemece geçici ödemenin iadesine karar verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 76 ncı maddesi "Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler,

hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir." şeklindedir.

3. Değerlendirme

1.Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı da dikkate alındığında kararın bozulmasını gerektirecek bir neden olmadığı anlaşılmıştır.

2. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosyanın incelenmesinde; mahkemece 30.10.2015 tarihli ara kararla davacının mağduriyetinin önlenmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 76 ncı maddesi uyarınca 10.000,00 TL avans tazminatının davalı kurumdan tahsiline karar verilmiş, davalı tarafça da 11.11.2015 tarihinde davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. TBK'nın 76/2 fıkrası ile "davalının yaptığı geçici ödemeler hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hakim davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir."

O halde Mahkemece yapılacak iş TBK 76/2 maddesi uyarınca bir karar vermekten ibarettir. TBK 76/2 nci maddesi hükmü değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1-Davacının temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Temyiz olunan Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.