"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/184 E., 2022/10 K.
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulü, karşı davanın reddi
Taraflar arasında karşılıklı görülen alacak davalarından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; iki parsel yer kiralayan davalı ile sözlü olarak ortaklık kurarak buğday ekimi yaptıklarını, ilaçlamayı ve gübrelemeyi yaptığını, davalının buğday olgunlaştığında toplayıp sattığını öğrendiğini, toplam 13.640 kg olan tırtıkale buğdayının piyasada en az 1 TL'den, saman balayasının tanesinin de 10 TL'den satıldığını ileri sürerek; toplam 20.640 TL olan kazancın yarısı olan 10.320 TL'nin davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacı ile 60 dönüm araziye ortak olarak buğday ektiklerini, 09.06.2012 tarihinde hesaplaştıklarında davacıdan 400 TL alacaklı olduğunu, aynı yıl ikinci mahsül olarak 46 dönümlük yere mısır ektiklerini, ortaklığın 1/3 oranında davacıya ait olduğunu, davacının elde edilen mahsülü değişik zamanlarda 3. kişilere sattığını, 2013 yılının mahsül ekim zamanı gelmesi nedeni ile 2012 yılının hesabı görülmeden yeni ekim yapıldığını, 13.640 kg tırtıkale elde edildiğini, tırtıkalenin kilosunu 60 kuruştan sattığını savunarak, davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise; 2012 yılının 1. mahsulünden 400 TL, ikinci mahsulünden 8.400 TL alacaklı olduğunu, ayrıca mahsulün hasadı için 700 TL biçerdöver bedeli, 300 TL nakliye bedeli, saman paketlenmesi için 620 TL olmak masraf yaptığını ileri sürerek, toplam 9.610 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.06.2015 tarihli ve 2013/141 E., 2015/165 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında belirli ürünlerin ekimi ve toplanması ile ilgili ortaklık ilişkisi bulunduğu, ancak tarafların alacaklarını yazılı herhangi bir delille ispatlayamadıkları, davacının davalıdan buğdayların satın alındığına yönelik iddia ile ilgili olarak ilgili şirket tarafından verilen cevapta sadece tartım işi yapıldığının belirtildiği gerekçesiyle, ispatlanamayan asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.04.2019 tarihli ve 2018/4813 E., 2019/3507 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin bulunduğu gözetilerek, maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek tasfiyenin yapılması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tasfiye konusunda anlaşamadıkları ve tafiye memuru da belirleyemedikleri, oluşturulan tasfiye kurulunca hazırlanan 04.11.2021 tarihli ek raporla; tasfiye anındaki adi ortaklığın aktif ve pasif ile tarafların hak ve borçlarının belirlendiği, raporda yapılan hesap doğrultusunda davacı-karşı davalının davalı taraftan 2.556,17 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; adi ortaklığın tasfiyesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, 2.556,17 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili; belirlenen alacak miktarının çok düşük olduğunu, davacı tarafından uğranılan zararın çok daha fazla olduğunu, günümüz rayiç fiyatları bazında tasfiye sürecinin yeniden hesaplanması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun maddi hatalar içerdiğini, hesap hataları ile sonuçta davacıdan alacaklı olmaları gerekirken, davacıya borçlu çıkmalarına neden olduğunu, 1.074 TL alacaklı olmaları gerekirken 2.556,17 TL davacıya borçlu olduğu sonucuna varıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve karşı davada uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır.
3. Değerlendirme
Bozmaya uyan Mahkemece; bozma kararında gösterilen şekilde adi ortaklığın tasfiyesinin gerçekleştirildiği, hükme esas alınan tasfiye raporunun denetime açık, kapsamlı, detaylı ve yerinde tespitler içerdiği gibi itirazları da karşıladığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme Kararının 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.