Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2295 E. 2024/216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle oluşan zararın tespiti ve tazminat miktarı ile faizin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararlarına uygun olarak hüküm kurduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bozma kararında belirtilen hususlar gözetilerek düzenlendiği ve faize ilişkin ek kararın da usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/411 E., 2022/630 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen men’i müdahale ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı ile ek karar, davacı vekili ile dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, davalılardan ...’e ait tarla vasfındaki üç adet taşınmazı noterde yaptıkları icar sözleşmesi ile kiraladığını, 2010 yılının Kasım ayında müvekkilinin taşınmazlarda ekim hazırlığı yaparken davalı ...’ın bu tarlalarda çalıştığını gördüğünü, çalışmaları sonlandırmasını istemesi üzerine davalı ...'ın diğer davalı ... adına taşınmazı işlediğini bildirdiğini, davalı ...'in mevcut kontrata karşın çalışılmasına izin vermeyerek tarlayı kendisinin ekeceğini bildirdiğini, davalı ...'in sözleşmeyi fesih beyanına rağmen müvekkiline resmi veya yazılı bir bildirimde bulunulmadığını, feshin tek taraflı beyanla gerçekleşemeyeceğini, davalının eyleminin açıkça hukuka aykırı olduğunu, fesih sürelerine uyarak sözleşmenin feshedebileceğini ileri sürerek; dava konusu taşınmazlara davalıların sözleşme sonu olan 31.10.2011 tarihine kadar müdahalelerinin men’ine karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise; davalı ...'in hukuka aykırı eylemleri nedeniyle kiraladığı taşınmazlarda ekim faaliyetini gerçekleştiremediğini ileri sürerek; domates ekimi gerçekleştirebilseydi elde edeceği kazancına karşılık olmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; sözleşmenin 5. maddesinde, “Kiracı, kiraya verenin yazılı oluru olmadan kiralan taşınmazı başkasına kiralayamaz, yanına ortak alamaz. aksi taktirde kiraya veren süre bitimini beklemeksizin kira sözleşmesini bu nedenle feshedebilir.” düzenlemesinin bulunduğunu, davacının bu maddeyi ihlal ettiğini, tarlaları 3. kişi ...'in kullandığının tespit edilmesi üzerine kira sözleşmesinin 5. maddesi gereği sözleşmeyi feshedip mülkiyet hakkı gereği taşınmazlara enginar ve buğday ektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davalı ...’in tarlalarına girip ekmediğini, böyle bir işi ... adına da yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2010/790 E., 2014/56 K. sayılı kararıyla; davacının sözleşmeye aykırı davranarak taşınmazı 3. kişilere kullandırdığı, bu nedenle davalının sözleşmeyi haklı feshettiği gerekçesiyle; konusuz kalan müdahalenin men'i isteminin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 21.10.2015 tarihli ve 2014/9926 E., 2015/8766 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, tazminata ilişkin temyiz itirazları yönünden; fesih ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle sonuç doğurmayacağı, kira sözleşmesinin devam etmekte olduğu, taşınmazlar davalı ... tarafından kullanıldığından davacının sözleşme süresi ile sınırlı olarak tazminat isteme hakkı doğduğundan bahisle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.10.2018 tarihli ve 2016/854 E., 2018/1042 K. sayılı kararla; asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 07.11.2019 tarihli ve 2019/500 E., 2019/8874 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, birleşen davada taleple bağlı kalınarak hükmedilen tazminat miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması, ayrıca mahrum kalınan kar kaybı zararının hesaplanmasında kıyasen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 325 inci maddesinde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması gerektiğinden bahisle, hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 17.06.2021 tarihli ve 2020/37 E., 2021/205 K. sayılı kararla; asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, alınan bilirkişi raporu ile davacının yeni ekim sezonunda ekim yapabilmesi için gerekli olan makul sürenin 5 ay olacağı, bu zaman aralığında davacının davaya konu taşınmazlarla benzer nitelikte taşınmazları bularak kiralamasının ve yeni ekim sezonunda ürün ekimi yaparak gelir ve kar elde etmesinin mümkün olduğu ancak davacının davaya konu edilen taşınmazların kullanımı kendisinde olsa dahi Kasım 2010 ile 15 Nisan 2011 tarihi arasında taşınmazlar üzerinde ekim yaparak ürün elde edemeyeceğinden herhangi bir gelir ya da kar kaybının olmayacağı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve katılma yoluyla dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 29.12.2021 tarihli ve 2021/8199 E., 2021/13798 K. sayılı ilamla; dahili davalıların süresinde verilmeyen temyiz dilekçeleri reddedildikten sonra, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde hem sözleşmesel olarak tarafların hak ve yükümlülükleri çerçevesinde, hem de bozma kapsamı doğrultusunda davacının kazanılmış hakları gözetilmeden sonuca gidildiği, buna göre Mahkemece, kiralanan alanın tarım arazisi olduğu ve sezonluk kullanımın ve hasadın mümkün olduğu gözetilerek, bu itibarla bozma kararında değinildiği üzere tazminat miktarından yapılması gereken indirim miktarı üzerinde durularak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davanın davacı tarafından açılmış men-i müdahale davası olduğu ve taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yargılama sürecinde sona ermiş olması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair daha önce verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, birleşen davanın ise, kar kaybı tazminine ilişkin olduğu ve hükme esas alınan 08.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli, Yargıtay bozma ilamına uygun ve karara esas alınacak nitelikte olduğu gerekçesiyle; asıl dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL tazminatın dahili davalılardan tahsiline karar verilmiş, 18.11.2022 tarihli hükmün tamamlanmasına yönelik ek karar ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi gereğince sehven yazılmayan davacının faiz talebi hakkında ek karar yazılmasına karar verilerek, birleşen dava yönünden hükmedilen 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; tarım ekonomisi açısından Eylül ve Ekim aylarının çok önemli olduğunu, bu dönemde gelecek yıl için kiralama hazırlıklarının tamamlanması gerekeceğini, ne var ki davalının kusuru nedeniyle bu dönemin kaçırıldığını ve benzer nitelikte taşınmazın kiralanamadığını, bilirkişilerce bu hususun değerlendirilmeyerek 5 aylık sürenin yeniden kiralama yapılabilmesi için makul süre kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca asıl davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmakla aleyhinde vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Dahili davalılar vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, Yargıtay bozma ilamları ile araştırmaya yönelik kararlar verilmiş olup davacı lehine tazminat verilmesi yönünde usuli kazanılmış hakkın söz konusu olmadığını, davacının zararın artmasını engelleme yükümlülüğü bulunduğunu, bu anlamda müterafik kusur ve oranının belirlenmesi gerektiğini, davacının ekim yapmak için yeterli zamanı bulunmasına rağmen zararın artmasına sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, dolayısıyla fiil ile iddia edilen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, davacının 2011 yılında aynı ürünler için 03.05.2011 tarihinden sonra da ekim yapabileceğini, ayrıca ödenmemiş kira bedellerinin de kar kaybı hesabında değerlendirilmesi gerektiğini, yine hükmün tamamlanması yoluyla faizin karara eklenmesinin açıkça çelişki oluşturduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl davada müdahalenin men'i, birleşen davada kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Kanun'un 44, 98, 106, 108 ve 325 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi.

3. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Mahkemece, uyulan bozma ilamlarına ve dosya kapsamına göre karar verildiği, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bozma ilamlarında belirtilen esaslar gözetilerek hazırlandığı, Mahkemenin 18.11.2022 tarihli ek kararının, uyulan 07.11.2019 tarihli bozma ilamının davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturması ve 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesine uygun olduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkemenin asıl ve ek kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince dahili davalılar yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.