Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2354 E. 2024/338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel bakım merkezinde kalan zihinsel engelli bir bireye cinsel istismarda bulunulması ve bunun sonucunda doğan çocuğun ölümü nedeniyle bakım merkezi ve istismar eden çalışandan manevi tazminat istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Hükümlü davalının ölümü üzerine mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan istinaf incelemesi yapılıp hüküm kurulması, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1841 E., 2022/2260 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/171 E., 2021/619 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan ...Sağlık Rehabilitasyon Eğitim Hizmetleri İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili ile ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ...Sağlık Rehabilitasyon Eğitim Hizmetleri İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekilinin başvurusunun reddine, davalı ... vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ...Sağlık Rehabilitasyon Eğitim Hizmetleri İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili ile... mirasçılarından ... ve .........., tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, adli yardım talebi ile temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı ...'nin Konya Numune Hastanesi Sağlık Kurulu raporuna göre %79 oranında zihinsel engelli olduğunu ve Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1846 E., 20111/398 K. sayılı ilamı ile kısıtlanarak kendisine ablası..........,'nün vasi olarak atanmasına karar verildiğini, kısıtlının Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından 11.04.2011 tarihinde davalı şirketin işlettiği Özel ... Bakım Merkezine yerleştirildiğini, kısıtlının bakım merkezinde kalırken 25 haftalık hamile olduğunu belirleyen şirket müdürü tarafından yapılan şikayet sonucu davalı bakım merkezinde çalışan..., ......, ve ......... ile vasinin komşusu olan ..... ile cinsel ilişki yaşadığının anlaşıldığını, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/270 E. 2014/507 K. sayılı ilamı ile davalıların nitelikli cinsel saldırı suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, engelli davacının 11.04.2013 tarihinde dünyaya getirdiği erkek çocuğun biyolojik babasının davalılardan... olduğunun ATK raporu ile tespit edildiğini, engelli davacının tutarlı, güvenli ve uygun bir biçimde tedavi edilmediğini ve tıbbi olanaklara erişiminin engellendiğini, kısıtlı ağır şizofreni hastası olması nedeniyle bebeğin sakat ya da anomali ya da erken doğum tehlikesi olduğunun bilinmesine rağmen hamilelikte kullanılması kesinlikle yasak olan ilaçların kullandırıldığını, doğan bebeğin bu nedenlere bağlı olarak bir ay sonra öldüğünü, davalılardan ... ve ...Sağlık Rehabilitasyon Eğitim Merkezinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal etmeleri nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek; 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı ...Sağlık Rehabilitasyon Eğitim Hizmetleri İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, 3. kişinin ağır kusuru nedeniyle dava konusu olay ile davalı şirketin faliyeti arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, çalışan elemanların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının iznine bağlı olarak işe alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2-Davalı Bakanlık vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu olayla ilgili zararın oluşumunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatın yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

3-Diğer davalılar; davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zarardan dolayı açılmış olduğundan davanın davalı ... yönünden yargı yolu yokluğundan mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine, davanın davalılar ...yönünden feragat nedeniyle reddine, davalı ...'ın %79 oranında zihinsel özürlü olan ve kendisine yönelik fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmeyen davacıya cinsel istismarda bulunmak suretiyle davacının ruhsal ve bedeni bütünlüğünü ihlal ettiği, davacının eylem neticesinde endişe hali içerisinde olduğu, ruhsal ve bedeni bütünlüğünün ihlal edilmesi nedeniyle travma yaşadığı ve bu olayın davacıda manevi yıkıntı, korku yarattığı ve derinden etkilediği gerekçesiyle 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan... ve şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan feragat beyanından sonra davalı ... vekili vekaletname sunduğundan takdiren davalı ... vekiline vekalet ücreti takdir edilmemesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan şirket vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı şirket vekili; davanın öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdiğini, çalışan seçiminde gerekli özenin gösterildiğini, yapılan denetlemelerde söz konusu fiile sebebiyet verecek bir eksikliğin tespit edilmediğini, davacının vücudunda meydana gelen değişikliklerden şüphelenerek sağlık kurumuna götürüp kontrol ettirdiğini, hamile olduğu anlaşıldığında da durumu savcılığa bildirip ihbarda bulunduğunu, diğer davalının özel kastı ile gerçekleştirdiği eylem nedeniyle adam çalıştıran olarak davalı kurumun sorumlu tutulamayacağını, ayrıca hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2-Davalı ... vekili; davalı ... yönünden feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesine ve davalı kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayın özellikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyada toplanan tüm deliller birlikte nazara alındığında Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacı engelli bireyin, yasal temsilcisinin yerleştirilmeyi talep ettiği merkez ile yapılan sözleşmeye istinaden engelli merkeze yerleştirildiği ve davalı şirket ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğu, davalı bakım merkezinin bu sözleşmeye aykırı haksız fiil teşkil eden davranışı nedeniyle işbu davanın açıldığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 116 ncı madde gereği yardımcı şahısların fiillerinden sorumluluğa dayanılarak açılacak davaların 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, anılan madde uyarınca sorumlu olan davalı şirketin borca aykırı davranışta kendisinin ve yardımcı şahsın bir kusuru olmadığını ve ayrıca borcu kendisi ifa etseydi kendisinin de kusurlu sayılmayacağını kendi bilgi ve tecrübesinin de sonucu değiştirmeyeceğini ispat edemediğinden itirazın yersiz olduğu, manevi tazminat kriterleri, eylemin niteliği, davacının ruhsal ve bedeni bütünlüğünün ihlali neticesinde meydana gelen zarar, davacının yaşı, sağlık durumu, davalının yaşı, sosyal konumu, tarafların sosyal ekonomik durumları nazara alınarak davacının yaşadığı üzüntü ve acının tatmini amacıyla takdir olunan manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu, ancak davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğine göre lehine maktu vekalet ücreti taktiri gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet olmadığı gerekçesiyle; davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile incelenen kararın kaldırılmasına, yeniden davanın davalı ... yönünden yargı yolu yokluğundan mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine, davalılar ...yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan... ve şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili ile davalı ... mirasçılarından ... ve ........., temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1- Davalı şirket vekili; istinaf sebeplerini tekar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2-Davalı ... mirasçılarından ... ve ......., ise; tüketici mahkemesi görevli olmadığı halde davaya devam edildiğini, görev yönünden davanın reddi gerektiğini, zamanaşımının dolduğunu, davanın hiçbir aşamasında usule uygun olarak haberdar edilmediklerinden kendilerini savunamadıklarını, sıfat ve husumet yönünden de kararın bozulması gerektiğini, manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu ve olayla ilgileri bulunmayan kendilerine davanın teşmil edilmesinin kabul edilemeyeceğini, diğer davalılar hakkındaki feragatın davalı .......,'a da teşmil edilmesi gerektiğini, davalı.......,'ın suçsuz olduğuna inandıklarını, mirasçıların mirası red hususunun söz konusu olduğunu, davanın haklı bir yönü bulunmadığını ve reddi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız fiil nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 ve 114 üncü maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını Anayasa'nın 36 ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anılan maddeye göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ... davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur. Hukuki dinlenilme hakkının sağlanması aynı zamanda adil yargılamanın da sağlanmasıdır.

2.Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları, usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (6100 sayılı Kanun m.114/1-d). Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir.

3. Bu bağlamda; Mahkemece davalı yan, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmeden ve hukuki dinlenilme hakkının kullanılmasına imkan verilmeden hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edilmektedir.

4.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; hükümlü davalı ...'ın 20.09.2021 tarihinde ölmüş olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesi kararının 24.11.2021 tarihinde vasisi ...'a tebliğ edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının davalı ...'ın tüm mirasçılarına yöntemince tebliğ edilmesi ve bu suretle karara karşı kanun yoluna başvurma hakkı verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden istinaf incelemesi yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

5. Bozma sebebine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.