"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2345 E., 2022/1503 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/577 E., 2022/264 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkil şirketin maliki olduğu fabrikada meyve suyu ve konsantre imalatı yapıldığını, Korkuteli Sanayi Sitesinin elektrik hatlarının davalı şirket tarafından 15.12.2016 tarihinde yer altına alınması çalışmaları sırasında elektrik kesintileri ve fazların ters bağlanması nedeniyle fabrikadaki cihazların zarar gördüğünü, fabrikada jeneratör ve UPS cihazının olduğunu, elektrik kesintisi olduğunda otomatik olarak devreye girdiğini, müvekkil şirket işletmesi OG (Orta Gerilim) trafo sahibi bir müşteri olduğu halde elektrik kesintisi olacağının bildirilmediğini, 16.12.2016 tarihinde müvekkilin davalı şirkete elektriğin kesilmesi ve fazların davalı personeli tarafından yanlış bağlanması nedeniyle fabrikada bulunan 120 kw UPS sisteminin inventöründe ve soğutma cihazının kompresöründe arıza meydana geldiğini bildirerek zararın davalı tarafından ödenmesi aksi taktirde hukuki işleme başlanılacağı ihtarı üzerine 28.12.2016 tarihinde “fazlar düzeltildi” şeklinde cevap verilerek yapılan hatanın kabul edildiğini, Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespitte elektrik kesintisi sebebi ile davalı tarafça şebekede yapılan faz değişikliğinden kaynaklanan toplam zarar bedelinin Kompresör 3. 200,00 TL, UPS 44.500,00 TL, Pastörize cihazı yazılım yükleme 20.500,00 TL, Pastörize cihazı yazılım yükleme 20.500,00 TL olmak üzere toplam 88.700,00 TL olarak belirlendiğini, fabrikada bulunan cihazlarda meydana gelen arızaların davalı şirketin kusurunda kaynaklandığının tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, toplam 88.700,00 TL zararın 15.12.2016 olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Sulh Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olarak tanzim edildiğini, gerçekleri yansıtmadığını, rapora, itirazda da belirtildiği üzere acele delil tespiti için gerekli koşulların mevcut olmadığını, Mahkemece acele delil tespiti yönünde karar alınarak keşifte bulunma, tarafımıza yöneltilen iddialara karşı savunma yapma ve bilirkişilere soru yöneltme haklarının elinden alındığını, yokluklarında yapılan delil tespitini ve bu delil tespitine dayanarak tanzim edilen bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, müvekkil şirket yapılacak enerji kesintisini 48 saat öncesinden ilan ettiğini, 15.12.2016 tarihinde 08.30-17.00 saatleri arasında OG ve AG hatlarında enerji kesintisi yapılacağını Korkuteli Kaymakamlığı ve Korkuteli Belediyesine bildirdiğini, aynı şekilde müvekkil şirketin web sayfasında kesintinin Planlı Kesintiler başlığı altında yayınlanmasının sağlandığını, bu kapsamda ilgili bölgede 15.12.2016 tarihinde saat 09:00-13:30 civarında kesinti yapıldığını, enerji verildikten sonra saat 13.47 de İlknur UYSAL isimli müşteri “Fazlar Ters Bağlanmış” şikâyetiyle 186 Çağrı Merkezini aradığını, ihbara istinaden kısa süre içinde gerekli düzeltmelerin yapıldığını, tanık beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla elektrik kesintisi gerçekleştiğinde UPS ve Jeneratör devreye girmediğini, söz konusu cihazların özelliği elektrik kesildiğinde devreye girmeleri olduğunu, cihazlar elektrik kesildiğinde devreye girmemişse önceden arızalı olduklarını, görevi şebekeden gelecek bütün olumsuzluklarda sistemi korumak olan bir cihazın faz sırası ters oldu diye arızalanması teknik mantığa aykırı olduğunu, mevzuata göre zararın meydana geldiği günden itibaren 10 gün içinde müvekkil şirkete bir başvuru yapılmadığını, davacı ise bu süre içinde somut ve belgeli zararını gösterir şekilde başvuruda bulunmadığından hukuki yararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Korkuteli Sanayi Sitesinde elektrik hatlarının yer altına alınması ile ilgili çalışmalarının yapılmakta olduğu esnada fabrikada elektriklerin sık sık kesildiği, elektrik kesintilerinin yapılacağının hizmet alanlara usulünce bildirilmediği ve meydana gelen zararın fabrikaya gelen fazların ters bağlanmış olmasından kaynaklı olduğu, bunun da CLK Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. ekiplerinin şebekede yapılan işlerdeki kusurlu davranışları sonucu meydana geldiği, bu sebeplerle elektrik kesintisi sebebi ile meydana gelen arızadan ve hasardan davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle: bilirkişi raporunda belirtilen ve ıslahla artırılan güncel değer üzerinden davanın kabulü ile 250.250,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; tespit edilen zararın müvekkilin güncel zararını karşılamadığını, cihazlar açısından tespit edilen bedellerin güncel piyasa fiyatları doğrultusunda düşük kaldığını, aradan geçen uzun zaman boyunca yaşanan ekonomik gelişmeler neticesinde, müvekkilin zararının, karara esas tutarın da üzerinde kaldığını, tanzim edilen ek raporda seçenekli hesaplama yapılmadığını, ithal cihazlar yönünden yurt dışında hizmet alınmasının gerekip gerekmediği hususunun değerlendirilmediğini, faizin türü ve başlangıç tarihinin hatalı hükmedildiğini, haksız fiilden doğan zararlarda faizin başlangıcı haksız fiilin işlendiği tarih olduğunu, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, Mahkeme kararı gerekçe yönüyle eksik olduğundan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, Mahkeme tarafından delil tespiti giderlerinin yargılama giderleri arasında sayılarak hükümde bu giderlere de hükmedilmesi gerektiğini, ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı vekili; hatalı hüküm kurulduğunu, UPS cihazının teknik özelliği ve görevi, işlevi de gözetilerek arızanın olay nedeni ile mi öncesinde mevcut bir arıza ya da bakım eksikliğinden mi kaynaklandığı, özel trafoda bir bakım vs. eksiklikliğinin olup olmadığının net şekilde ortaya koyulamadığını, müvekkil şirkete ihtimal dahilinde kusur yükletildiğini, davacının delil tespiti istemi doğrultusunda alınan bilirkişi heyet raporu söz konusu arızaların sebebine ilişkin hiçbir teknik görüş bildirmediğini, dağıtım hizmetinin teknik kalitesi bakımından da değerlendirme yapmadığını, UPS cihazları elektrik kesintisinde devreye giren cihazlar olduğundan devreye girmemesinin elektrik kesintisinden kaynaklı olmadığını gösterdiğini, bilirkişiler UPS cihazının neden arızalı olabileceğini ihtimaller üzerinden hiç sorgulamadığını, davacı gibi arızanın nedenini doğrudan elektrik kesintisine bağlayarak tarafsızlığını yitirdiğini, ek rapor aldırması gerektiğini, tek seferlik planlı bir elektrik kesintisinin müşterilerin herhangi bir cihazına zarar vermesinin teknik ve bilimsel olarak mümkün olmadığını, faz sırasının hatalı bağlanmasının da teknik olarak bir cihazın zarar görmesine sebep olacak bir hata olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu cihazların faz sırasıyla ilgili olduğuna dair hukuki denetime elverişli teknik bir açıklama yapılmadığını, arızalandığı iddia olunan cihazların değerinin hangi kritere göre belirlendiğinin belli olmadığını, cihazların yıpranma durumunun göz önüne alınmadığını, ıslah dilekçesinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, enerji kesintisi konulu bildirim ile TRT Korkuteli Bölge Haber Müdürlüğü, bilgi için Korkuteli Belediyesi, Korkuteli Kaymakamlığı, Antalya İl Müdürlüğü, Sistem İşleme Direktörlüğü, yazılı ve görsel medya kuruluşlarına 3 gün önce bildirim gönderildiğini, ayrıca müvekkil şirketin web sayfasında kesinti yapılacağının Planlı Kesintiler başlığı altında yayınlandığını ancak Korkuteli Kaymakamlığı ve Korkuteli Belediyesinin üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinin sorumluluğu müvekkil şirkete yükletilemeyeceğini, kesinti ilanının Korkuteli İlçesinde yayın yapan kuruluşlarca yapılacak kesintinin duyurulup duyurulmadığı araştırılmadığını, müterafik kusur değerlendirmesinin yapılmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; haksız fiil tarihindeki veriler üzerinden zarar miktarının belirlendiği, haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, tarafların tacir olduğu ve dava dilekçesi ile avans faiz talep edildiğinden davacı vekilinin faizin başlangıç tarihi ve türüne yönelik itirazın yerinde olduğu, olay tarihi olan 2016 yılı itibariyle zarar belirleneceğinden o tarihteki onarım ve değişmesi gereken makine, teşhizat ve parçaların 2016 yılı itibariyle piyasa rayiç değerinin hükme esas alınması gerektiği, son alınan bilirkişi heyet raporunda 2021 yılı verilerine göre belirlenen zarar üzerinden istemin kabulüne karar verildiği, davacıya ait iş yerindeki makine ve araçların elektrik hatlarının yer altına alınması işlemi sırasında davalı şirket çalışanlarının hatalı işlemi sonucu zarar gördüğünden davacı tarafın zararlı sonucun meydana gelmesinde üzerine atfedilecek müterafik kusuru bulunduğu yönünde bir bulgu ve tespit de bulunmadığından davalı tarafın zararının 2021 yılı verilerine göre belirlenmesine ilişkin itirazı haklı olup diğer istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği, zararın kapsamı ve mahiyeti bakımından dosya içeriğine toplanan delillere göre son bilirkişi heyetince de benimsenen ve iştirak edilen tespit dosyasındaki zararın dosya kapsamına uygun düştüğü, davanın dava dilekçesi ile talep edilen miktar üzerinden kabulü gerektiği, ıslah ile arttırılan güncel (2021 yılı için geçerli) zarar miktarı üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacı vekilinin zararın miktarı ve kapsamına ilişkin itirazının yersiz olduğu, tespit dosyası giderleri, yargılama giderinden olduğundan yargılama giderleri içinde hesaplanarak karar altına alınması gerektiğinden bahisle; tarafların istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 88.700,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; zarar tutarı dövize bağlı olduğundan, İstinaf Mahkemesince hükmedilen tutarın, tazminat hukukunun fonksiyonuna ve kanun koyucunun iradesine aykırı şekilde müvekkili şirketin zararını karşılamadığını, mülkiyet hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, dava konusu cihazlar için zararın güncel piyasa değerleri üzerinden belirlenmesi gerektiğini, tazminat hukukunda zararın tam olarak giderimi esas olduğundan zarar gören açısından zarar hangi para biriminden oluşmuşsa tazminatında o para birimi esas alınarak giderilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... şirketinin kusurlu olarak elektrik dağıtımını gerçekleştirdiği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu maddesi
3. Değerlendirme
1.Haksız fiil nedeniyle tazmini gereken zarar, haksız fiile maruz kalanın eylem tarihi itibariyle malvarlığında meydana gelen azalmayı veya bu eylemle önlenen muhtemel çoğalmayı ifade eder. Bu bağlamda hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin temyizen incelenen kararında, olay tarihi itibariyle zarar belirleneceğinden o tarihteki onarım ve değişmesi gereken makine, teşhizat ve parçaların 2016 yılı itibariyle piyasa rayiç değerinin hükme esas alınması gerektiğine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.