"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/299 E., 2022/372 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının 2000-2001 yılları arasında Deniz Astsubay Hazırlama Okulunda eğitime başladığını, buradaki eğitiminden sonra Deniz Astsubay Yüksek Okuluna devam ederek 2005 yılında mezun olduğunu ve 30.08.2005 tarihinde orduya katıldığını ancak mecburi hizmet süresini tamamlamadan 04.08.2007 yılında görevinden ayrıldığını ileri sürerek; davalının 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun (926 sayılı Kanun) 112 nci maddesine aykırı olarak mecburi hizmet süresini tamamlamadığından bahisle kendisine yapılan öğrenim ve eğitim ve yetiştirme masraflarının eksik kalan kısmı ile orantılı olarak 90.533,51 TL alacağın görevden ayrılış tarihi olan 04.08.2007 tarihinden itibaren yasal faizi (52.349,06 TL) ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; istenen miktarın eksik kalan hizmet ile orantılı olmadığından fahiş olduğunu, talebin orantılı olması gerektiğini bildirmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2016 tarihli ve 2009/239 E., 2016/337 K. sayılı kararıyla; 03.06.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6318 sayılı Askerlik Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre mecburi hizmet süresinin 15 yıldan 10 yıla indirildiği, davalının mecburi hizmet süresinin 3.650 gün olup, eksik kalan gün sayısının ise 2.946 olduğu gerekçesiyle; davanın asıl alacak yönünden 10.730,83 TL, işlemiş faiz yönünden 7.524,19 TL olarak kabulü ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.07.2020 tarihli ve 2017/4396 E., 2020/5624 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, asıl alacak ve işlemiş faiz hakkında hüküm kurulmuş olup, asıl alacağa işletilecek faiz başlangıç tarihi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, Mahkemece asıl alacak faiz başlangıç tarihi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 07.12.2021 tarihli ve 2021/438 E., 2021/510 K. sayılı kararla; asıl alacağın 10.730,83 TL, işlemiş yasal faizinin 1.905,09 TL olduğu, dava dilekçesi ile asıl alacak ve yasal faizin ayrı ayrı alacak kalemi olarak talep edildiği anlaşıldığından faize faiz işletilmesine neden olmayacak şekilde asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden ayrı ayrı hüküm kurmak gerektiğinden bahisle; dava dilekçesinde asıl alacak yönünden dava tarihinden sonraki döneme ilişkin faiz talebi bulunmadığından sonraki döneme ilişkin faiz işletilmesi yönünde karar verilmeyerek davanın kısmen kabulüne, davacının 10.730,83 TL asıl alacak ile 1.905,09 TL işlemiş faiz alacaklarının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 31.03.2022 tarihli ve 2022/2042 E., 2022/3021 K. sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra Mahkemece verilen ilk hükmün sadece davacı tarafça temyiz edildiği, davalı tarafın temyiz etmediği gözetildiğinde bozulan hükmün davacı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu, bu kararla aleyhe hüküm verme yasağı ve usulü kazanılmış hakkın ihlal edildiği gerekçesiyle, kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece önceki kararlarda faizin başlangıç tarihine ilişkin hüküm hatalı olduğu, davalının görevden ayrılış tarihi olan 04.08.2007 tarihinden itibaren asıl alacak tutarına yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 10.730,83 TL asıl alacak ile 7.524,19 TL işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacak tutarı olan 10.730,83 TL'ye davalının görevden ayrılış tarihi olan 04.08.2007 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvan
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının ilişiğinin kesilmesi tarihinde yürürlükte bulunan Kanunda öngörülen 15 yıllık mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ayrıldığının çekişmesiz olduğunu, tazminatın buna göre hesaplanmasının gerektiğini, muvazzaf astsubayın TSK'dan ilişiğinin kesilmesi ile askeri öğrencinin öğrencilikten çıkarılmasının farklı mevzuat hükümlerine tabi tutulduğunu, diğer yandan 6353 sayılı Kanun hükümlerinin davada uygulanma olanağının bulunmadığını, taleplerinin altındaki alacak tutarına 04.08.2007 ayrılış tarihinden itibaren temerrüd faizi yürütülmesinin ve üstelik bu durumun taleple bağlılık ilkesi ile gerekçelendirilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, asıl alacak hesabının hatalı olduğunu, alacağın faizinin her bir masrafın, sarf tarihlerinden itibaren ayrı ayrı hesaplanması gerekirken, alacağın tamamına ayrılış tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka ve ilgili mevzuata ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesine aykırı olarak mecburi hizmet süresini tamamlamadığından bahisle davalıya yapılan öğrenim ve eğitim ve yetiştirme masraflarının eksik kalan kısmı ile orantılı olarak faizi ile birlikte istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.