Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2493 E. 2024/107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sağlık hizmeti sunucusuna, trafik kazası geçiren hastadan ek ücret aldığı gerekçesiyle uygulanan cezai şartın iptali istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Sağlık hizmet sunucusunun, trafik kazası geçiren hastadan kaza tespit tutanağı gibi belgeleri temin etme yükümlülüğünün bulunmadığı ve hastanın bu belgeleri sunmaması halinde tedavi giderlerini kuruma fatura etme zorunluluğunun olmadığı gözetilerek, sağlık hizmeti sunucusuna uygulanan cezai şartın iptaline karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/560 E., 2022/640 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin Özel Memorial Antalya Hastanesinin sahibi ve işleteni olduğunu, yabancı uyruklu Aidyn Baıgurmanov isimli hastanın geçirdiği trafik kazası neticesinde 21.09.2017 - 26.09.2017 tarihleri arasında müvekkiline ait hastanede tedavi hizmeti aldığını, ancak hastanın 2012/5 sayılı Genelge kapsamında trafik kazası tespit tutanağı veya kaza geçirdiğine dair herhangi bir belge sunmaması nedeniyle tedavisinin kuruma faturalandırılamadığını ve 33.371,10 TL tedavi giderinin hastadan alındığını, hastanın kuruma kaza tespit tutanağını sunup ödediği tedavi giderini geri istemesi üzerine davalı kurum tarafından, müvekkili hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 12.9 uncu maddesi uyarınca hastadan fazla ilave ücret alındığı gerekçesiyle 156.855,50 TL cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, fazla ilave ücret alındığının iddia edilebilmesi için hastanın tedavi giderlerinin kuruma fatura edilmiş olması gerektiği, bir an için cezai şart uygulanacağı düşünülse bile bunun sözleşmenin 8.1.1 inci maddesinde yer alan “SHS, doğrudan veya sevk edilmek suretiyle başvuran hastayı SUT'ta yer alan müracaata ve kimlik tespiti işlemlerine ilişkin düzenlemeler ile kurum mevzuatı doğrultusunda mevzuatına uygun olarak kabul etmek zorundadır.” hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, müvekkilince cezai şart olarak kuruma ödenen 156.855,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kurum vekili; davacı hastanenin, hastanın yabancı uyruklu olması nedeniyle trafik denetleme müdürlüğünden kaza tutanağını alamadığını ya da alması gerektiğini bilmiyor olabileceğini düşünerek, bu konuda hasta yakınlarını bilgilendirmesi ya da kaza tespit tutanağını bizzat temin etmesi gerektiğini, hastanın 6111 sayılı Kanun ve 2012/5 sayılı Genelge kapsamında olduğunu bilmek ve uygulamak zorunda olduğunu, yabancı ülke vatandaşlarının faturasının manuel girildiğini ve bunun için diğer hastalık faturaları gibi iki ay içerisinde fatura edilmesi zorunluluğu olmadığından, eksik belgeleri tamamlayarak şu an dahi kuruma fatura edebileceğini, bu nedenle sürenin kısıtlı olduğuna yönelik savunmasına da itibar edilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli ve 2019/12 E. 2020/290 K. sayılı kararıyla; dava dışı yabancı uyruklu hastanın 21.09.2017 tarihinde trafik kazası nedeniyle davacının sahibi olduğu hastaneye ambulans ile getirildiği, davacının sağlık hizmeti satın alma sözleşmesine aykırı olarak hastadan ek ücret aldığı, davalı kurum tarafından da sözleşmenin 12.9 uncu maddesi uyarınca sözleşmeye aykırı olarak alınan bu ücretin 5 katı tutarında ceza kesildiği, davacının savunmasında dava dışı hastanın trafik kazasından dolayı tedavi gördüğüne dair trafik kazası tespit tutanağını sunmadığı, bu sebeple hastadan ücret alındığını belirttiği, ancak davacı tarafça düzenlenen muayene formunda "öykü" başlığında yer alan "yaklaşık 10 dakika önce ticari taksi aracı içerisinde iken başka bir araçla çarpışması sonucunda meydana gelen kaza..." şeklindeki bilgiye göre hastanın trafik kazası sebebiyle getirildiğinin davacı hastane tarafından bilindiği, hastadan ücret alınmaması gerekirken 33.371,10 TL tedavi ücreti alındığı, bu nedenle davalı kurumun davacı hakkında uyguladığı cezai işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2021 tarihli ve 2021/61 E. 2021/1758 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.05.2022 tarihli ve 2022/685 E., 4511 K. sayılı ilamıyla özetle; “Somut uyuşmazlıkta; dava dışı yabancı uyruklu hasta Aidyn Baıgurmanov’un 21.09.2017 tarihinde trafik kazası geçirmesi neticesinde davacı hastaneye 112 ambulansı ile getirildiği ve tedavisinin yapılarak hastaneden 26.09.2017 tarihinde taburcu edildiği, her ne kadar hasta ambulans ile getirilmiş ve trafik kazası geçirdiğini beyan etmiş ise de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün 2012/5 sayılı Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri Genelgesi’nin 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra verilen hizmetler başlıklı hükmüne göre hastaneye ibraz etmesi gereken ve hastanenin de faturalandırma yaparken kuruma sunmak zorunda olduğu kaza tespit tutanağını veya kaza geçirdiğine dair kanıtlayıcı bir belge sunamadığı, hal böyle olunca davacı hastanenin, tedavi giderlerini hastadan istemesinin ve kuruma faturalandırma yapmamasının yerinde olduğu, zira davacının, yukarıda bahsi geçen genelgeye, SUT hükümlerine, 5510 sayılı Kanuna ve ilgili sair mevzuat hükümlerine göre dava dışı hastanın sunmadığı belgeleri temin etme, yahut hastayı bilgilendirerek temin etmesini sağlama yükümlülüğünün bulunmadığı, ayrıca hastanın kaza tespit tutanağını 11.01.2018 tarihinde kuruma sunmuş olduğu da dikkate alındığında davalı kurumun, belge eksikliğinin giderilmesinin beklenmesi gerektiği yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, hastanenin yapmış olduğu tedavi masraflarının bedelini kurumdan tahsil etmesi için uzun bir süre beklemesinin istenmesinin yasal düzenlemelere ve hakkaniyete uygun olmadığı, eksikliğin hasta tarafından giderilmemesi halinde hastanenin zarara uğrayabileceği de dikkate alındığında, davacının dava konusu tedavi işlemini kuruma faturalandırmamasının yerinde olduğu anlaşılmakla Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı hasta Aidyn Baıgurmanov’un 21.09.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu ambulans ile getirildiği davacı hastanede tedavi gördüğü, ancak 2012/5 sayılı Genelge’nin 1 inci maddesi gereğince kaza geçirdiğine dair ibraz etmesi gereken kanıtlayıcı belgeleri hastaneye sunmadığı, davacı hastanenin ise bu belgeleri bizzat temin etme yükümlülüğü bulunmadığı, bu nedenle davacının tedavi işlemini kuruma faturalandırmamasının yerinde olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile 156.855,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kurum vekili; davacı hastanenin, hastanın yabancı uyruklu olması nedeniyle trafik denetleme müdürlüğünden kaza tutanağını alamadığını ya da alması gerektiğini bilmiyor olabileceğini düşünerek, bu konuda hasta yakınlarını bilgilendirmesi ya da kaza tespit tutanağını bizzat temin etmesi gerektiğini, hastanın 6111 sayılı Kanun ve 2012/5 sayılı Genelge kapsamında olduğunu bilmek ve uygulamak zorunda olduğunu, yabancı ülke vatandaşlarının faturasının manuel girildiğini ve bunun için diğer hastalık faturaları gibi iki ay içerisinde fatura edilmesi zorunluluğu da bulunmadığını, davacının eksik belgeleri tamamlamadığını ve halen kuruma fatura etmediğini, sürenin kısıtlı olduğuna yönelik savunmasına da itibar edilemeyeceğini, kurum tarafından yapılan tüm işlemlerin usul ve kanuna uygun olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; sağlık hizmeti sunucusuna uygulanan ceza-i işlemden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün 2012/5 sayılı Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri Genelgesi’nin 1 inci maddesinin birinci fıkrası,

2. 6111 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı,

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü’nün 2012/5 sayılı Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri Genelgesi’nin 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra verilen hizmetler başlıklı hükmüne göre; “Trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25.02.2011 tarihinden itibaren kurumla sözleşmeli/protokollü üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca verilecek tüm sağlık hizmet bedelleri sağlık uygulama tebliği (SUT) hüküm ve ekleri esas alınarak kurumca karşılanacaktır. MEDULA sistemi üzerinden provizyon tipi trafik kazası olarak seçilecek ve bu menü de müstahaklık sorgulaması yapılarak sağlık hizmetleri verilecek ve faturalandırılacaktır. Genel sağlık sigortalısı olmayanlar için SPAS uygulamasına geçen tüm illerde T.C. kimlik sorgulaması yapılarak tedavi giderleri karşılanacaktır. SPAS uygulamasına geçmeyen illerde ise faturalar manuel ortamda değerlendirmeye alınacak bilahare düzenlenecek bir form üzerinden gerekli veriler il müdürlüklerinden toplanılarak elektronik ortama taşınacaktır. Genel sağlık sigortalı kazazedeler için trafik kazası geçirilen araç/araçlardan bir tanesinin plaka bilgisi yeterli olup, trafik kaza tespit tutanağı veya trafik kazası geçirdiğine dair kanıtlayıcı belge istenmeyecek, genel sağlık

sigortalısı olmayanlar içinse kaza tespit tutanağı veya trafik kazası geçirdiğine dair kanıtlayıcı belge istenecektir.”

2. Öte yandan bir Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.

3. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

4. Bu itibarla, temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.