"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1927 E., 2023/95 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/409 E., 2020/131 K.
Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 18.08.2006 tarihinde kurulan vekalet ilişkisinin haksız azil tarihi olan 13.09.2011 tarihine kadar devam ettiğini, daha önce vekalet ücreti alacağına ilişkin davalı aleyhine Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/107 E. sayılı dosyasıyla açtıkları davanın 291.424,88 TL üzerinden kabul edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak 3.000,00 TL’nin 03.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak 29.01.2020 tarihinde kesinleştiğini, bakiye 288.424,88 TL’nin tahsili için 08.09.2016 tarihinde davalı aleyhinde takip başlattıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, Mahkeme kararıyla kesinleşen vekalet ücreti alacağından kalan 288.424,88 TL’nin 13.09.2011 azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; azil tarihi olan 13.09.2011 tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Mahkeme kararının alacak talebinin tamamı yönünden zamanaşımını kesmeyeceğini, haklı azil sebeplerinin bulunduğunu, davacının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bilgi verme yükümlülüğüne uymadığını ve çalışanlarla sürekli tartışma yaşadığını, daha önceki davada aldırılan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, anılan raporda davacıya yapılan ödemelerin araştırılmadığını, bu nedenle hükme esas alınamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, asıl davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak talep edilmeyen vekalet ücreti alacağına ilişkin olup, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/107 E. 2016/65 K. sayılı ve 29.01.2020 kesinleşme tarihli ilamında, davacı asilin talep edebileceği vekalet ücreti alacağının toplam 291.424,88 TL olduğu tespit edilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 3.000,00 TL'nin hüküm altına alındığı, davacı tarafından bakiye alacağın tahsili için 08.09.2016 tarihinde Bursa 13. İcra Dairesinin 2016/939 E. sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup bu takibin zamanaşımı süresini kestiği, azil tarihi olan 03.10.2011 tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı içerisinde dava konusu alacak talep edildiğinden, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, vekalet ücretinin miktar yönünden anılan Mahkeme kararıyla kesinleştiği gerekçe gösterilerek; davanın kabulü ile 288,424,88 TL alacağın 03.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; 13.09.2016 tarihinde alacağın tamamının zamanaşımına uğradığını, önceki Mahkeme kararının zamanaşımını kesmeyeceğini, vekaletnamenin 2006 yılında düzenlenmiş olup, geçerlilik süresinin 10 yıl olduğuna dair içtihatlar bulunduğunu; davacının dosyaları özensiz takip ettiğini ve bazı dosyaları takipsiz bıraktığını, düzenli olarak rapor vermediğini ve müvekkili firma çalışanlarıyla tartışma yaşandığını, bu nedenlerle azlin haklı olduğunu; bilirkişi tarafından davacıya yapılan ödemeler dikkate alınmadan rapor düzenlendiğini, bu sebeple yeni bilirkişi raporu alınması gerektiğini; müvekkilinin dava konusu alacağı ödemek zorunda kalırsa, brüt tutar üzerinden %20 stopaj kesintisi yapılması gerektiğini, zira brüt tutar üzerinden %20 gelir vergisi ve stopaj kesintisi yaparak ilgili idareye ödemek zorunda olduğunu, kararda alacağın KDV dahil tutar olduğunun belirtilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, taraflar arasındaki vekalet ilişkisi 13.09.2011 tarihli azilname ile sona erdiğinden, vekalet ücret alacağının bu tarihte istenebilir hale gelmiş olup, zamanaşımı süresinin de bu tarih itibariyle başladığı, davacının zamanaşımı süresi sona ermeden 08.09.2016 tarihli takip talebi ile 288.424,88 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, takibin başlatılmasıyla birlikte zamanaşımı süresinin kesildiği, bu nedenle davalı vekilinin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı; davalı vekili istinaf dilekçesinde, azlin haklı olduğuna dair itirazda bulunmuş ise de kesinleşen kararla birlikte azlin haksız olduğu hususu da kesinleştiğinden, davalının bu yöndeki istinaf itirazının da yerinde görülmediği; yine istinaf dilekçesinde, hükmedilen alacağın KDV dahil tutar mı yoksa brüt tutar mı olduğunun belirtilmediğini ileri sürmüş ise de kesinleşen kararda KDV ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığı gibi, davalının cevap dilekçesinde bu hususta değerlendirme yapılması gerektiğine dair savunmasının da bulunmadığı, cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların 6100 sayılı HMK’nın 357 inci maddesi gereğince istinaf aşamasında değerlendirilmesi mümkün olmadığından bu yöndeki istinaf itirazının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109 uncu maddesi,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147 inci maddesinin beşinci fıkrası, 149 uncu maddesinin birinci fıkrası, 154 üncü maddesi ve 156 ncı maddesinin birinci fıkrası,
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri doğrultusunda temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı tarafından, vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/107 Esas sayılı dosyasıyla açılan kısmi dava ile eldeki davaya konu alacağın aynı hukukî ilişkiden doğmuş olup, kalan kısım için iş bu ek davanın açılmasının hukuken mümkün olmasına; kısmi davada Mahkemece, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne dair verilen kararın, temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleşmesiyle birlikte davacının azlinin haksız olduğunun da kesinleşmiş olmasına ve eldeki ek davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.