Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2634 E. 2024/2024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azil nedeniyle vekalet ücret alacağı isteminde, vekalet ücret sözleşmesindeki ücretin hasılı davaya iştirak yasağına aykırılık teşkil edip etmediği ve azil tarihinden önce kesinleşen dosyalar için vekalet ücretinin nasıl hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet ücret sözleşmesinde kararlaştırılan tasfiye payının %15'inin vekalet ücreti olarak ödenmesi hükmünün hasılı davaya iştirak yasağına aykırı olmadığı, azil tarihinden önce kesinleşen dosyalar için avukatın sözleşmede kararlaştırılan ücrete hak kazandığı ve bu nedenle her iki kesinleşen dosya için tek bir vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...ile davayı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; avukat olan müvekkilinin, davalı adına Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E. ve Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/507 E. sayılı dosyalarını takip ederek sonuçlandırdığını, taraflar arasındaki vekalet ücret sözleşmesinde her iki dosyanın takibi için şirketin tasfiye payının %15'inin vekalet ücret alacağı olarak kararlaştırıldığını, ancak davalının haksız yere müvekkilini azlederek kararlaştırılan akdi vekalet ücret alacağını ödemediğini ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL vekalet ücret alacağının temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 14.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 635.539,27 TL olarak belirlemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; azlin haklı nedene dayandığını, davacı avukatın bu yüzden vekalet ücret alacağı talep edemeyeceğini, sözleşmede kararlaştırılan vekalet ücret alacağı hükmünün ise hasılı davaya iştirak yasağına aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Antalya 1. Tüketici Mahkemesinin 2016/780 E., 2017/898 K. sayılı kararı ile görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hukuki yardımlara ilişkin Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E., 2009/333 K. sayılı kararının 21.03.2012 tarihinde, Antalya 5. ASTM'nin 2012/73 E., 2013/36 K. sayılı kararının 23.05.2013 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde davacı vekilinin her iki dosya nedeniyle vekalet sözleşmesindeki ücret alacağının muaccel olduğu, taraflar arasındaki 22.10.2010 tarihli vekalet ücreti sözleşmesi gereğince davacı avukatın vekalet ücretinin iş sahibinin bilirkişi raporu ile belirlenen ve mahkeme kararına esas alacağı tasfiye payının % 15' i olarak ödeneceği hususunda karara varıldığı, Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/73 E., 2013/36 K. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda hisse değer tespitinin yapılamadığının belirtilmesi üzerine mali müşavir bilirkişiden şirketin tasfiye payının belirlenmesine yönelik rapor aldırıldığı, bu nedenle davanın kabulüne, belirlenen tasfiye payının % 15'ine tekabül eden 635.539,27 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; ıslah yoluyla talep edilen 585.539,27 TL'lik alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığını, davanın kısmi dava mahiyetinde olduğunu, buna rağmen ıslahla istenen meblağ için de faizin dava tarihinden başlatıldığını, davacının avukat olması sebebiyle mesleki bilgisinin alacağını hesaplamaya yettiğini, bu yüzden vekalet ücret alacağı talepli davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, nitekim davanın sonuç kısmında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davasını kısmi dava olarak açtığını, davaya konu avukatlık sözleşmesinde ücretin hasılı davaya iştirak yasağına aykırı olarak belirlenmesi sebebiyle sözleşme hükmünün batıl olduğunu, buna göre davacı avukatın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesindeki şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin dava yönünden sadece maktu ücret talep edebileceğini, bunun da 2009 yılı AAÜT'ye göre 1.000,00 TL olduğunu, Mahkemenin gereksiz yere şirket tasfiye payına ilişkin bilirkişi incelemeleri ve kıymet takdirleri yaptırdığını, kaldı ki davalının söz konusu şirkette %20 oranında hisse sahibi olduğunu, davalıya düşen kısım üzerinden belirleme yapmak yerine şirketin sahibi olduğu taşınmazların tamamının değerinin esas alınarak hesaplama yapıldığını, dosyaya sunulan uzman görüşü raporunun mahkemece nazara alınmadığını, azlin haklı nedene dayandığına ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmasına rağmen Mahkemece bu hususun da gözetilmediğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın akdi vekalet ücret alacağı, talep konusu yapılan Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 Esas sayılı dosyasının 21.03.2012 tarihinde kesinleşmiş olması sebebiyle bu dosya yönünden belirtilen tarih itibariyle; Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/507 Esas sayılı dosyası yönünden ise azil haklı nedene dayanmadığından azil tarihi olan 07.04.2016 tarihi itibariyle muacceliyet kazanmış ve zamanaşımı süresi işlemeye başladığından davanın açıldığı tarih (17.05.2016) itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, vekalet ücreti sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün hasılı davaya iştirak niteliğinde olup, bu hükmün geçersiz olduğu, bu nedenle harçlandırılmış dava değeri üzerinden Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi gereğince %10 ücrete karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı avukatın neticeten talep edebileceği akdi vekalet ücret alacağı 143.752,80 TL olduğu halde yazılı gerekçelerle davacı lehine 635.539,27 TL'nin hüküm altına alınması isabetli görülmemekle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, sair yönlerden reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 143.752,80 TL akdi vekalet ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili, davacı avukatın diğer takip ettiği Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E. sayılı tapu iptali davası yönünden davanın para ile ölçülebilen türde olduğunu, davacı avukatın dosyayı temyiz safhasında takip etmeye başladığı gözetilerek % 10 oran üzerinden ücret belirlenmesi gerektiğini, dava değerinin tamamı üzerinden değil dava değerinin müvekkilin %20 hissesine karşılık gelen kısmı olan 285.505,60 TL üzerinden ücret belirlenerek % 10 oran itibariyle 28.550,56 TL olması gerektiğini, Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E. sayılı dosyası yönünden ise davacı avukatın işbu dosyada sadece karşı tarafın temyizine cevap dilekçesi sunduğunu, bu nedenle sadece dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi gerektiğini, zaten huzurdaki davada davacı taraf vekil olarak takip ettiği Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/507 E. sayılı tasfiye davası için ücret talebinde bulunduğunu, Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E. sayılı dosyası için bir ücret talebi olmadığını, davanın kısmi dava olduğunu, azil tarihi olan 07.04.2016 tarihi itibariyle 14.06.2021 tarihinde ıslah dilekçesiyle istenen meblağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin dava konusu vekalet ücret sözleşmesindeki ücrete ilişkin anlaşmayı Avukatlık Kanunu'nun 164/3 maddesinde öngörülen hasılı davaya iştirak yasağı kapsamında kabul etmesinin yanlış olduğunu, davalının şirketteki tasfiye payının %15'ine tekabül eden vekalet ücretinin verilmesi gerektiğini, müvekkil tarafından takip edilen her iki dava da azil tarihinden önce kesinleşmiş olmasına rağmen istinaf mahkemesi tarafından şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın azilden sonra kesinleştiği yönündeki tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmesinin hasılı davaya iştirak yasağına aykırı olması sebebiyle geçersiz kabul edilmesi ve 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp azilden önce kesinleşen tapu iptal ve tescil davası için vekalet ücretini %10 olarak belirlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız azle dayalı vekalet ücret alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34, 164, 174 üncü maddeleri,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 506 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeye ve yukarıda yer verilen yasal mevzuata göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.Taraflar arasında imzalanan 22.10.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 2 nci maddesine göre hukuki yardımın konusu "Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 Esas ve Taç Konservecilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ortakları aleyhine açılan fesih ve tasfiye davalarının takibi", denildikten sonra 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında "Avukatlık ücreti Mahkeme tarafından iş sahibinin bilirkişi raporu ile belirlenen ve mahkemenin kararına esas alacağı tasfiye payının yüzde %15'i olarak ödenecektir. Bu kısım yerel Mahkeme kararı ile muaccel olacaktır.", üçüncü fıkrasında "Bu ücret yanlız bu işler içindir." hükümleri bulunmaktadır.

3. Sözleşmenin "... iş sahibinin bilirkişi raporu ile belirlenen ve mahkemenin kararına esas alacağı tasfiye payının yüzde %15'i olarak ödenecektir. " hükmü ile şirket hissesinin payının devri değil, bilirkişi raporu ile belirlenecek tasfiye payının %15'inin avukatlık ücreti olarak ödeneceği kararlaştırıldığından, hasılı davaya iştirak yasağı söz konusu olmayıp, Bölge Adliye Mahkemesinin sözleşmesinin bu hükmünün geçersiz olduğuna ilişkin tespiti doğru görülmemiştir.

4. Vekalet ücretine konu yapılan Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/40 E., 2009/333 K. sayılı dosyasının davalı ... vekili sıfatıyla davacı avukat tarafından temyiz aşamasında takibi gerçekleştirilen tapu iptali tescil davası olduğu, söz konusu davanın kısmen kabul ile davalı ... lehine sonuçlandığı ve Yargıtay incelemesinden geçerek 21.03.2012 tarihi itibariyle kesinleştiği görülmüştür.

5. Talep konusu yapılan Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/507 Esas sayılı dosyası incelendiğinde ise; davalı ... vekili sıfatıyla davacı avukat tarafından açılmış davacı ...'in ortağı bulunduğu şirketin fesih ve tasfiyesi istemli dava olduğu, bahsi geçen mahkemenin kapatılarak dosyanın Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilmesi sebebiyle 2012/73 Esas numarasını aldığı, bu mahkemede yapılan yargılama neticesinde verilen şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin kararın 23.02.2015 tarihi itibariyle kesinleştiği, davalılardan Hilmi Kocademir yönünden ise bu davalıya husumet düşmeyeceğinden bahisle Yargıtayca bozulması sebebiyle yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır. Ancak şirketin tasfiyesine ilişkin kararın kesinleştiği ve şirkete tasfiye memuru atandığı hususları ihtilafsızdır.

6. Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesinde "avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir." hükmü düzenlenmiştir. Hatta haksız azil halinde bile Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı Avukat vekalet ücretine hak kazanır. Dosya kapsamında davalı müvekkil tarafından davacı avukatın azledildiği tarihin 07.04.2016 olduğu, sonuç olarak azilden önce her iki dava dosyanın da kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre kesinleşmiş kararlar kapsamında azlin haklı nedene dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın davacı avukatın akdi vekalet ücretine hak kazandığı kabul edilmelidir.

7. Böylece her iki kesinleşen dava dosyası için sözleşmedeki "Avukatlık ücreti Mahkeme tarafından iş sahibinin bilirkişi raporu ile belirlenen ve mahkemenin kararına esas alacağı tasfiye payının yüzde %15'i olarak ödenecektir." hükmü gereği yapılacak hesaplama sonucunda tek akdi vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.