"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1416 E., 2023/628 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/643 E., 2021/215 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 2981 sayılı İmar Affı Yasası uyarınca hak sahibi olduğu yapının bulunduğu bölgenin davalı ... Meclisinin kararı ile "Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etapları Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak ilan edildiğini, müvekkili ile davalı ... arasında 09.11.2006 tarihli sözleşme imzalandığını, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 2008/363 Esas sayılı davası ile projenin iptal edilmesi üzerine taksit ödemelerinin durdurulduğunu, Bakanlar Kurulunun 07.07.2010 tarihli kararıyla bölgenin proje alanı olarak ilan edilmesi akabinde Belediye Meclisince hak sahipleri ile mülk sahipleri arasında akdedilen konut sözleşmelerinin aynen devamına karar verildiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine rağmen taahhüt edilen evin teslim edilmediğini ileri sürerek, aradan geçen 13 yıllık süreçte davalı tarafından ifa edilmemesi ve süreçten sonra ifa edileceğine ilişkin herhangi bir emarenin bulunmaması ve ayrıca inşaatlara başlansa dahi müvekkili açısından artık bir öneminin/faydasının da kalmaması sebebiyle ifa yerine geçen müsbet zararın belirlenerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 17.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 650.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kentsel dönüşüm projesinin, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 13.09.2009 gün ve 2008/363 E., 2009/594 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini ve bu karar doğrultusunda anılan alanda Belediyeleri Özel Projeler ve Dönüşüm Dairesi Başkanlığının yetkisinin kalmadığını, anılan mahkeme kararı ile projenin iptal edilmesi nedeniyle, 07.07.2010 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden proje uygulamalarına dönülmesi ve kesintiye uğrayan ödemelerin karşılıklı olarak ifasına tekrar başlanılacağı hususunda hak sahibine tebligat gönderildiğini, sözleşmenin feshini gerektiren bir durum olmadığını, kira yardımlarının devam ettiğini, proje kapsamında inşa edilerek hak sahiplerine dağıtılacak konutların ihale, proje ve ruhsat onay sürecinin tamamlandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşme gereğince davacının, verilmesi taahhüt edilen konutla ilgili bütün şartları yerine getirdiği halde sözleşme gereği ... ilçesi, ... Vadisi içerisindeki davacıya verilmesi gereken 100 m² alanlı bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle davacıya teslim edilmediği, davalı Belediyenin edimini zamanında yerine getirememesi nedeniyle, davacının seçimlik haklarından ifayı ret ile müspet zararın tazminini isteme hak ve yetkisinin oluştuğu, dava tarihi itibariyle davacıya verilmesi gereken bağımsız bölümün değeri yönünden davacının müspet zarardan kaynaklı alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 650.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemenin emsal kararları da dikkate alarak Eylül 2019 tarihi itibariyle TÜİK- Yİ-ÜFE endeksinin uygulanması ile değer tespiti gerekirken hatalı bilirkişi raporundaki düşük değere itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, proje kapsamında teslimi taahhüt edilen davaya konu 100 m² dairenin Mayıs 2013 tarihi itibariyle değerinin 475.000,00 TL olduğunu gösteren ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararların güçlü delil olduğunu, TÜİK- Yİ-ÜFE endeksinin uygulanması suretiyle değer tespitinin yapılması halinde belirlenecek değerin en az 1.022,318,83 TL olması gerektiğini, belirlenen değerin son derece düşük olduğu, güncel konut piyasa rayiçleriyle bağdaşmadığını, aynı konumdaki kişiler açısından eşitsizlik yarattığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; proje alanında davacının tapulu bir arsasının bulunmadığını, bu nedenle tapulu bir gayrimenkul varmış gibi hesap yapılmasının hatalı olduğunu, arsa bedeli ile ilgili davacının alacağı olmadığını, projenin mahkemece iptal edildiğini, benzer davaların idareye mali bir yük getireceğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, ifanın imkansız olduğu dava tarihi itibariyle ifa yerine geçen müspet zararını talep etme hakkı olduğu, davalının sözleşmenin halen geçerli olduğu iddiasının bu açıklamalar karşısında dinlenmeyeceği, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun gerekçeli, somut olayın özelliklerine uygun, denetime elverişli olması dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri, istinaf dilekçelerinde bildirdikleri sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kentsel dönüşüm projesi kapsamında taraflar arasında imzalanan 09.11.2006 tarihli sözleşmenin ifa olanağının ve faydasının kalmaması sebebi lile ifa yerine geçen müspet zararın tazminini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 123 ve 125 inci maddeleri.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2019/(13) 3-42 E., 2022/42 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle, davalı Belediyenin sözleşme tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede daireyi teslim edemediği, bu durumda davacının 6098 sayılı Kanun'nun 125 inci maddesi kapsamında seçimlik haklardan yararlanabileceği; somut olayda davalının imar planının iptali nedeniyle edimini ifa edememesinden doğan zararın, davacıya teslim edilmesi gereken konutun rayiç bedeli kadar olduğu, dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç bedelinin bilirkişi tarafından hesap edildiği anlaşıldığından, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.