"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/154 E., 2019/362 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl ve birleşen davalarda davacı, karşı davada davalı ... vekili ile asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, asıl davada, davacının Almanya'da yaşayan ... adamı olduğunu, davacının memleketinde üniversite açılmasına katkı sunmak için yurt yaptırmayı düşündüğünü, kiracısı olan davalı ...'in kendisine bu konuda yardımcı olabileceğini söylediğini, davacının bu kişiye ve mesleğine yani inşaat işlerinden anladığı şeklindeki telkinine güvenerek 12.10.2009 tarihinde Erzincan 3.Noterliğinden vekalet vererek, Erzincan ... mahallesinde 14. sok 25 nolu 1650 ada 21 parselde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde 60 stüdyo daire olarak projelendirilen inşaatın kaba inşaatın yapımının takip edilmesi ve davacının menfaati korunması için anlaştıklarını, ... bitiminde makul bir ücretin de davalıya verileceğinin kararlaştırıldığını, bankadan muhtelif tarihlerde ve miktarlarda para gönderdiğini, yapılan işin üstünde para gönderdiğini ve davalının elektrik tesisatında yanlış tesisat işlemi yaptırdığını ve kendisini zarar uğrattığını, davacının kendisinin kandırıldığını anlaması üzerine Erzincan ...Noterliği'nin 05343 yevmiye nolu 12.07.2011 tarihinde azilname ile davalıyı azil ederek vekalet sözleşmesini sona erdirdiğini, davalının yaptığı tüm işlemlerde, davacıyı zarara uğratmak kastı ile hareket ettiğini, kendi hak ve menfaatini öncelikli tutarak, davacıyı büyük zararlara uğrattığını, bunun neticesinde kendisine büyük bir servet elde ettiğini, davacının, davalı ve davalının gizli ortağı ... hakkında Erzincan Valilik Makamına şikayet dilekçesi verdiğini, davalının vekalet akdi gereği aldığı paraların çok altında ... yaptığını, kötü malzeme kullanıldığını, bir kısım malzemelerin inşaatta bu miktarda kullanılmadığını, davalının yaptırdığı inşaatta kullanmak sureti ile yada almış gibi göstererek hayali faturalar kestirerek malzeme alındığını ve kullanmış gibi göstermek sureti ile suistimaller yapıldığını, davalı ...'ın, davacıyı zarara uğrattığını adeta kabul etmiş olacak ki davacıdan herhangi bir ücret talebinde de bulunmadığını, bu nedenlerle davacının, davaya konu inşaatın, davalı tarafından vekalet akdi ile yapılması nedeni ile vekalet akdinin kötüye kullanılması sureti ile uğradığı zarar ve ziyanın tespitine, yargılama aşamasında belirlenecek alacak miktarı esas olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile zarar ziyan-alacaklarına mahsuben şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek ticari-reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/184 Esas sayılı dosyasında, davacı, yurt dışında yaşayan müvekkilinin Erzincan' da yaptıracağı yurt için ...'e vekaletname verdiğini, ...'ın, ...'in ortağı olduğunu, diğer davalı ...'in de dahil olduğu tuğla alışverişinde müvekkilinin zarara uğratıldığını ifade ederek, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, sahte belge düzenlenerek davacının inşaatına sözde teslim edilen emtiaya ilişkin haksız yere tahsil edilen 28.571,00 TL'nin ve uğranılan manevi zarar karşılığı 10.000,00 TL manevi tazminatın yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsil ve tazminine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2017/44 Esas sayılı dosyada davacı vekili, müvekkilinin Almanya uyruklu ... adamı olduğunu, vekili aracılığı ile Erzincan ilinde yapmakta olduğu kız öğrenci yurdu inşaatını yürüttüğünü, davalı ...'e 12.10.2009 tarihinde vekalet verdiğini, vekilinin yapacağı işler için çeşitli kereler banka ve elden para aktardığını, davacının 2010 yılında işleri gözden geçirmek için Türkiye'ye geldiği sırada işlerde kullanması için Almanya'daki ... Bankası hesabından, Erzincan ... Bankası Şubesi'ne kendi adına 98.000 EURO transfer ettirdiğini, aynı gün gelen parayı döviz kurları düşük olduğu için ... ile birlikte olmak üzere ... Bankası'ndan çektiğini ve ayn gün 15-20 dakika sonra Erzincan ... Şubesi'ne gittiklerini, bankanın saygın müşterilerinden olduğu için ve tanındığı için müvekkili tarafından ... Bankası'ndan çekilen 98.000,00 EURO ve cebinde ilave ettiği 1.000 EURO ile birlikte 99.000 EURO'yu kendi adına ... hesabına yatırılması talebiyle banka müdür yardımcısı ...'e teslim edildiğini, banka müdür yardımcısının da paraları müvekkilinin yanında kasa görevlilerine vererek parayı... hesabına yatırın diyerek teslim ettiğini, dekontta müvekkilinin isminin geçmesi gerekirken isminin geçmediğini ve banka görevlilerinin tavrı ile paranın ... tarafından kendi hesabına yatırılmış gibi gösterildiğini ve müvekkilinin aldatıldığını, bu para ile ilgili olarak Erzincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/258 esas sayılı dosyası ile müvekkili ile... arasında vekalet ilişkisine ilişkin 99.000 EURO'nun inkarına yönelik davanın bulunduğunu beyan ederek hatalı ve aldatıcı olarak yapılan ve... hesabına yatırılan 99.000 EURO'nun ... tarafından yatırdığının tespiti ile davalılardan paraların yatırılmış tarihlerinden itibaren döviz cinsinden en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Birleşen 2013/423(bozma sonrası 2017/37E) Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Almanya uyruklu ... adamı olduğunu, vekili aracılığı ile Erzincan ilinde yapmakta olduğu kız öğrenci yurdu inşaatını yürüttüğünü, davalı ...'e 12.10.2009 tarihinde vekalet verdiğini, vekilinin yapacağı işler için çeşitli kereler banka ve elden para aktardığını, davacının 2010 yılında işleri gözden geçirmek için Türkiye'ye geldiği sırada işlerde kullanması için davalı ...'ın hesabına para yatırdığını, dekontlarda davacının isminin geçmesi gerekirken isminin geçmediğini, dekontta yatıran ve hesap sahibinin ... olduğundan paranın ... tarafından kendi hesabına yatırıldığı görüntüsü olduğunu, davacı ile vekil... arasında husumet meydana geldiğini ve Erzincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde taraflar arasında sürmekte olan bir davanın bulunduğunu belirterek, davalı ... hesabına yatırılan 37.950 CHF(İsviçre Frangı) miktarındaki paranın davacı tarafından yatırıldığının tespitini istemiş, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21.11.2016 tarih ve 2016/937 E.- 2016/8996 K. sayılı bozma ilamı ile aralarında irtibat bulunan davaların mahkemece ilk davanın açıldığı Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/358 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı-karşı davalı ..., davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının tamamen asılsız olduğunu, işlerin kendisi tarafından takip edilmesi ve karşılığında %10 vekalet ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığını, hatta davacı karşı davalının savcılık dosyasında bu konuda ikrarı bulunduğunu, üzerine düşen edimleri fazlasıyla yerine getirdiğini, hatta projede bulunmayan ancak davacı karşı davalı yararına ... ve işlemler yaptığını, davacı karşı davalının gönderdiği paralar dışında inşaat için kendi cebinden harcamalar yaptığını ve kendisine vekalet ücreti de ödenmediğini ileri sürerek davanın reddini, açmış olduğu karşı davada ise %10 vekalet ücreti ile inşaat için yapmış olduğu harcamaların davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/184 Esas sayılı dosyada Davalı ... vekili, davalının davacıyla ticari, hukuki bir ilişkisinin bulunmadığından sadece haksız kazanç elde etme isteğiyle açılan bu davanın müvekkili davalının sıfatının bulunmaması nedeniyle, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan bu davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Birleşen Mahkememizin 2017/44 Esas sayılı dosyada davalı ... vekili, davacı vekilinin ... bu haksız davayı açmadan önce Mahkememizde 14.06.2013 tarihinde 2013/201 esas sayılı dava ile aynı taleplerini içeren dava açtığını, ancak mahkemece açılan 2013/201 esas sayılı davanın 25.06.2013 tarihli tensiple birlikte 2013/237 karar sayılı kararıyla hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın verilen red kararına rağmen mahkemeyi yanıltmak amacıyla aynı içerikli ve aynı dilekçe ile alacak davası açma yoluna gittiğini, davacının daha önceki beyan dilekçesinde yer alan ve derdest olan karşı dava açıp müvekkilinin alacaklarını talep ettikleri davayı sürüncemede bırakmak ve borçlarını ödememek için mahkemeleri kullanmak suretiyle delil oluşturma amacı ve çabası içerisinde olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...Ş. vekili derdestlik itirazında bulunarak ... bu dava ile tarafları, konusu ve miktarı aynı olan Erzincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/201 esas ve 2013/237 karar sayılı kararı ile açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiğini, davacının ... bu dava dosyası ile aynı davayı açtığını, müvekkili bankanın dava ile ilgisinin bulunmadığını, ayrıca davacının dava açmasında hukuki yararın bulunmadığını beyan ederek davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2017/37 Esas sayılı dosyada davalı ... vekili, müvekkilinin vekalet ilişkisine dayanarak Erzincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açmış oldukları 2011/358 esas sayılı davanın derdest olduğunu, davacının Erzincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki beyanları ile açılan davadaki beyanları arasında çelişkin bulunduğunu, davacının, müvekkiline gönderdiği para miktarlarının banka kayıtlarında açıkça görülebileceğini, ayrıca davacı vekilinin ... bu haksız davayı açmadan önce 05.06.2013 tarihinde 2013/193 Esas sayılı dava ile aynı taleplerini içeren dava açtığını, ancak mahkemece açılan 2013/193 Esas sayılı davanın 25.06.2013 tarihli tensiple birlikte 2013/235 Karar sayılı kararıyla hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın verilen red kararına rağmen mahkemeyi yanıltmak amacıyla aynı içerikli ve aynı dilekçe ile alacak davası açma yoluna gittiğini, davacının daha önceki beyan dilekçesinde yer alan ve derdest olan karşı dava açıp müvekkilinin alacaklarını talep ettikleri davayı sürüncemede bırakmak ve borçlarını ödememek için mahkemeleri kullanmak suretiyle delil oluşturma amacı ve çabası içerisinde olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ... Bankası A.Ş vekili davacının müvekkili banka müşterisi olmadığını ve açılmış herhangi bir mevduat hesabının da bulunmadığını, diğer davalının 07.07.2010 tarihinde müvekkili banka nezdinde açılan mevduat hesabının bulunduğunu davacının müvekkili bankaya herhangi bir bildirimde bulunmadığını, zarar gördüğünü iddia eden 3.şahıs konumundaki davacının iddia ettiği zararını müvekkili bankadan talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında hiçbir sözleşmenin de bulunmadığını, ayrıca davanın bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının diğer davalı ile aralarındaki uyuşmazlığa müvekkili bankayı dahil etmesinde hukuki bir dayanağın olmadığını, müvekkili bankanın davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığını, olayın tamamen davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, müvekkili banka aleyhine açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili aleyhine açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "asıl dava yönünden, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya 1.322.516,00 TL'si banka ve posta yolu ile TL ve döviz cinsinden ödemeler yapıldığını, davalı ...'ın kendisine gönderilen bu paralarla inşaatın kabasını bitirmiş gözüktüğünü ancak davacıyı zarara uğrattığını belirterek vekalet akdinin kötüye kullanılması sureti ile uğradığı zararın tahsilini talep ettiği, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/43 D.... sayılı dosyasında 15.08.2011 tarihli inşaat mühendisi bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda, keşif tarihi itibari ile taşınmazın değer tespitinin toplam 1.823.961,25 TL olarak hesaplandığı ,mahkememiz tarafından davaya konu taşınmaz üzerinde 08.01.2016 tarihinde keşif icra edilerek bilirkişiler tarafından düzenlenen 02.02.2016 tarihli raporda dava tarihi olan 2011 yılı itibariyle, dava konusu taşınmazın toplam maliyetinin 1.901.950,18 TL (KDV hariç) olduğunun hesaplandığı her ne kadar davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının vekalet aktidini kötüye kullanarak kendisini zarara uğrattığını iddia etmiş ise de her iki keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporlarında davacı karşı davalının ödediğini iddia ettiği bedelden yüksek harcamalar yapıldığı anlaşıldığından davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıyı zarara uğratmadığı anlaşıldığından asıl davada davanın reddine; karşı davada davacı ...'in 21.06.2013 tarihinde Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığında alınan beyanında " Benim bunun karşılığındaki ona karşı borcum ise bina maliyetinin %10'u kadar bir ödeme olacaktı" demesi sebebi ile anlaşmanın bina maliyetinin %10'u tutarında olduğu görülmüştür. Binanın asıl dava dilekçesi ve dosya kapsamı itibari ile 1.322.516,00 TL'ye mal olduğu anlaşılmıştır. Karşı davacı vekilinin ıslah dilekçesi ve 17/04/2018 tarihli açıklama dilekçesi doğrultusunda taleple bağlı kalınarak vekalet sözleşmesi talebinin kabulüne, karşı davacının 557.732,12 TL ödenmeyen alacak talebi yönünden ise davalı karşı davacı tarafından 1.322.516,00 TL'ye mal olan taşınmazın talep ettiği miktar kadarının kendisi tarafından karşılandığı iddia olunmuş ise de dosya kapsamında davalı-karşı davacının başkalarından borç aldığını ve kendisine ait taşınmazlarını satarak harcama yaptığını iddia ettiği, ancak dosyaya taşınmazlarının satışına dair herhangi bir belge sunmadığı gibi başkasından borç aldığına dair de herhangi bir belge sunmadığı, başkasına ait inşaat işi için 557.732,12 TL harcamanın herhangi bir senet alınmadan yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü ve davalı karşı davacının yaptığını iddia ettiği harcamaları ispat edemediği anlaşıldığından bu alacak yönünden red kararı verilmiştir.
Birleşen 2013/184 E. sayılı dosya yönünden davacının iddiasına ilişkin Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma yürütüldüğü görülmüştür. Soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda kereste bedellerinin serbest piyasa koşullarında bu inşaat açısından uyumlu olabileceği kanaati bildirildiği görülmüş ve Başsavcılık tarafından Kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen 2017/44 E. sayılı dosya yönünden(bozma öncesi 2013/422) bir delil başlangıcı olmadığından dava miktarı açısından tanıkla ispat yasağı olduğu anlaşılmış ve tanık dinletilme talebi reddedilerek davacı tarafça yemin deliline başvurulmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir."
Birleşen 2017/37 Esas sayılı dosya yönünden (bozma öncesi 2013/423), Somut olayda bir delil başlangıcı olmadığından dava miktarı açısından tanıkla ispat yasağı olduğu anlaşılmış ve tanık dinletilme talebi reddedilerek davacı tarafça yemin deliline başvurulmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir." şeklinde karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı ... ve karşı dava davacısı ... ve birleşen 2013/184 sayılı davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davalarda davacı, karşı davada davalı vekili, karşı dava için belirlenen %10 vekalet ücretinin asıl mesleği inşaat olan kdv ve gelir vergisi ödeyen , ... sahibine ve devlete sorumlulukları olan, malzemeciler ya da diğer aracılar ile kendisi muhatap olan yükleniciler için devletin belirlediği ücret olduğunu, davalı için bu ücretin fahiş olduğunu, indirilmesi gerektiğini, asıl davada taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, birleşen davalarda da zararlarının sabit olduğunu ve reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı, karşı davada davacı, karşı davada reddedilen alacak istemlerinin red gerekçesinin hatalı olduğunu, inşaat değerinin belli olduğunu, kendileri tarafından üçüncü kişilere yapılan ödemelerin de belirli olduğunu belirterek mahkeme kararının bu yönden bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada vekilin vekil edeni zarara uğrattığı iddiasına dayalı alacak, karşı davada vekilin vekalet ücreti ve vekil eden yararına yaptığı fazladan masraf istemi, birleşen davalarda ise maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187, 190 ıncı ve 202 nci maddeleri.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle asıl ve birleşen davalarda davacı ... ‘ın savcılık dosyasına yansıyan, taraflar arasında inşaat yapımına ilişkin vekalet ücretinin %10 olarak kararlaştırıldığı yönündeki beyanı, karşı davada vekil olarak inşaat yapımını üstlenen...’ın vekil eden yararına yaptığını iddia ettiği masrafları geçerli delillerle ispatlayamaması, birleşen dosyalarda ise davacının zararının ispatlanamamış olduğunun anlaşılmasına göre, mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
Asıl ve birleşen davalarda davacı ile karşı dava davalısı, asıl ve birleşen davalarda davalı karşı davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.