"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/68 E., 2022/407 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre asıl davada reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 3.480,22 TL olup, Mahkemenin karar tarihi itibariyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 5.810,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin birleşen dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl davada; davalı ...'ın TSK bünyesinde görev yapmaktayken 05.08.2012 tarihli ve 2012/2-161 sayılı Kararname gereğince hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan 1.263 gün noksan olarak görevinden ayrıldığını, bu ayrılmadan dolayı Kanun ve Yönetmelik'e göre öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını içerir tazminat borcunun tahakkuk ettirildiğini belirterek; fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla, 14.646,49 TL asıl alacak, 24.678,43 TL dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 39.324,92 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
2. Davacı vekili birleşen davada; asıl dava açılırken yüklenme senedine veli ve kefil olarak imza atan müşterek borçlu ...ın unutulduğunu, ...'ın velisi olan annesi ...ın askeri okula girerken kefalet senedi imzaladığını belirterek, 14.546,49 TL öğrenim gideri ve 24.678,43 TL faiz miktarı olmak üzere toplam 39.324,92 TL'nin 05.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davaya süresinde cevap vermemeştir.
2. Davalı ...; oğlunun yaşı küçük olduğu için velayeten kefalet senedini imzaladığını, bunun miktar ve borç kabulünü içermediğini, borcu kendi adına kabul ettiğini gösterir bir ibarenin olmadığını, kefilliğin geçerli olmadığını savunarak, davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.02.2016 tarihli ve 2013/330 E., 2016/54 K. sayılı kararıyla; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 14.646,49 TL asıl alacak, 24.530,66 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.177,15 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.09.2020 tarihli ve 2020/3918 E., 2020/5142 K. sayılı ilamıyla; davalı ...'ın ana para borcunun eksik kalan yükümlülük süresi ile orantılı olarak yürürlükte bulunan yasal düzenlemeler uyarınca tespit edilmesi ve faiz borcunun da bulunacak ana para miktarına göre belirlenmesi gerekirken, idarece bildirilen borç miktarları üzerinden ana para ve faiz hesabı yapan denetime elverişsiz rapora göre hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, davacının temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında birleşen davada davalı ...'ın vefat ettiği, geride mirasçısı olarak ... ve...'ın kaldığı, ...'ın davaya dahil edilmesinin talep edildiği, davalının hizmet süresinin 1263 günlük süresini tamamlamadan firar ettiği, davalı ...'ın firar eylemi nedeniyle 05.08.2012 tarihli ve 2012/2-161 sayılı Müşterek Kararnameyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına karar verildiği, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada davacının talep edebileceği alacak miktarının 13.735,74 TL asıl alacak ve 22.108,96 TL faiz olmak üzere toplam 35.844,70 TL olduğu kanaatine varıldığı, birleşen dava yönünden; davalı ...'ın veli olarak imzaladığı sözleşmede kefalet sorumluluğunun bulunmadığı, reşit olan davalı ...'ın tazminat bedelini ödemekten tek başına sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile; 13.735,74 TL asıl alacak ve 22.108,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.844,70 TL'nin, asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; birleşen davada davalı ... kefalet senedi imzalamış olduğundan borcun tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Birleşen davada uyuşmazlık; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nundan (926 sayılı Kanun) kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının kefilden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesi,
2. Yüklenme senetlerinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 483 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle müteveffa davalı ...'ın veli sıfatıyla imzaladığı yüklenme senetlerinde borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde kefil olarak borcu üstlendiği yönünde bir taahhüdünün bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Temyiz olunan birleşen davaya yönelik Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca, ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.