Logo

3. Hukuk Dairesi2023/274 E. 2023/3548 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalı elektrik şirketine ait aboneliğinden kaynaklanan faturalardaki tüketim bedelinin fahiş olduğunu ve gerçekte o kadar elektrik tüketmediğini iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak davada hükme esas aldığı bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve davacının iki ayrı aboneliğinin bulunduğu hususu da dikkate alınarak uyuşmazlık değerlendirildiğinden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle ve davacı vekili tarafından incelemenin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davalı aleyhine hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 1.568,00 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 3.200,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, davalı şirketin 27190 nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı şirket tarafından davacı aleyhinde 20.01.2014 tarihli "abone borcu görüntüleme belgesi" (35.011,74 TL) tanzim edildiğini, davacı firmanın elektrik aboneliğini ve tediye edilmemiş fatura borcunu kabul etmekle birlikte, tahakkuk etmiş bulunan muayyen aylara ait fatura tutarlarının gerçek elektrik sarfiyatını temsil etmeyip fahiş olduğunu, davacı firmanın ticari işletmede bulunmadığı dönemlerde bile nam ve hesabına elektrik sarfiyatı yapıldığından bahisle elektrik tüketim faturası tanzim ettiğini ileri sürerek; davacının sarf etmediği elektrik borcu nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafın iddia ettiği hususların gerçeği yansıtmadığını, belirtilen tüketim miktarlarının tamamen usulüne uygun olarak belirlendiğini, sayaçtaki endeks değerleri okunmadan fatura çıkartılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.09.2014 tarihli ve 2014/28 E., 2014/376 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda belirtildiği üzere tüketim ekstresinde 15.10.2009-23.11.2009 ile 07.10.2011- 26.01.2012 dönemlerinde sorun olduğunun belirlendiği, bu dönemlere ait KW-TL'nin ise 4.994,00 TL+4.708,00 TL=9.702,00 TL olduğu, davalı şirketçe tahakkuk ettirilen borç miktarının doğru hesaplanmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının 9.702,00 TL'lik kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 20.02.2017 tarihli ve 2017/134 E., 2017/1650 K. sayılı ilamıyla; davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin kullandığı 27190 tesisat numaralı aboneliğe davalı şirket tarafından 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere toplam 4.625,00 TL yanlış ve haksız tahakkuk yapıldığı ve davalı kurum tarafından dava devam ederken 3.057,00 TL'lik tahakkuka ilişkin faturanın iptal edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının 1.568,00 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı tarafından tanzim edilen faturalardaki miktarların fahiş olduğunu, davacının sarf etmiş olduğu reel elektrik sarfiyatından doğan borcu dışında hukuki ve gerçek anlamda borcu bulunmadığını, bozma öncesinde yapılan keşiften sonra düzenlenen bilirkişi raporunda toplamda 9.702,40 TL tahakkukun yersiz olduğu tespit edilmişken, bozma sonrası alınan raporda davacının davalıya 1.568,00 TL yönünden borçlu olmadığına dair bir tespit yapıldığını, raporlar arasındaki bu çelişki ve farklılığın giderilmesi gayesiyle üçüncü bir rapor aldırılması gerektiği yerde eksik, hatalı ve çelişkili olan son tarihli rapor denetime elverişli kabul edilerek hakkaniyete aykırı olacak şekilde karar verildiğini, raporun dosyanın tamamını temsil etmekten uzak olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, elektrik aboneliğinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, uyuşmazlığın davacı ... yerinde 2 adet abonelik bulunmasından ve 11.08.2011 tarihinde birinin tahliye edilmesinden kaynaklandığı, hükme esas alınan raporda bu durumun değerlendirildiği, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.