"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2136 E., 2023/399 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/1019 E., 2019/125 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin doktor olduğunu muayenehanesi ile davalı kuyumcunun iş yerinin komşu olduğunu, uzun süredir devam eden komşuluk ilişkileri nedeniyle taraflar arasında oluşan samimiyetin zamanla dostluğa dönüştüğünü ve zamanla arkadaşlık ilişkilerinin başladığını, bu ilişkileri çerçevesinde davacının davalıya duymuş olduğu güven dolayısıyla müvekkilinin zaman zaman kazancından biriktirdiği parasını davalıya teslim edip altında değerlendirilmesini istediğini, müvekkilinin hekimlik mesleğinden kazanmış olduğu birikimlerini ara ara davalıya nakit olarak teslim ettiğini ve davalının paralarını 24 ayar has altın aldığını ve uhdesinde tutmuş olduğu müvekkilinin hesabına altın gramı olarak eklettiğini, altınların yediemin olarak davalıda biriktiğini, davalının her altın alımı sırasında uhdesinde bulunan önceki biriken altın gramlarını yazıp son alınanı eklemek suretiyle davacıya belgesini verdiğini, müvekkilinin davalının uhdesinde müvekkile ait 2006 ile 2010 yılları arasında biriken altın birikiminin 7.000 grama ulaştığını, taraflar arasındaki uzun süreli bu ticari ilişki, komşuluk ilişkisi nedeniyle duyulan güvenden dolayı müvekkilinin davalının uhdesinde bu hesapların tutulmasından endişe ya da kaygı duymadığını, 2012 yılının ortalarında müvekkilinin davalıya başvurarak altın birikimlerinin veya nakit karşılığının ihtiyacı olduğundan kendisine ödenmesini talep üzerine davalının "balık işinde çok para kaybettim sende gelip gördün onayladın o işin ortağı sayılırsın bendeki altınların ordaki kayıplarımıza gitti" diye beyanda bulunduğunu, bu beyan üzerine müvekkilinin kendisine şaka yapıldığını zannettiğini çünkü davalının bahsettiği balık işiyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.481,51 gr 24 ayar has altının dava tarihi itibariyle değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, müvekkilinin kuyumcu olduğunu, ticari işletme işlettiğini, TTK anlamında tacir nitelikli bir kimse olduğunu bununla birlikte dava dilekçesindeki iddianın da ticari işletme ile alakalı olup, dava konusu alacak talebinin ticari faaliyetten kaynaklandığını ayrıca kartvizitlerin davacı ile bir alakası olmadığı gibi iddiayı ispat niteliğinin de bulunmadığını ve kartvizitlerin borç ikrarını içermediğini, kartvizitlerde borcun sebebinin ve imzanın bulunmadığını, kartvizitlerin sonradan ele geçirilmiş olduğunu ve bu nedenle savcılık dosyasına sunulmamış olduğunu ve iddia edilen gibi bir uygulamanın kuyumculuk sektöründe bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; her ne kadar davalı tarafça kartvizitin yazılı delil başlangıcı olamayacağı, kartvizitte imza ve borç ikrarının bulunmadığı iddia edilmişse de kartvizitteki yazının davalıya ait olduğunun tespit edilmiş olması, sözkonusu belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu (benzer şekilde Yargıtay 13.HD.2012/15895 E.,2012/22586 K.sayılı ilamı), kartvizit içeriğinde görülen dönemsel artışlar ve tanık beyanları dikkate alındığında yapılan ödemelerin birikim için yapıldığı ve davacıya alacak miktarının ödenmemiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, savcılık şikayeti üzerine verilen takipsizlik kararı aşamasında dosyasına sunulmayan (bu an itibariyle var olmayan), üzerlerinde davacının ismi ya da unvanı gibi davacıyı anımsatacak hiçbir ifade yer almayan, üzerlerinde borç ilişkisine dair tek bir anlam bilgisi bulunmayan ve müvekkilin isim ya da imzası yer almayan başka bir amaçla başka müşteriler için hazırlanmış bulunan kartvizitlerin sırf müvekkilin elinin ürünü olduğu gerekçesi ile delil başlangıcı olarak kabul edilmesi sonucunda hatalı değerlendirme ile verilen yasa, usul ve hakkaniyete aykırı Yerel Mahkeme Kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça sunulan kartvizitler üzerindeki yazı ve imzanın davalının eli ürünü olduğunun Adli Tıp incelemesi ile tespit edildiği anlaşıldığından, delil başlangıcının varlığı kabul edilerek tanık dinlenerek davanın kabulüne dair verilen kararın yerinde ve Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu (Yargıtay 13. (Kapatılan) Hukuk Dairesi 2011/15253 E., 2012/2043K. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/6085 E- 2019/215K) bu itibarla; dosyadaki belgelere, taraflar arasındaki sözleşmeye, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, imzası veya herhangi bir borç ikrarı içermeyen kartvizitlerin delil olarak değerlendirilemeyeceğini, tanık beyanlarının da çelişkili olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının davalı uhdesinde biriktirdiği altın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187,189,190. maddeleri ile 202 nci maddeleri
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin delil olarak ibraz edilen kartvizitler üzerinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucu yazı ve rakamların davalıdan sadır olduğu ve yazılı delil başlangıcı niteliği ile dinlenen tanık beyanlarına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.