Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2850 E. 2024/1000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak su kullanımına ilişkin düzenlenen tutanak ve tahakkuk ettirilen fatura bedelinden davacının sorumlu olup olmadığına dair menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak davacının ticari faaliyetine başlama tarihini tespit etmesi ve kaçak su bedelini ilgili yönetmelik hükümlerine göre hesaplaması sonucu verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/230 E., 2022/307 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının oğlu ...ın Taş Stil İnşaat ve Montaj Sanayi Ticaret Ltd. Şti.nin yetkilisi olduğunu, şirkete ait depo ve işyeri olarak kullanılmak üzere dava konusu meskeni 01.09.2007 tarihinde kiraladığını, bahse konu meskene ait su aboneliğini üzerine almak için 2009 yılında davalı idareye başvuruda bulunduğunu, idare kayıtlarında başvurunun mevcut olduğundan bahisle abonelik işlemlerinin davalı tarafından sürüncemede bırakıldığını, aboneliğin İSKİ yenileme sözleşmesi ile 22.03.2012 tarihinde davacı adına yapıldığını; 21.07.2012 tarihinde 46.357,00 TL bedelli fatura tahakkuk ettirildiğini, faturaya itiraz ettiğini ve davalı idare tarafından bir yanlışlık yapıldığı belirtilerek faturanın yeniden 32.034,00 TL olarak belirlendiğini, bahse konu fatura bedelinin fahiş olduğunu, işyeri faaliyetleri kapsamında dışarıdan su kullanıldığını, bunun haricinde sadece iki musluktan su tüketildiğini, haksız olarak tahakkuk ettirilen fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle aboneliğinin sonlandırıldığını, maddi ve manevi sıkıntıya düştüğünü ileri sürerek; davacının 37.739,08 TL tutarındaki güncel fatura bedelinden davalı idareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davaya konu meskene ait su aboneliğinin 24.04.1999 tarihinde dava dışı ... adına yapıldığını, borçların ödenmemesi nedeniyle aboneliğin 20.09.2001 tarihinde iptal edildiğini, davacı ile abonelik sözleşmesinin ise 22.03.2012 tarihinde düzenlendiğini, aboneliğin bulunduğu adreste ilgili işyerinin 2007 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, davalı idareye müracaat edilmeksizin su kullanıldığının tespit edildiğini ve davaya konu fatura bedelinin yönetmeliğe uygun tahakkuk ettirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.02.2014 tarihli ve 2013/70 E., 2014/84 K. sayılı kararıyla; yargılama sırasında alınan 18.11.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.03.2016 tarihli ve 2015/5598 E., 2016/4616 K. sayılı ilamıyla; "...Kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan su tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak su bedelinden ise , ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur. Bu noktada davacının hangi tarihten itibaren fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Mahkemece, tutanak tarihinde ve tutanakta belirlenen adreste davalının hangi tarihten itibaren ticari faaliyette bulunduğunun tespiti için ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, Esnaf Odası, SGK, Muhtarlık ve diğer kurumlardan sorularak saptanması ayrıca kaçak su bedelinin yukarıda anılan yönetmeliğin 36. Maddesi hükmünde açıklanan yönteme göre, kaçak su kullanan birimin türüne, niteliklerine ve çalışan kişi sayısına göre belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular dikkate alınarak, işyerinin tutanak tarihindeki büyüklüğü, kaçak su kullanan birimin türü, nitelikleri ve çalışan kişi sayısına göre duraksamasız saptanmalı, daha sonra uzman bilirkişiden yönetmelikteki esaslar da değerlendirilerek kaçak kullanım olup olmadığı var ise alacak miktarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı ve sonucuna karar verilmelidir. Mahkemece, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik araştırma ve soruşturma ile yetersiz rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 19.04.2019 tarihli ve 2016/284 E., 2019/90 K. sayılı kararla; 24.04.2018 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı idareye 36.729,87 TL'den borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 09.12.2019 tarihli ve 2019/2680 E., 2019/9802 K. sayılı ilamıyla; "... Mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile, kaçak tahakkuku nedeniyle davalı idarenin, davacı taraftan isteyebileceği bedelin duraksamasız belirlenmesi noktasında, Dairemizin 28/03/2016 tarih ve 2015/5598 E., 2016/4616 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kaçak tutanak tarihinde yürürlükte bulunan İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 36 ve devamı maddelerinde belirtilen yönteme uygun hesaplamayı içerir, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, raporlar arası çelişki giderilmeksizin, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma doğrultusunda yapılan hesaplama işleminin birbiriyle uyumlu olduğu görülmekle tarafların beyanlarının bilirkişi raporunda değerlendirildiği, kök raporda hesaplanan bedelin 2012 yılı ve öncesi döneme ait olduğu ve herhangi bir gecikme faizi hesaplanmadığı, davacı tarafın şahıs işletmesi ve iş yeri olduğu göz önüne alındığında temerrüd şartlarının oluştuğunun kabul edilmesi gerekli görülerek yapılan hesaplamaların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 29.480,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, 8.259,080 TL borçlu olduğu için bu miktar yönünden sorumluluğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının kendi başına sayaç takmadığını, var olan sayaç üzerinden su kullanımına devam ettiğini, tespiti yapılan fahiş tüketim miktarı davacı tarafından kullanılmamakla birlikte fiili olarak gerçekte tüketilen miktarın da ne kadarının davacı döneminde kullanıldığının da İSKİ'nin kendi yönetmeliklerinde belirtilen sorumluluklarını yerine getirmediği ve kusurlu davrandığı için bilinemediğini, davacı söz konusu işyerinde 2007 tarihi itibariyle faliyette olduğundan dolayı kullanmadığı döneme ilişkin veya arızalı sayaç nedeniyle tüketilen su miktarından sorumlu olmayacağını, kiralanan işyerinde günlük 4-7 kişi arasında çalışan olduğunu ve işyerindeki suyun sadece çalışanların özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanıldığını, mermer atölyesinde kullanılan suyun tankerle dışarıdan getirtildiğini ve devir daim sistemiyle kullanıldığını, dosya kapsamında dinlenen tanıkların da bu iddiaları kanıtlayıcı nitelikte beyanda bulunduklarını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; hükme esas alınan raporda bilirkişinin belirttiği yönetmelik ve yaptığı hesaplamanın gerçeği yansıtmadığını, davacı hakkında yapılan işlemlerde ve tahakkuklarda herhangi bir hata bulunmadığını, davacı adına kayıtlı sözleşmeye ait 22.09.2021 tarihli cari hesapta ödenmemiş 105.264.84 TL toplam borç bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak su tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

2. Kaçak tutanak tarihinde yürürlükte olan İSKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 36 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak davacının hangi tarihten itibaren ticari faaliyette bulunduğunun tespit edilmiş olmasına ve yine ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince kaçak su bedelini belirleyen bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş olmasına, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.