Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2868 E. 2023/2433 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı bankanın, davalının kredi kartı aidat borcunu ödememesi üzerine, diğer kredi kartı hesaplarını da kat ederek başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı bankanın, davalıya kredi kartı sözleşmesi olmadan gönderdiği karta ait aidat borcu nedeniyle, davalının diğer kredi kartı hesaplarını kat ederek icra takibi başlatmasının haksız olduğu ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ancak bozma öncesi kararda icra inkar tazminatı talebinin reddinin davacı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kötüniyet tazminatına ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/204 E., 2021/77 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarihli, 2017/4914 E., 2019/2380 K. sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalıya, bankalarına ait 5289398185711016 – 5407094263069016 - 5549604263069029 nolu kredi kartları borcu için, 02.09.2014 tarihli ihtarnameler gönderdiklerini, davalı borçlunun ihtarnamelere rağmen borcunu ödememesi üzerine hakkında Sakarya 6. İcra Müdürlüğünün 2014/6035 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun 30.09.2015 tarihli dilekçesi ile borca, işlemiş ve işleyecek faize itiraz etmek suretiyle takibi durdurduğunu ileri sürerek, davalının yapmış olduğu haksız itirazının iptaline, icra takibinin devamına ve borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; 14-15 yıldır davacı bankanın kartlarını kullandığını, talep etmediği halde bankadan sonu 1016 ile biten bir kredi kartı gönderildiğini, bu kredi kartının ilk ekstresi geldiğinde 120 TL ... aidatı tahsil edileceğini anlayınca kartı iptal ettirmek istediğini, müşteri temsilcisinin de aidatı silmemek üzere kartı iptal ettiğini belirttiğini, bunun üzerine kartın aidatını ödemediği için diğer iki kartının da banka tarafından kapatıldığını, vadesi gelmemesine rağmen ödemelerini muaccel hale getirerek borçlarını ödemediği gerekçesiyle davacı bankanın 02.09.2014 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, bu ihtarnameye 12.09.2014 tarihinde itiraz ettiğini, bu itirazına rağmen Sakarya 6. İcra Müdürlüğünün 2014/6035 Esas sayılı dosyasıyla aleyhine icra takibine başlandığını, bu takibe de itiraz etmesi üzerine davanın açıldığını, davacının haksız olarak kendisini zarara uğratmak için takibi başlattığını belirterek açılan davanın reddini, davacının alacak ve ferilerin %20 sinden ... olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/947 Esas, 2015/1040 Karar sayılı kararıyla; kredi kartı hesaplarının kat edildiği 02.09.2014 tarihi itibariyle davalıya ait iki adet kredi kartının vadesi geçmiş borcunun bulunmadığı ancak sonu l016 ile biten kredi kartından ... l59,37 TL vadesi geçmiş borç bulunduğundan bahisle vadesi gelmemiş kartların kat edildiği ve vadesi gelmemiş borçların muaccel olduğunun bildirildiği, kredi kartı borcunun kaynağının da ödenmemiş aidat borcu olduğu anlaşıldığından davacı banka kötü niyetli olup hakkın kötüye kullanılması şeklinde işlem yaptığından davanın reddine, davacı bankanın davalıya % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28.04.2016 tarih ve 2015/17387 Esas, 2016/7674 Karar sayılı ilamıyla; 28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği öngörülen 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra oluşacak banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkeme, anılan kanunun 3/1-k-j,4/3,73/1,83/2 ve geçici 1 ... maddelerinde yer ... hükümler çerçevesinde belirlenmesi gerektiğinden dava tarihi dikkate alındığında Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi hatalı olduğundan mahkeme kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile) verilen 22.11.2016 tarihli ve 2016/514 E., 2016/538 K. sayılı kararıyla; kredi kartı hesaplarının kat edildiği 02.09.2014 tarihi itibariyle davalıya ait iki adet kredi kartının vadesi geçmiş borcunun bulunmadığı ancak sonu 1016 ile biten kredi kartından ... 159,37 TL kredi kartına ait vadesi geçmiş borç bulunduğundan bahisle vadesi gelmemiş kartların kat edildiği ve vadesi gelmemiş borçların muaccel olduğunun bildirildiği görüldüğü, kredi kartı borcunun kaynağının da ödenmemiş aidat borcu olduğu, ... aidat borcu tahakkuk ettirilen kredi kartına ilişkin taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı, bu haliyle davalıdan ... aidatına ilişkin talebin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine, yasal şartlar oluşmadığından taraflar lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı, davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarihli ve 2017/4914 E., 2019/2380 K. sayılı ilamında; dava kredi kartı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun öğretim görevlisi bilirkişi tarafından düzenlenmiş ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı görüldüğünden, uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesi kapsamında davalı ve eşine (ek) kredi kartı verildiği, 5549 6042 6306 9029 ve 5407 0942 6306 9016 garanti bonus kredi kartları nedeniyle icra takip tarihi olan 23.09.2014 tarihi itibariyle herhangi bir ödenmemiş borcun bulunmadığı, sadece 5289 3981 8571 1016 nolu kredi kartı nedeniyle 120 TL’lik yıllık üyelik aidatının ödenmemesinden kaynaklanan borç nedeniyle davalıya ihtarname çekilerek tüm kredi kartlarının kat edildiği ve bu şekilde vadesi gelmemiş borçların muaccel hale geldiği dosyada mevcut tüm bilirkişi raporlarında belirtilmiş, davalı tarafından 5407 0942 6306 9016 nolu kredi kartını kapattırmasına rağmen yıllık üyelik aidatı olarak 120 TL bedel için tüm kredi kartlarından ... borcu muaccel hale getirmek suretiyle icra takibi yapması, tüm kredi kartı borçlarını düzenli olarak ödediği tespit edilen davalı tüketici aleyhine hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği ve hakkaniyete uygun olmadığının anlaşılması nedeniyle her ne kadar davalı tarafından takip tarihinden sonra bir kısım ödeme yapılmış olsa da icra tehdidi altında yapılan ödemenin davayı kabul mahiyetinde olmayacağı değerlendirildiğinden açılan işbu davanın reddine ve İİK 67 maddesi kapsamında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesi karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; 20.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalı borçlunun kredi kartı borcunun bulunduğunun ve bu sebepten diğer hesapların kat edildiğinin açıkça belirtildiğini, 5289398185711016 nolu kartın davalı tarafından hiç kullanılmadığı ileri sürülmüşse de ekstrelerde yer aldığı üzere taksitli olarak harcamalar yapıldığını, bankacı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 04.11.2019 tarihli raporda da davalının 4.111,97 TL borcu bulunduğu, davalının takipten sonra yaptığı ödemeye rağmen 570,17 TL bakiye borç bulunduğu rapor edilmiş iken yerel Mahkemece davanın reddine karar verilerek aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte takip asıl alacağı ile davalının yapmış olduğu ödemelerden sonrası bakiye asıl alacak farklı iken hangi asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedildiğinin açıkça yazılmamış olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı bankanın kredi kartı aidatı istemeye hakkı olup olmadığı ve bu aidat alacağının ödenmemesi nedeniyle davalının tüm kredi kartı hesaplarını kat ederek alacağını vadesinden önce muaccel hale getirme yetkisinin bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. ''Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. ... ..., Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)

4. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun (5464 sayılı Kanun) 24/4 üncü maddesi şu şekildedir; "... hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve ... hamilinin hesabından kesinti yapılamaz. Sözleşmede ... hamilinin haklarını zedeleyici ve ... çıkaran kuruluş lehine ... taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer verilemez."

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olmasına, davacı tarafından davalının talebi olmadan ve aralarında kredi kartı sözleşmesi yapmadan davalıya gönderdiği kredi kartı nedeniyle 5464 sayılı Kanun'un 24/4 üncü maddesi uyarınca ... üyelik aidatı istemeye hakkı olmadığı, buna rağmen davalının hesap ekstresine üyelik ücreti yansıtarak tüm kartların vadesi gelmemiş borçları için hesapları kat etmek suretiyle muaccel borç husule getirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunun anlaşılmasına göre davacının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2.Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtayın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Somut olayda, Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile) 22.11.2016 tarihli ve 2016/514 E., 2016/538 K. sayılı kararında taraflar lehine icra

inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiş, söz konusu karar yalnızca davacı tarafından temyiz edilmiş ve karar bozulmuştur. Bozma üzerine yapılan yargılamada verilen kararda ise, davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir. Oysa; bozma öncesi verilen 22.11.2016 tarihli karar, sadece davacı tarafından temyiz edilmekle kötüniyet tazminatı talebinin reddi bakımından davacı yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu itibarla bozma sonrası verilen kararda, kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 ... maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinde yer ... “İİK 67/2 gereği asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı bankadan alınarak davalıya verilmesine,” sözlerinin çıkartılarak, yerine; ''davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.