Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2875 E. 2024/908 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak elektrik kullanımı iddiasıyla yapılan tahakkuklar ve bu tahakkukun tahsili için başlatılan icra takipleri nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ispat külfetini taşımasına rağmen kaçak elektrik kullanımını ispatlayacak delilleri sunmaması ve usuli eksikliklerin sonuca etkili olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3134 E., 2022/2102 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/1119 E., 2022/1031 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine; resen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın gerekçesi düzeltilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğunu ve OSOS isimli sayacın takılı bulunduğunu, davalı şirketçe müvekkilinin sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığından bahisle hakkında icra takiplerinin başlatıldığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, çiftçilik yaptığını ve elektriğinin kesilmesi halinde tarladaki ürünlerinin kuruyacağını, geçimini çiftçilikle sağladığını, icra takiplerine konu edilen cezaların fahiş olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili hakkında başlatılan hukuka aykırı olarak talep edilen icra takiplerinden dolayı şimdilik 100,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve icra takiplerinin iptaline karar verilmesini talep etmiş; 19.05.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile icra dosyalarından borçlu olmadıkları miktarı toplam 145.073,53 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, dava konusu icra dosyalarından dolayı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davalı tarafın özel hukuk tüzel kişisi olduğu ve bu sebeple elinde bulunması gereken ve alacağını ispatlar kayıt ve belgeleri yazı yazılmasına gerek bulunmadan sunması gerektiği, bu sebeple 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 195 nci maddesinin uygulanma imkanının olmadığı, davalı şirketin dava konusu takip dayanağı alacağının Elektrik Piyasası Tüketici/Müşteri Hizmetleri Yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmiş kaçak elektrik kullanım tespit tutanağına dayandığı ispat edilemediği gibi ispat külfeti üzerinde olan davalı tarafa usulüne uygun delil bildirme ve sunma süreleri tanınmış olmasına rağmen dava konusu takibin, yine yönetmelik hükümleri uyarınca usulüne uygun bir borç tahakkukuna dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalı şirket tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen kaçak tutanaklarından dolayı icra dosyalarından sırası ile 3.024,82 TL, 1.690,63 TL, 19.701,72 TL, 120.656,36 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıya ait yerde şirket ekiplerince yapılan kontrolde, usulsüz elektrik kullanımı yapıldığının tespit edildiğini ve kaçak tespit tutanağının tutulduğunu, Mahkeme tarafından dava konusu borca ait bilgi ve belgelerin temini adına müvekkili şirkete müzekkere yazıldığını ancak müzekkere cevapları beklenilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, kaçak kullanımının kuşkuya yer vermeyecek derecede kesin ve sabit olduğunu, kaçak tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar resmi belge gibi geçerli olduğunu, yapılan tahakkukun EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine ve EPDK Kurul Kararlarına uygun olarak yapıldığını, davacının kaçak elektrik kullandığını, bu hususta fotoğraf ve videoların bulunduğunu, bunların görevli dağıtım şirketinden istenmesi gerektiğini, kaçak tutanağının aksini iddia eden tarafın bunu resmi belgeler ile ispatlaması gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, Mahkemece 24.09.2021 tarihli ön inceleme tensip tutanağında, ön incelemenin duruşmalı olarak yapılması gerektiği kanaatine varıldığının görüldüğü, tensip zaptı ile taraflara 6100 sayılı Kanun'un 139 ncu maddesi uyarınca "Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği ihtarına" dair ara karar kurulması gerekmekte ise de, bu usul kuralının yerine getirilmediği, buna rağmen ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı Kanun'un 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası gereğince aynı Kanun'un 139 ncu maddesi uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, nihai olarak verilen karara da davalı tarafa usulüne uygun delil bildirme ve sunma süresi tanınmış olmasına rağmen, dava konusu takibin usulüne uygun bir borç tahakukkuna dayandığının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, Mahkemece yapılan yargılamada; her ne kadar "davalı tarafa usulüne uygun delil bildirme ve sunma süresi tanınmış olmasına rağmen ,dava konusu takibin usulüne uygun bir borç tahakukkuna dayandığının ispat edilemediği" gerekçesine dayalı olarak kabul kararı verildiği görülmüş ise de, somut olayda 6100 sayılı Kanun'un 139 ve 140 ncı maddelerinin usulünce uygulanmadığı, bu itibarla Mahkemenin kabul gerekçesinin yerinde olmadığı görülmüş ise de; davalı tarafın istinaf aşaması dahil olmak üzere dosyaya dava konusu takhakkukun dayanağını ispata kabil herhangi bir bilgi ya da belgeyi sunmamış oluşu, icra dosyası incelendiğinde de, ödeme emri ya da takip talebi ekinde takip konusu borcun dayanığını gösterir herhangi bir bilgi ya da belgenin dosyaya sunulmadığının anlaşılması karşısında, ispat külfeti kendisinde olan davalının doğru bulgu veya belgelerle davacının kaçak elektrik kullandığını ispatlayamamış olduğu, kararın nihai olarak doğru olduğu, bu itibarla davalı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, resen nazara alınan nedenlerle gerekçenin düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf taleplerinin yerinde bulunmadığından reddine, resen nazara alınan nedenlerle dosya kapsamı itibariyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın gerekçesi düzeltilerek davanın kabulü ile davalı şirket tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen kaçak tutanaklarından dolayı icra dosyalarından sırası ile 3.024,82 TL, 1.690,63 TL, 19.701,72 TL, 120.656,36 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacıya yönetmeliğe göre tahakkuk yapıldığını, mahkemece 24.09.2021 tarihli ön inceleme tensip tutanağında, taraflara 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 139 ncu maddesi uyarınca "Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği ihtarına" dair ara karar kurulması gerekmekte ise de, bu usul kuralının yerine getirilmediği, usulüne uygun tensip tutanağının taraflara yeniden tebliğ edilip yeni duruşma gününde ön inceleme yapılması gerekirken duruşmada davacı tarafa süre verdikten sonra yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceğini, davalı şirketin çok yoğun olduğunu, davalı şirketin ön göremeyeceği bir biçimde icra takiplerine binaen bir çok dava ikame edildiğini, davacı şirketin merkezinin Diyarbakır'da bulunduğunu, ilgili evrakların şirket merkezinden talep edildiği kabul edilerek yeniden müzekkere ve tekit müzekkeresi yazılması gerekirken bu hususun gözetilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla yapılan tahakkuklar ve bu tahakkukun tahsili talebiyle başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un "İspat yükü" başlıklı 190 ıncı maddesi.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davalının istinaf aşaması dahil olmak üzere dosyaya dava konusu takhakkukun dayanağını ispata yarar herhangi bir bilgi ya da belgeyi sunmadığı, icra dosyaları incelendiğinde de; ödeme emri ya da takip talebi ekinde takip konusu borcun dayanağını gösterir herhangi bir bilgi ya da belgenin dosyaya sunulmadığı, davanın niteliği gereği ispat külfeti üzerinde olan davalının doğru bulgu ve belgelerle davacının kaçak elektrik kullandığını ispatlayamadığı, davalı tarafın istinaf ve temyizde ileri sürdüğü usuli eksikliklerin ise davasını ispat edecek delilleri dosyaya sunmadığı gözetildiğinde sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.