Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2951 E. 2024/2882 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira bedelinin indirilmesi, ödenen kira bedelinin iadesi, fatura kesilmemesi nedeniyle doğan zararın, cezai şartın ve gelir kaybının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında kira sözleşmesi hükümlerinin ve ilgili kanun maddelerinin doğru uygulandığı, davacının kiralananın ayıplı olduğuna dair bildirimde bulunmadığı, haksız kullanılan kısım için kira iadesine karar verildiği, cezai şart ve tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak vekalet ücretine ilişkin kısımda davalı şirket lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/422 E., 2023/166 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/445 E., 2019/1059 K.

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında 27.05.2009 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalılar tarafından kiralananın tamamının teslim edilmediğini, davalı şirketin kiralananın bir kısmında ticari faaliyetlerini sürdürmeye ve idari binanın ¾ kısmını işgal etmeye devam ettiğini, davalıların idari binayı tam olarak teslim etmemelerine rağmen kira bedellerini tam tahsil ettiklerini, davalı şirketin iki yıllık kira bedelini tahsil ettiği halde halen fatura düzenlemediğini, bu nedenle müvekkilinin KDV kaybına neden olduğunu, ayrıca davalıların sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, kiralanana ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle müvekkilinin faaliyetlerinin durdurulduğunu, bu nedenle gelir kaybına uğradığını ileri sürerek; idari binanın ¾ kısmının teslim edilmemiş olması nedeniyle 10.000,00 TL kira bedelinin yarı yarıya indirilmesine ve toplam ödenen 240.000,00 TL kira bedelinin yarısı olan 120.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı ...’tan 135.000,00 TL tazminatın sözleşme tarihinden işleyen avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı şirketin tahsil ettiği kira bedelleri için fatura düzenlememesi nedeniyle 36.610,17 TL’nin en son kira ödemesi tarihi 28.05.2009 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, şimdilik 50.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacının taleplerinde haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, kiralananın kısmi kullanımına karşı çıktığı ihtarnamenin davalılara ulaştığı 07.05.2010 tarihinden dava tarihine kadar dönem için haksız kullanım bedeli talep edebileceği, davacının kiralanandan tahliye ettirildiğine dair dosyada bir delil bulunmadığı, bu nedenle davalı ...’tan talep edilen tazminatın koşullarının oluşmadığı, davacının iddia ettiği maddi zarara ve gelir kaybına neden olduğu ileri sürülen maddi olguların gerçekleşmediği, ancak tahsil edilen kira bedeli için fatura düzenlenmediği, davacının KDV indiriminden yararlanamadığı ve zarara uğradığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının fazla ödenen kira bedelinin iadesi talebi yönünden 5.070,00 TL'nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının KDV indiriminden yararlanmaması nedeniyle uğradığı zarar yönünden 36.610,17 TL'nin 09.05.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davada iki davalı olduğunu, her bir davalı hakkındaki talepler gözetilerek vekalet ücreti takdiri gerekirken hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davalı vekilinin dosyaya sunduğu 01.06.2009 tarihli protokolün sahte olması nedeniyle delil olarak kabul edilemeyeceğini, davalıların itiraz etmemeleri sebebiyle bilirkişi raporunun onlar hakkında kesinleştiğini, Mahkemenin tazminat talepleriyle ilgili maddi olguların gerçekleşmediği kanaatinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kiralananın davacıya teslim edilmiş olup, idari binanın kullanımının taraflarca yeniden düzenlenmesi ve binanın bir kısmının kullanımından davacı tarafça bedelsiz olarak vazgeçilmesi sebebiyle, davacının kiralanan yerin kullanılamadığından bahisle kira bedelinden indirim yapılarak fazla ödenen bedelin iadesini talep edemeyeceği, kira sözleşmesindeki cezai şartın istenilme koşulunun erken tahliye olgusuna dayanması sebebiyle gerekli yasal koşulların oluşmadığı, davacı tarafça kâr yoksunluğuna ilişkin zarara, kira sözleşmesinin yapılmasından önce bilgileri dışında açılıp sonuçlanan ve sonrasında kendileri hakkında da açılan davalar nedeniyle faaliyetlerinin durmasına bağlı olarak sözleşme ile aldıkları siparişin karşılanamamasının neden olduğu iddiasında bulunulduğu, davanın davacının ticari faaliyetinin durmasına neden olduğunu gösterir herhangi bir tutanak ve belgenin bulunmadığı, davacı şirket hakkında Kocaeli Valiliğince ÇED Yönetmeliğinde belirtilen yükümlülükler yerine getirilinceye kadar işletmenin her türlü faaliyetinin durdurulmasına dair verilen karar uyarınca, şirket faaliyetinin 22.06.2010 tarihinde iş yerinin mühürlenmesi suretiyle durdurulduğu, davacı kiracı tarafından kiralanandaki ayıba ilişkin hükümlere dayalı olarak ayıp nedeniyle kira bedelinden indirim yapılması ya da sözleşmeyi fesih hakkının kullanılmadığı, dava tarihi itibariyle tahliyenin söz konusu olmayıp, tahliye işleminin dava tarihinden sonra 01.07.2011 tarihinde icra marifetiyle gerçekleşmesi nedeniyle tahliyenin usulüne uygun olup olmadığı ile erken tahliyeden kaynaklanan zarar olgusunun söz konusu davanın konusu olmadığı, davalılar tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmemesinin dava konusu uyuşmazlık yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşturmayacağı, davalılar vekilinin her iki davalı için de vekaletnamesini dosyaya sunduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira bedelinin indirilmesi ve ödenen kira bedelinin iadesi, tahsil edilen kira bedeline fatura kesilmemesi nedeniyle doğan zararın, cezai şart alacağının ve uğranılan gelir kaybının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299, 301, 304, 305, 306, 307 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen kanun maddelerinin doğru şekilde uygulandığı, taraflar arasında düzenlenen 27.05.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin (8.) maddesinde kiralananın boş olarak kiracıya teslim edildiğinin yazılı olduğu, davacı kiracının kiralananın ayıplı olduğuna ilişkin bir bildirimde bulunmadığı, ancak 04.05.2010 tarihli ihtarname ile kiralananın tamamının teslim edilmesini talep ettiği, Mahkemece söz konusu ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ödenen kira bedellerinden, davalı kiraya veren tarafından kullanılan kısma isabet eden bölümün iadesine karar verildiği, bu halde 01.06.2009 tarihli protokolün sonuca etkili görülmediği, kira sözleşmesinin (12.) maddesinde düzenlenen cezai şartın kiraya veren tarafından, kiralananın erken tahliye edilmesi halinde istenebileceği, cezai şart ve tazminat talep etme koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava dilekçesinde; her iki davalıya yöneltilen talepler ayrı ayrı belirtilmiş olup, 135.000,00 TL cezai şart alacağı sadece davalılardan Yakup’tan talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, yalnızca davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedildiği halde, davalı şirketten talep edilmeyen cezai şart alacağı da dahil edilerek reddedilen kısım üzerinden davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin vekalet ücretine temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan “Davalı ... Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat San. Ve Tic. A.Ş'nin kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨23.945,80 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,” ibaresinin çıkartılarak yerine "Davalı ... Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat San. Ve Tic. A.Ş'nin kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 15.845,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.