"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/652 E., 2022/1916 K.
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; 22.08.2002 tarihli encümen kararı ile park yapmak ve çiçek serası olarak işletmek üzere taşınmazı önceki kiracısından devraldığını, devir işleminin 11.10.2006 tarihli encümen kararı ile onaylandığını, kiralananın tarafına boş olarak teslim edildiğini, belediye onaylı vaziyet planına göre peyzaj ve inşaat yapımını tamamlayarak faaliyete başladığını, kiralananı büfe-kafe olarak işletmek için yaptığı başvurusu üzerine davalı belediyeden 28.03.2008 tarihinde ruhsat aldığını, daha sonra kiralananı restaurant olarak işletme isteğinin sözlü olarak kabul edilmesi nedeniyle restaurant için uygun çevre düzenlemeleri yaptığını ancak ruhsat talebinin reddedildiğini, davalı Belediyece kiralananın sözleşmeye aykırı kullanıldığından bahisle ihtarname gönderildiğini ve mahkeme kararı ile kiralanandan tahliye edildiğini, vaziyet planına göre yaptığı peyzaj, çevre düzenlemesi ile kiralanana yaptığı yapıların taşınmazda kaldığını, yapılan işlerin faydalı ve zorunlu imalatlar olduğunu, davalının yapılan işlerin bedelini ödemeyerek sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek; kiralananda meydana gelen değer artışının karşılığı olarak 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini 17.02.2022 tarihli dilekçesiyle 102.523,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı; kiralananın davacıya çiçek serası olarak devredildiğini ve asıl kullanım amacının bu olduğunu, başvurusu üzerine kafeterya ruhsatı verilen davacının ruhsatı geniş yorumladığını ve söz konusu yeri restorana çevirmek suretiyle kira sözleşmesine aykırı davrandığını, imalatları sözleşmeye aykırı olarak bilgi ve rızası olmaksızın yaptığını, bedeli talep edilen imalatların zorunlu ve faydalı imalatlar olmayıp sözleşmeye aykırı olarak sürdürülen faaliyetin idamesi için yapılan imalatlar olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davacının yaptığı masrafların kiraya verenden habersiz şekilde ve kendi kullanımına yönelik olarak yaptırdığı masraflar olduğu, taşınmazın kiralanma amacına yönelik yapılmış zorunlu ve faydalı masraflar olmadığı, kiracının masraflarını isteyebilmesi için taraflar arasında bu yönde yazılı sözleşme bulunması gerektiği, bu yönde herhangi bir iddia ve belge de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 08.05.2019 tarihli ve 2017/6115 E., 2019/4309 K. sayılı ilamla; Mahkemece, mümkün ise yerinde yeniden keşif yapılıp, mümkün olmazsa dosya üzerinden konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle, davacı kiracı tarafından yaptırıldığı ileri sürülen imalat ve tesislerin ayrıntılı olarak tespit edilmesi, tespit edilen imalatların sabit yahut sökülüp götürülebilir olup olmadıkları, sabit tesis ve imalatların imal tarihindeki değerleri, yıpranma durumları, faydalı ve zorunlu ya da lüks imalat olup olmadıkları ayrıntılı olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
3. Bozma ilamına karşı, süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairece verilen 04.02.2020 tarihli ve 2019/5207 E., 2020/706 K. sayılı ilamla; kiracının kendi ihtiyacı için ve işinin gereği olarak yaptığı değer artırıcı imalat bedelini kiraya verenden benimsenmesi durumunda talep edebileceği, imalatların kiraya veren tarafından benimsenip benimsenmediğinin öncelikle değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen yapıların ruhsata tabi olup olmadığı belirlenerek ruhsatsız ve kaçak yapıların ekonomik değerlerin korunmasından söz edilemeyeceğinin gözetilmesi gerektiği, imara uygun olarak inşa edilen veya ruhsata tabi olmayan yapılar ile bu kapsamda bulunmayan diğer dava konusu edilen imalatlar yönünden, davalı tarafından benimsenmeyen, davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açmayan imalatlar yönünden davacının talebinin reddi gerektiği, ancak davacı tarafından yapılan ve davalının benimsediği sonucuna varılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı imalatlar, hangilerinin lüks imalatlar olduğunun belirlenmesi, faydalı ve zorunlu imalatlardan sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, kalıcı imalatların imal tarihleri itibariyle değerleri, yıpranma durumları bedeline hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, davalı vekilinin karar düzeltme talebi kabul edilerek bozma ilamının kaldırılmasına ve Mahkeme hükmünün bu gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan mahkemece; peyzaj bilirkişi tarafından belirtilen 10.000,00 TL'lik imalatın davalı tarafından benimsendiği, sözleşme ve taşınmazın sonradan kafeterya olarak kullanılacağına ilişkin taraflar arasındaki anlaşma ile düzenlenen vaziyet planının niteliği gereği bu imalatların benimsenmiş sayılacağı; inşaat kalemleri yönünden ise 16.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen yemek salonu binası, mutfak binası, yarı açık yemek salonu binası gibi imalatların ruhsatının bulunmadığı, bunların ekonomik değerinin korunmasından da bahsedilemeyeceği, davalının kiralananın restaurant olarak kullanımına ilişkin yapılan başvuruyu reddetmesi, sözleşmeye ek vaziyet planında bu yapıların yer almaması ve yine davalı tarafından sözleşmeye aykırı kullanım sebebiyle tahliye davası açılması hususları nazara alındığında davalının yapılan bu imalatları benimsemediği, benimsenmeyen bu imalatların toplam bedeli olan 39.616,00 TL'ye ilişkin talebin reddi gerektiği; diğer inşaat kalemleri bakımından sekizgen salon binası da dahil olmak üzere bir kısım imalatların vaziyet planında yer aldığı, imalatların hepsi vaziyet planında yer almasa dahi taşınmazın tarafların kabulü ile kafeterya olarak işletildiği nazara alındığında kira sözleşmesinin niteliği gereği kullanılacak imalatlar olduğu ve bu imalatların davalı tarafından benimsendiği, davacının neticeten 52.907,00 TL inşaat imalat kalemi ve 10.000,00 peyzaj imalat kalemli olmak üzere toplam 62.907,00 TL yönünden haklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 62.907,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının kira sözleşmesine aykırı bir şekilde faaliyette bulunup imalatları da kira sözleşmesine aykırı şekilde bilgisi dışında yaptırdığını, bedelini talep ettiği imalatların zorunlu ve faydalı imalatlardan olmayıp, sözleşmeye aykırı olarak sürdürdüğü faaliyetinin idamesi için yaptığı imalat ve değişiklikler olduğunu, hesaplanan imalat bedellerinin kabul edilemeyeceğini, bazı imalatların sökülebilir nitelikte olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kiracının kiralanana yaptığı imalatların bedelinin davalı kiraya verenden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 529 uncu maddesi; "İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.
İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir." düzenlemesini içerir.
3. Değerlendirme
1. Mahkeme kararının bozulması 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın; uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklara yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, eş söyleyişle davalı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkemece verilen kararın 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.