"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1745 E., 2022/1854 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/847 E., 2021/12 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,15.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 12.00'de Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının elektrik enerjisi ihtiyacını davalı şirketten temin ettiğini, davalı şirketin sayaç okuma ve faturalandırma hizmetinin karşılığı olan ücreti tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak tahsil ettiğini, Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı kararı ile "sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği" gerekçesiyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararının iptaline karar verdiğini, bu nedenle 2006 Eylül- 2010 Aralık döneminde Perakende Satış Hizmeti (PSH) bedelinin nispi ücret olarak tahsilinin hukuki dayanağının ortadan kalktığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 2006 Eylül - 2010 Aralık arası dönemlere ait olmak üzere fazladan tahsil edilen KDV dahil 937.017,51 TL PSH bedelinin 6183 sayılı Kanun'un 51 inci maddesi uyarınca ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ve KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 2006 Eylül - 2010 Aralık dönemi içinde tesisinde kullanmış olduğu elektrik enerjisinin faturalandırılması sırasında sayaç başına sabit ücret alınması gerekirken, tüketilen enerji miktarı üzerinden değerlendirme yapılması nedeniyle davalının 934.740,66 TL fazla tahsilat yaptığı, davalının uygulamaya dayanak yaptığı EPDK'nın 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararının iptal edildiği, kesinleşmiş iptal kararının sakatlığı saptanan idari işlem yönünden geriye yürür şeklinde ortadan kalkacağı, davacıdan toplam 934.740,66 TL fazla PSH bedeli tahsil edilmiş olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile 934.740,66 TL fazla ödenen miktarın dava tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun'a göre işleyecek gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizinin KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davalının herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın son ödeme tarihinden itibaren sözleşmede belirlenen gecikme zammı oranlarını uygulama imkanı bulunmakta iken, haksız olarak alınan PSH bedeline ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51 inci maddesine göre gecikme zammı oranlarının uygulanmamasının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gibi, hukukun genel ilkeleri ile de bağdaşmadığını ileri sürerek, kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davalı şirketin EPDK tarafından onaylanan tarife bedellerini uygulamasının yasal zorunluluk olduğunu, husumetin EPDK'ya yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu faturaları düzenleyenin Dicle EPSAŞ olduğunu, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, faturayı alan kişinin 8 gün içinde itirazda bulunmadığında faturanın içeriğini kabul etmiş sayıldığını, ayrıca davanın dayanak Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli kararının öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açılması gerektiğini, davacının ihtirazi kayıt koymadan davaya konu bedelleri ödediğini, Mahkemenin salt bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, serbest tüketici hakkını kullanmayan tüketicilerin ödedikleri PSH bedellerinin kendilerine iadesi yönündeki taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bilirkişinin teknik bilgiyi gerektiren hesaplama dışındaki görüş ve açıklamalarının Mahkemenin görev ve yetkisini ihlal niteliğinde olduğunu, 6719 sayılı Kanun ile değişik 6446 Kanun'un 17, geçici 19 ve geçici 20 nci madde hükümlerinin somut olaya etkisinin değerlendirilmediğini, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece hükme esas alınan, davacının fazladan ödediği PSH bedellerini, bu bedeller üzerinden alınan KDV ile birlikte 934.749,66 TL olarak hesaplayan 28.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı şirketin EPDK'nın düzenleyici işlemini esas alarak 01.09.2006 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten tüketilen enerji miktarı (kWh) üzerinden (nispi) PSH bedeli tahsil ettiği, EPDK'nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edildiği, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından 2006 Eylül-2010 Aralık döneminde fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği, davacı şirkete iade edilecek tutar belirlenirken hizmetin bir ücret karşılığı verilmesi gerektiği gözetilerek, EPDK tarafından davacı şirketin de dahil olduğu abone grubu için sonradan belirlenmiş olan maktu ücretin mahsup edilmesi ve ayrıca fazladan ödendiği belirlenen PSH bedelleri ile bu bedeller üzerinden alınan KDV’nin toplamından oluşan alacağın tahsiline karar verilmesi gerektiği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, EPDK'nın halen yürürlükte olan düzenleyici işlemleri hakkında uygulama alanı bulacağı, bu nedenle anılan kanun değişikliklerinin somut olay bakımından bir etkisi bulunmadığı, davacının dava konusu bedellerin tahsil edildiği tarihlerde serbest tüketici olduğunun yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ilk derece yargılaması aşamasında ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin istinaf aşamasında dikkate alınamayacağı, ancak davacının KDV dahil olmak üzere 937.017,51 TL'nin davalıdan tahsilini talep ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalıdan talep edebileceği miktarın 934.740,66 TL olarak hesaplandığı, davacının da anılan bilirkişi raporuna karşı sunduğu beyan dilekçesinde 934.740,66 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini talep ederek talep sonucunu daraltma yoluna gittiği, bu durumda davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddi yönünde hüküm tesisi gerekirken davanın tam kabulü şeklinde hüküm tesisinin yerinde olmadığı, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilemediğinden hükmedilen alacağa uygulanacak gecikme faizi için faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulü ile 934.740,66 TL fazla ödenen miktarın dava tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun'a göre işleyecek gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizinin KDV'si ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, EPDK'nın 875 sayılı kararı ile 01.09.2006 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde PSH tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. EPDK'nın 24.08.2006 tarihli ve 875 sayılı kararı,
2. Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarihli ve 2008/2695 E.,2011/1368 K.sayılı kararı,
3. Dairemizin benzer uyuşmazlık hakkında verdiği 30.06.2020 tarihli ve 2020/1887 E., 2020/3682 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle davalı dava öncesinde temerrüde düşürülmediğinden, hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.