"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1851 E., 2022/1404 K.
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/72 E., 2022/139 K.
Taraflar arasındaki taahhütnamenin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 2547 Sayılı yasanın 33/A maddesine göre öğretim üyesi yerleştirme programı kapsamında ...... Üniversitesine araştırma görevlisi olarak 18.07.2013 tarihinde atandığını ve aynı Üniversite tarafından 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi uyarınca İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsünde yükseklisans eğitimine devam etmek için görevlendirildiğini, 23.12.2019 tarihinde ÖYP(öğretim üyesi yerleştirme) kapsamında doktora eğitimini azami sürede bitirmediğinden ilişiğinin kesildiğini, 04.03.2020 tarihli yazıyla taahhütname ve kefalet senedi uyarınca işlem yapıldığını ve 629.854,22 TL'nin ödenmesinin istendiğini, ancak taahhütname senedinin geçerlilik şartlarını taşımadığını, öğretim elemanlarının taahhütnameyi özgür iradeleri ile imzalamadıklarını, idarenin üstün kamu gücünün kötüye kullanılmak suretiyle işbu senetlerin alındığını, 657 sayılı yasanın değişen 35 inci maddesi hükmüne göre mecburi hizmet yükümlülüğünün getirilemeyeceği belirterek, taahhütname ve kefaletnamenin iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacının doktora eğitimini azami sürede tamamlayamadığını, 2547 sayılı Yasanın 35 inci maddesinde, yüksek öğretim kurumlarında öğretim elemanlarının yetiştirilmesine dair düzenlemenin bulunduğunu, yine aynı yasanın geçici 53 üncü maddesinde de 33 üncü maddeye göre lisansüstü eğitim amacı ile yurt dışına gönderilenler ile 35 inci maddeye göre yurt içinde bir başka üniversitesi lisansüstü eğitim amacıyla mecburi hizmet yükümlülüğünü kabul edilerek gönderilenlerin hizmetlerini yerine getirmeden ayrılanlara ilişkin düzenlemenin bulunduğunu, bu nedenle öğretim üyesi yetiştirme programına ilişkin usul ve esasları düzenleyen mevzuatın 10 uncu maddesi uyarınca mecburi hizmet yükümlüğünün olması nedeni ile taahhüt ve kefalet sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu düzenlemenin bu usul ve esaslara uygun olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2021 tarihli ve 2021/236E., 2021/67K. sayılı kararı ile; öğretim üyesinin yetiştirilmesi sırasında harcanan masraflar ve öğretim üyesinin mecburi hizmetinin güvence altına alınması için kefalet senedi ve taahhütname alınmasının 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi ve geçici 53 üncü maddesindeki düzenlemelerine uygun olduğu, bu durumun kanun ve yönetmelik hükümleri ile öngörüldüğü bu nedenle davacının henüz takibe veya infaza konulmamış senedin ve taahhhütnamenin iptalini istemekle haklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince istinaf edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 23.02.2022 tarih 2022/260E., 2022/263K. sayılı kararı ile; davada hem usulden hem de esastan red gerekçesi oluşturulduğu, kaldı ki mahkeme kararının gerekçesinde hem usul hem de esastan red gerekçesi oluşturulmasına rağmen hüküm kısmında davanın neden dolayı reddedildiği belirtilmeksizin sadece davanın reddine denmek suretiyle hüküm kurulduğu, mahkemece davanın usulden mi yoksa esastan mı reddedildiğinin karar yerinde belirtilmesi ve hangi red sebebine dayanıldığının tereddüte yer bırakılmayacak şekilde belirlenip ona göre hüküm oluşturulması gerektiği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine, karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerekçe içeriğinde yer alan alacaklı davalının henüz takibe geçmediği veya senedin infaza konulmadığı cümlelerinin davanın usulden red anlamına gelmediği gibi esastan redde ilişkin gerekçelerin kuvvetlendirilmesi amacıyla yazıldığının anlaşıldığı, davacının doktora eğitimine 18.07.2013 tarihinde başladığı, 23.03.2019 tarihi itibariyle de süresi içerisinde doktora eğitimini tamamlamadığı için ilişiğinin kesildiği, böylelikle söz konusu bu işlemin 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi, aynı yasanın geçici 53 üncü maddesi ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Program ve Esaslarına uygun olduğu, öğretim üyesi yetiştirmenin sonucunda mecburi hizmetin getirildiği, öğretim üyesinin yetiştirilmesi sırasında harcanan masrafların ve öğretim üyesinin mecburi hizmetinin güvence altına alınması için kefalet senedi ve taahhütname alınmasının 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi ve geçici 53 üncü maddesindeki düzenlemelerine uygun olduğu ve bu durumun kanun ve yönetmelik hükümleri ile öngörüldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davacıdan idarenin üstün kamu gücü kötüye kullanılarak re'sen taahhütname ve kefaletname senedi alındığını, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 01.08.1996 tarih ve 4160 sayılı kanunun 2 inci maddesi ile eklenen ek 35 inci madde hükmüne göre kamu kurum ve kuruluşları tarafından personel kanunları ve diğer özel kanunlarda yer alan hükümlere göre bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren okutulacak yeni öğrencilere mecburi hizmet yükümlülüğü getirilemeyeceğini, 2547 sayılı kanunun 35 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre yurt içi ya da yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanlarının genel hükümlere göre bağlı oldukları yüksek öğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorunda olduklarını, 657 sayılı kanunun ek 35 inci maddesine göre araştırma görevlisi olan müvekkiline mecburi hizmet yükümlülüğü getirilemeyeceğinden taahhütname ve kefaletname senedi düzenlenmesinin kanuna aykırı olduğunu, yurt içinde okutulan araştırma görevlilerinin de bu madde hükmünden yararlanacağını, söz konusu işlemin idarenini kanuniliği ilkesi ile de bağdaşmayacağını, 2547 sayılı kanunun 35 inci maddesinde kanundaki yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere ancak yükseköğretim kurumlarında görev verilemeyeceğini, bunun dışında kanunda bir yaptırımın söz konusu olmadığını, yüksek yargının güncel içtihatlarının araştırma görevlilerinin yeni kanun hükmüyle artık tazminat sorumluluğunun olmadığı yönünde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Üniversitede araştırma görevlisi olan ve 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca lisansüstü eğitim-öğretim amacıyla İTÜ'de geçici olarak görevlendirilen davacının 23.12.2019 tarihi itibariyle süresi içerisinde doktora eğitimini tamamlamadığı için ilişiğinin kesildiği, söz konusu bu işlemin 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi ile aynı yasanın geçici 53 üncü maddesi ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Program ve Esaslarına uygun olduğu, öğretim üyesi yetiştirmenin ve sonucunda da mecburi hizmetin getirildiği, öğretim üyesi yetiştirme sırasında harcanan masraflar ve öğretim üyesinin mecburi hizmetinin güvence altına alınması için kefalet senedi ve taahhütname alınmasının 2547 sayılı yasanın 35 inci maddesi ve geçici 53 üncü maddesindeki düzenlemelerine uygun olduğu, 657 sayılı Yasanın Ek 35. maddesinin, 2547 sayılı Yasanın 35 inci maddesi uyarınca başka bir üniversitede görevlendirilen araştırma görevlilerini kapsamadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçelerini tekrarlamakla birlikte, davacıdan idarenin üstün kamu gücü kötüye kullanılarak re'sen taahhütname ve kefaletname senedi alındığını, 2547 sayılı kanunun 35 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre yurt içi ya da yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanlarının genel hükümlere göre bağlı oldukları yüksek öğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorunda olduklarını, 657 sayılı kanunun ek 35 inci maddesine göre araştırma görevlisi olan davacıya mecburi hizmet yükümlülüğü getirilemeyeceğinden taahhütname ve kefaletname senedi düzenlenmesinin kanuna aykırı olduğunu, yurt içinde okutulan araştırma görevlilerinin de bu madde hükmünden yararlanacağını, 2547 sayılı kanunun 35 inci maddesinde kanundaki yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere yükseköğretim kurumlarında görev verilemeyeceği dışında kanunda bir yaptırımın olmadığını, yüksek yargının güncel içtihatlarının araştırma görevlilerinin yeni kanun hükmüyle artık tazminat sorumluluğunun olmadığı yönünde olduğunu, araştırma görevlileri 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre yapılan görevlendirme kapsamında çalışırken her ne kadar maaş almakta iseler de, yüklenme senedindeki şartların ihlali halinde bu çalışma karşılığı alınan maaş ödemelerinin geri verilmesi yönündeki düzenleme ile başlangıçta angarya yasağı söz konusu değilken, taahhüdün ihlali halinde maaşların geri verilmesi halinde araştırma görevlisi ücret ödenmeksizin çalışmış olma durumunda olacağından senet maddesinde maaşların geri ödeneceği yönündeki düzenlemenin bu yönüyle de angarya yasağının ihlali olduğunun kabul edilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 2547 sayılı Yasanın 35 inci maddesi uyarınca imzalanan yüklenme senedinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2547 sayılı yasanın "Öğretim elemanı yetiştirme" başlıklı 35 inci maddesinin 3. fıkrasında; " Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. (Ek cümle: 19/11/2014-6569/26 md.) Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.
" denilmiştir.
2.657 sayılı yasanın Ek 35 inci maddesindeki düzenlemenin kamu kurum ve/veya kuruluşları adına bu kuruluşların personel kanununda ve kendi özel kanunlarında yer alan hükümler çerçevesinde mecburi hizmet karşılığı okutulan öğrencileri, dolayısıyla bu kapsamda öğrenim gören öğrencilerin mecburi hizmet yükümlülüğünü kapsadığı anlaşılmaktadır. Araştırma görevlileri kamu kurum ve kuruluşları hesabına okuyan öğrenci olmayıp, 2547 sayılı yasanın 33 üncü maddesine göre yüksek öğretim kurumlarında araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Ayrıca, araştırma görevlilerinin kadrolarının öğretim elemanı yetiştirme amacıyla başka bir üniversiteye tahsis edilmesi suretiyle görevlendirilmiş olmaları da, onların 657 sayılı yasanın Ek 35 inci maddesinde düzenlenen öğrencilerden olmadığının bir diğer yasal kanıtıdır. (bkz. Danıştay 8.Daire'nin 23.10.2014 tarih 2013/6078 esas 2014/7339 karar sayılı kararı)
3. Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esasların "Öğrenim süresi" başlıklı 10 uncu maddesinin 2.fıkrasında; "Bu Usul ve Esaslar gereğince yabancı dil yeterliliği sağlamak için verilen süreler ile Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği gereğince azami süre içinde çalışmalarını tamamlayamayan, ÖYP'ye devam etmek istemeyen, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumunda görevine başlamayan veya görevine başlayıp mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyen ÖYP araştırma görevlilerinin ilişikleri kesilerek haklarında taahhütname ve kefaletname senedi uyarınca işlem yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, somut olayda 657 sayılı yasanın Ek 35 inci maddesi düzenlemesinin araştırma görevlisiyken taahhüt veren davacıyı kapsamadığı, davacının taahhütnameyi özgür iradesi ile imzalayıp, hata, hile veya tehdit altında kendisine imzalatıldığını da ileri sürmediği, davacı tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmediği, bu nedenlerle davacının adına tahakkuk edilen miktarı ödemekle sorumlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.