Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3291 E. 2023/2390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının verdiği sağlık hizmeti nedeniyle Kurumdan alacağı olup olmadığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek, dava konusu tedavinin fiyatının Maliye Bakanlığı ve davalı Kurum tarafından belirlendiği, bu nedenle davacının Kurum'dan ek bir alacağının olmadığı gerekçesiyle davacının karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/229 E., 2022/348 K.

Taraflar arasındaki asıl davada maddi ve manevi tazminat, birleşen davalarda itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekilince Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar ... ve Selmed Medikal ... Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. asıl davada dava dilekçesinde; Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ile fotoferez tedavi uygulama sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince seans başına ücretin 1.716 dolar olarak belirlendiğini, daha sonra yapılan soruşturma neticesinde sözleşmenin ... taraflı olarak feshedildiğini ve davacılardan ... aleyhine kamu kurumunu dolandırmak suçundan ceza davası açıldığını, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından oluşturulan komisyonca fotoferez tedavi bedeli olarak 1.300 Euro karşılığı 2.100,00 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, bu fiyatlar üzerinden tedavilerin yapılmaya devam edildiğini, ceza yargılamasında beraat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini; yine sözleşmenin feshinin iptali ve alacakların ödenmesi için açılan davaların Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/922 esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini; davalı kurumun ... taraflı işlemi sonucu, hiç ödeme yapılmaması ve sonrasında belirlenen eksik bedeller üzerinden ödemelerin yapılması nedeniyle şirketin cirosunun düştüğünü, zarar ettiğini, hakkında açılan ceza davası nedeniyle maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek; davacı ... için 20.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacı şirket için ise 20.000,00 TL maddi tazminat, 20.000,00 TL munzam zarar ve 200.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.

2. Birleşen 2015/237 esas sayılı davada davacı şirket dava dilekçesinde; tedavi bedeli olarak seans başı 2.100,00 TL ödenmesi işleminin iptali için Danıştay 2. Dairesinin 2008/4521 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde, 13.10.2005 tarihinden beri uygulanan 2.100,00 TL+KDV fiyat belirleme işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğini, adli ve idari yargı kararları gerekçe gösterilerek haksız fiyatlandırma işlemlerinizin düzeltilmesi için ihtarname gönderildiğini, şirket ile davalı kurum arasındaki 16.07.2001 tarihli sözleşme uyarınca belirlenen 1.716-USD+KDV’nin ödenmesi gerekir iken, 13.10.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bütçe Uygulama Talimatı ve sonrasında Sağlık Uygulama Tebliği'ne göre ödenen 2.100,00 TL+ KDV nedeniyle şirketin, 13.10.2005-21.05.2014 tarihleri arası eksik kesmek zorunda kaldığı faturalardan kaynaklanan 2.487,686,38 TL fark alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın 10.000,00 TL üzerinden iptaline ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş; 05.05.2016 tarihli ıslah dilekçe ile dava değerini 2.487.686,38 TL’ye yükseltmiştir.

3. Birleşen 2016/94 esas sayılı davada davacı şirket dava dilekçesinde; 21.05.2014-05.02.2016 tarihleri arasında eksik kesmek zorunda kaldığı faturalardan kaynaklanan 2.532.605,27 USD fark alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın 5.000 USD üzerinden iptaline ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş; 05/05/2016 tarihli ıslah dilekçe ile dava değerini 2.532.605,27 ... dolarına yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; Emekli Sandığı ile davacı şirket arasındaki sözleşmenin, yapılan soruşturma neticesinde 445-450 USD olarak ithal ettikleri fotoferez kitlerinin ibraz ettikleri gerçeğe aykırı fatura ve belgelerle fahiş fiyat uygulayarak kurumu zarara uğrattığının belirlenmesi üzerine feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesi üzerine, hak sahipleri tarafından temin edilen malzeme bedellerine, 630 USD+KDV üzerinden ödeme yapıldığını, talep olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davaların reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli, 2010/314 E., 2016/241 K. sayılı kararıyla; asıl dosya yönünden; maddi manevi tazminat talebine ilişkin yapılan yargılama ve incelemeler sonucunda; Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/201 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ve yargılama sırasında alınan 03.02.2015 havale tarihli heyet raporu ile 09.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporları dikkate alındığında varsayıma dayalı olarak muhtemel kayıp hesabı yapılamayacağı, mevcut diğer davalar nedeniyle (itirazın iptali ve alacak davaları) maddi ve manevi tazminatlar ile munzam zarara konu edilecek bir zararın bulunmadığı belirlemeleri karşısında ve yapılan ceza yargılamasının müfettiş raporları sonrasında şikayet hakkının kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, maddi manevi tazminat isteminin reddine, birleşen davalar yönünden ise; icra takip dosyaları, daha önce verilmiş olduğu anlaşılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/922 Esas, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/2500 Esas sayılı itirazın iptaline yönelik verilen kararlar ve diğer emsal kararlar, mevzuata ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporları, ek raporlar dikkate alındığında davanın kabulüne; birleşen 2015/237 esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.487.686,38 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına; %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen 2016/94 esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.532.605,27 USD asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktarda asıl alacağa uygulanacak USD Doları için 3095 SK 4/a maddesine göre Kamu Bankalarınca uygulanan tevdiat azami faizi üzerinden faiz oranı uygulanmasına, takibin devamına; alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 2018/4010 E., 2018/9136 K. sayılı ilamıyla; ilk derece yargılama makamınca künye bilgileri verilen dava dosyaları ile taraflardan sorulmak suretiyle yine aynı taraflar arasında görülmüş bulunan var ise diğer dava dosyaları dosya içine alınmak suretiyle ve gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle birleşen dava dosyalarında davacı tarafça kül halinde talep edilmiş bulunan 13.10.2005-21.05.2014 ve 21.05.2014-05.02.2016 dönemleri içinde bulunup da davacı şirket tarafından icra ve dava yollarıyla tahsilatı gerçekleşmiş bulunan fatura farkı alacakları tespit edilmek suretiyle davacının var olduğunu iddia ettiği alacağından mahsubunu gerçekleştirerek, davacı şirketin ... alacağının tespit edilmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olması gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince 08.10.2020 tarih ve 2019/206 Esas, 2020/424 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafça bildirilmesi gereken icra dosyaları ile mahkeme kararlarının dosyaya sunulduğu, sunulan dosyalar ve belgeler doğrultusunda bilirkişi kurulundan rapor alındığı, bilirkişi raporunda, sunulan dosyalar ve evrakların incelenmesi neticesinde itirazın iptaline karar verilen tutarlardan mahsup edilecek bir tutar bulunmadığının rapor edildiği, raporun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından; asıl davanın reddine, birleşen 2015/237 E. Sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.487.686,38 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; birleşen 2016/94 Esas sayılı davada takip dosyasına yapılan itirazın 2.532.605,27 USD asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktarda asıl alacağa uygulanacak USD için 3095 SK 4/a maddesine göre Kamu Bankalarınca uygulanan tevdiat azami faizi üzerinden faiz oranı uygulanmasına, takibin devamına; 2.532.605,27 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.10.2021 tarihli ve 2021/4301 E., 2021/10108 K. sayılı ilamıyla; asıl ve birleşen davalarda davalının sair temyiz itirazlarının reddine, AAÜT uyarınca mahkemece; asıl davada birlikte açılmış olan davacıların maddi ve manevi tazminat talebini içeren 4 ayrı davasının da reddedilmiş olması nedeniyle davalı lehine reddedilen tazminat taleplerine ilişkin 4 kez 3.400 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine 2 kez vekalet ücretine ilişkin karar kurulması doğru görülmediğinden ve davalı taraf SGK olup; 5510 sayılı yasanın 88/18 maddesinde “Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İİK'nda yazılı tazminat ve cezalar kurum hakkında uygulanmaz” hükmü mevcuttur. Bu yasal düzenleme karşısında davalı kurum aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemez. Mahkemece, bu kalem istemin de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemiz kararına karşı süresi içinde davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizin 05.04.2022 tarihli ve 2022/620 E., 2022/3140 K. sayılı ilamıyla; yasal düzenlemelere göre dava konusu ekstrakorpereal fotoferez tedavisi fiyat tarifesinde yer ... seans birim fiyatının, dava dışı Maliye Bakanlığı ve davalı Kurum tarafından, tedavi bedeline etki eden verilerle birlikte bütçe imkanları gözetilerek, keyfiyete mahal vermemek ve geri ödemelerde uygulama birliğini sağlamak maksadıyla belirlendiği; ... hukuka dayalı sözleşme ilişkisinden ziyade idarelerce tesis edilen düzenleyici işlemler doğrultusunda tedavi bedeline ilişkin faturaların ödendiği ve bu tedavi hizmetine ilişkin düzenleyici işlemlerin dava konusu dönemlerde ayakta olduğu, hastaların ve davacının mağduriyetine yol açacak bir uygulamanın söz konusu olmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, birleşen itirazın iptali davalarının (asıl dava kesinleştiğinden) tümden reddi gerektiğinden ayrıca somut olayda; davalı Kurum, birleşen (2015/237 E.) itirazın iptali davasına konu icra dosyasına 11.06.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile süresinde itiraz etmiş, davacı tarafından 27.06.2014 tarihinde takibin 10.000,00 TL'lik kısmı yönünden itirazın iptali davası açılmış olduğundan davacının en geç dava tarihinde davalının itirazını tebliğ aldığının kabul edilmesi gerektiği, dava tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra 05.05.2016 tarihinde yapılan ıslah ile artırılan talebin dikkate alınması mümkün olmadığından Mahkemece, davacının birleşen itirazın iptali davasında yapılan ıslahı, değinilen gerekçe ile değerlendirerek bir karar vermesi gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 14.10.2021 tarihli ve 2021/4301 E., 2021/10108 K. sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın daha önce kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davaya konu tedavi bedellerinin belirlenmesi noktasında dava dışı Maliye Bakanlığı ve davalı Kurum tarafından tedavi bedellerinin ödenmesi noktasında uygulama birliğinin sağlanması maksadıyla tebliğ düzenlendiği, idarece tesis edilen düzenleyici işlem olan tebliğ kapsamında tedavi bedellerine ilişkin faturaların ödendiği, tedavi hizmetinin verildiği dönemde 23.10.2008 tarihli tebliğin yürürlükte bulunduğu, bu kapsamda ne hastalar yönünden ne de davacı yönünden tedavi bedellerinin ödenmesinde mağduriyete neden olabilecek bir uygulamanın söz konusu olmadığı, bu kapsamda birleşen itirazın iptali davalarında davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl-birleşen davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/8028 Esas, 2022/9471 Karar sayılı ilamında; asıl davada davacılar ... ve Selmed Medikal ... Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. bakımından mahkemece, bozma öncesi maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine karar verilmiş olduğundan ve bu kısım temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden asıl davacılar vekilinin temyiz talebinin reddine, birleşen davada davacı ... ... Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. bakımından; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen davaların davacısı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde; 2010 yılından itibaren dava konusu tedavi seans başı birim fiyatının 3.542,32 TL olarak belirlenmediğini, bunun tedavinin işlem puanı olduğunu, fiyatın ise; bu işlem puanı ile (0,593) katsayısının çarpımı sonucu 2.100 TL olarak belirlendiğini, Danıştay 2. Dairesinin 22.12.2010 tarih 2008/4521 E., 2010/5020 K. sayılı kararında düzenleyici işlemin iptal edilmediğini, sonraki dönemler için yayımlanan SUT’ların da ayakta olduğu gerekçesinin hatalı olduğunu, aslında dava dilekçelerine göre icra takiplerine itirazların tamamının iptali talep edildiğinden, ıslah talebinin harcın tamamlanması şeklinde yorumlanması gerektiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bozmaya konu edilmemiş hususların kendileri için kazanılmış müktesep hak haline geldiğine göre, sonradan bozma nedeni yapılamayacağına, bu tedavide kullanılan tüm sarf malzemelerini, tedaviyi yapmakta olan cihazı yurt dışından döviz cinsi para ile ithal ettiğinden mahkeme ilamları ile belirlenen 1.716 USD+KDV fiyat ödenmesi gerektiğini belirterek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının verdiği sağlık hizmeti nedeniyle Kurumdan alacağı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 ... ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığının ve özellikle dava konusu ekstrakorpereal fotoferez tedavisi fiyat tarifesinde yer ... seans birim fiyatının, dava dışı Maliye Bakanlığı ve davalı kurum tarafından belirlenmiş olması karşısında Kurumca yapılan ödemeler dışında davacının alacağının olmadığı anlaşıldığından birleşen davalarda davacının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye karar düzeltme harcının ve para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.