Logo

3. Hukuk Dairesi2023/339 E. 2023/1942 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz ön ödemeli konut satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedellerin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından sunulan adi yazılı sözleşmeler, banka havalesi dekontları ve bilirkişi raporuna göre ödemelerin yapıldığı sabit olduğundan ve davalı, geçersizliği ileri süremeyeceğinden, yerel mahkemenin itirazın iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/243 E., 2022/1709 K.

DAVA TARİHİ : 14.07.2020

KARAR : Esastan red- yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/168 E., 2021/467 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabülüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 09.05.2015 tarihinde yapılan harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca davalının Trabzon ili Arsin ilçesi Güzelyalı Mahallesi Yalı Mevkii 10 ve 220 nolu parseller üzerinde yapacağı inşaattan 2 adet daire satın aldığını, satın alınan daireler için davalıya 4.000 TL peşin, 123.000 TL ve 93.000 TL banka havalesi yoluyla toplamda 220.000 TL ödeme yapıldığını, davalının taşınmazları sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edemediğini, müvekkilince bu nedenle ödenen bedellerin iadesi ve sözleşme uyarınca öngörülen cezai şartın tahsili için davalı aleyhine Trabzon İcra Dairesinin 2020/6550 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin şekil şartlarına aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin tapu devrine hazır olmasına rağmen davanın kötü niyetli açıldığını, sözleşme uyarınca cezai şart istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; taraflar arasındaki sözleşmeye göre dairelerin teslim tarihi 30.12.2017 ve 30.12.2018 olarak belirlendiği, dava tarihi itibari ile davalı tarafından dava konusu daireler bitirilip davacıya teslim edilmediği, nitekim davalı tarafından aksi yönde de bir beyanda bulunulmadığı, satışa konu dairelerin sözleşmelerde kararlaştırılan tarihlerde teslim edildiği vakıasının ispat yükü davalı şirkette olup, davalı şirket tarafından sözleşmeye konu dairelerin teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, akdin feshi için şartların da oluştuğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile davacının ödediği 218.000 TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilince davalıya peşin olarak yapılan 2.000 TL ödemenin yazılı gerekçelerle iadesine karar verilmemesinin isabetsiz olduğunu, mahkemece taşınmazların teslim edileceği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, cezai şart alacağının reddinin hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı belirlendiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; davacı tarafından dosyaya sunulan belgeler uyarınca karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davacının sunduğu ödeme belgelerinin banka dekontu olmayıp tahsilat makbuzu şeklinde olduğundan yerel mahkemenin bu makbuzlara dayanarak hüküm kurulamayacağını, bu makbuzlardaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesine yönelik talepte bulunduğu anlaşılmakla sözleşme uyarınca ifaya ekli cezai şartın istenmesine olanak bulunmamasına, icra takibinin öncesinde davalının temerrüde düşürülmemesine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının yerinde görülmediği, ancak davacı vekilince harici satım sözleşmesine konu 2 adet taşınmaz yönünden davacıya peşinat olarak 4.000 TL (2.000+2.000 TL) sonrasında davalının banka hesabına yapılan havalelerle 93.000 TL ve 123.000 TL toplamı olarak 220.000 TL ödendiğini ileri sürdüğü ve buna ilişkin ödeme dekontlarını dosyaya ibraz ettiği, mahkemece 09.05.2015 tarihli makbuzda tahsilatı yapanın imzasının bulunmadığı gerekçesiyle 2.000 TL'lik ödeme yönünden de davanın reddine karar verildiği, ne var ki taraflar arasındaki sözleşmelerin tarihi 09.05.2015 tarihi olup sözleşme içeriğinde her bir taşınmaza ilişkin olarak 2.000 TL peşinatın davacıdan tahsil edildiğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında üzerinde imza bulunmayan tahsilat makbuzu yönünden de davanın kabulü cihetine gidilmesi gerektiğinden bahisle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına 220.000 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, davacının sunmuş olduğu belgelerin ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davacı vekili katılma yolu ile sunmuş olduğu temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, geçersiz sözleşme nedeniyle yapılan ödemlerin ve kararlaştırılan cezai şartın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin 5 inci fıkrası: (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.

6502 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi 1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir.

(2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır.(3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz.

6502 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi: "Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve taraflar arasında imzalanmış bulunan adi yazılı sözleşmeler ve bilirkişi raporu ile davacı tarafından davalıya banka havalesi yoluyla gönderildiği tespit edilen miktarın açık olduğunun anlaşılmasına göre, kurulan hükmün usul ve kanuna uygun olup davacı ve davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.