"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/588 E., 2023/604 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/326 E., 2022/465 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; birleşen davaya ilişkin başvurunun esastan reddine, asıl davaya ilişkin başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı asiller ..., ..., ... ve vekilleri Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; davalıların, davacının 16.07.2020 tarihinde vefat eden kardeşi ...'in mirasçıları olduğunu, davacının ...'e 2017 Mart ayında araba alması için 10.000,00 Dolar verdiğini, satın alınan aracın trafik kaydının muris ... adına oluşturulduğunu, ölümü üzerine mirasçısı olan davalıların davacının hakkını inkar ettiğini ileri sürerek; davacının dava konusu aracın alımı için verdiği 10.000,00 Doların, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; davacının değişik tarihlerde, davalıların murisi ...'e, banka havalesi ile yurt dışından toplam 67.187,00 Euro para gönderdiğini, ...'in önerisiyle bu paralar ile tarlalar alındığını, ancak bu tarlaların ... adına tescil edildiğini, yine tarlalarda kullanılmak üzere alınan traktör ve traköre takılan değerler ile garaj yapım bedelinin de davacı tarafından gönderilen paraların kullanıldığını ileri sürerek, davacının ...'e havale makbuzları ile gönderdiği 67.187,00 Euro'nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalılar vekili; davacının Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/404 E. sayılı dosyası ile davalılar aleyhine 111.930,00 Euro için dava açtığını, ardından eldeki davanın açıldığını, davacının çevresini kullanarak, sağlam ve inandırıcı deliller göstermeden asılsız iddilarda bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleşen davada davalılar vekili; dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sadece 06.06.2011 ve 04.07.2011 tarihinde havale edildiği iddia edilen toplam 1.700,00 Euro açısındanda sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 2 yıllık sürenin geçtiğini, sunulan dekontları kabul etmediklerini, niçin gönderildiği belli olmadığını, davacının bahsettiği taşınmazların kök murisleri Şıh ...'ten intikal eden taşınmazlar olduğunu ve mirasçıların murisleri ...'e hisselerini devrettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kardeşler arasındaki alacak ilişkisinin tanık beyanıyla ispatlanabileceği, davalıların murisi ...'in o sıralar yeni araç aldığı, hatta davacının parasıyla aldığını beyan eden tanık beyanlarının da olmasına rağmen gönderdiği parayı ve miktarını gören olmadığı, bu durumda her türlü şüpheden uzak ispat aracı olmadığı düşünülerek asıl davanın reddedildiği, birleşen davada; davaya konu para banka havalesiyle gönderildiği için davacının davalıya para transferinde ihtilaf bulunmadığı, ancak havalelerin dava açılmadan on sene önce yapıldığı, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, Merkez Bankasından gelen paraların ise 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın konusunun olduğu gerekçesiyle; ispatlanamayan asıl davanın reddine, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; asıl ve birleşen dava dosyalarında Mahkemenin yemin teklif etmek haklarını hatırlatmadan karar verdiğini, tanıkların beyanları ile davayı ispat ettiklerini, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle araç değerinin hesaplattırılması ve o değerin gönderildiği kabul edilerek, bilirkişinin hesapladığı değere göre hüküm kurulması gerektiğini, birleşen dava dosyasındaki dava tarihin 25.01.2021 olduğu gözetildiğinde davada zamanaşımı süresi geçmediğini belirterek; kararının kaldırılmasını ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; deliller incelendiğinde davacının elden davalıların murisine araç alımı için 2017 yılında para gönderdiği, aracın davacının gönderdiği bu para ile alındığı halde davalıların muris ... adına tescil gördüğü, araç alımı için gönderilen paranın miktarını dinlenen tanıkların muris ...'in kendilerine 10.000,00 USD olarak ifade ettiğine dair beyanları nazara alındığında asıl davanın kabulü gerekeceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77/1inci maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorunda olduğu, yine aynı Kanun'un 82 nci maddesinin birinci fıkrasında "sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." şeklinde düzenleme yer aldığı, iki yıllık zamanaşımı süresinin hak sahibinin mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, birleşen dava yönünden alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından muris ...'e havale yoluyla gönderilen paraların gönderim tarihine bakıldığında davanın açıldığı 25.01.2021 tarihi itibariyle 2 ve10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince birleşen davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle, birleşen davaya ilişkin başvurunun esastan reddine, asıl davaya ilişkin başvurunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden asıl davanın kabulü ile 10.000,00 USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri birleşen dava yönünden temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalılar vekili; davanın ret gerekçesinin zamanaşımı olmakla birlikte, aslında davanın sabit olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, para gönderdiği iddiasına dair dekont asıllarının dosyaya girmemesi, imza inkarı ve dosya kapsamıyla mevcut beyanlarının, toplanan delillerin davanın sabit olmadığını açıkça gösterdiğini belirterek, sadece ilamın gerekçesi yönünden katılma yolu ile temyiz isteminin kabulüyle, gerekçenin sabit olmayan davanın reddine şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili; deliller bölümünde açıkça yemin deliline dayandıklarını, birleşen dosyadaki talepleri yönünden zamanaşımı süresinin başlangıç anının 6098 sayılı Kanun'un 149/1 maddesi gereğince alacağın muaccel olmasından itibaren (davalıların murisi ...'in vefat ettiği 16.07.2020 tarihinden itibaren) işlemeye başlacağını, birleşen dava dosyasındaki dava tarihinin 25.01.2021 olduğu gözetildiğinde davada zamanaşımı süresi geçmediğini, davalıların murisi ...'in hayatta olduğu sürece davacının hakkını inkar etmediğini, birleşen davaya konu banka havalelerinin tamamı yönünden davanın reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, derece Mahkemelerininde birleşen dava yönünden davalılar lehine ayrı AAÜT 'ne aykırı ve fazla vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 82 nci maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 361 inci maddesi uyarınca kural olarak istinaf yoluna başvurmayan taraf temyiz yoluna başvuramaz. Ancak hukuki yararının bulunması halinde temyiz yoluna başvurabilir. Bir başka deyişle, diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından aleyhine hüküm kurulması halinde temyiz yoluna başvurabilecektir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekiline tebliğ edilmiş ancak karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusu yapılmamış olup davacı tarafın temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yeniden aynı gerekçeyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Şu durumda, davalıların kararı temyiz etmekle hukuki yararları bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Temyizen incelenen kararda belirlenen gerekçeye ve özellikle davanın açıldığı tarih ile davaya konu paraların gönderildiği iddia edildiği tarih dikkate alındığında iki ve on yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı vekili tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.