Logo

3. Hukuk Dairesi2023/355 E. 2023/228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel sağlık hizmeti sunucusu olan davacının, SUT'ta belirtilen hasta kotasını aşan şekilde Kurum mensubu hastalara hizmet vermesi nedeniyle, Kurum'a kota aşımı hizmet bedellerini geri ödeyip ödememesi gerektiği.

Gerekçe ve Sonuç: Sağlık hizmeti sunucusunun, Medula sisteminin kota aşımına izin vermesi gibi bir durumun kendi kusurunu ortadan kaldırmayacağı, sözleşme ve SUT hükümlerine aykırı davranarak Kurum'dan tahsil ettiği sağlık hizmeti bedellerini iade etmesi gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3037 Esas, 2022/1774 Karar

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/404 Esas, 2021/342 Karar

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; özel sağlık hizmeti sunucusu olan müvekkilinin kurum çalışanı tarafından aranarak 2013 yılında Kuruma faturalandırdığı bir kısım hizmetler nedeniyle hakkında 133.000 TL ceza uygulandığının bildirildiğini, söz konusu cezanın taksitlendirilmesi neticesinde faizi ile birlikte toplam borcun 149.995,46 TL olarak belirlendiğini ancak davacının sunduğu hizmetlerin Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve sözleşme hükümlerine uygun olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, davalı kuruma ödenen taksitlerin en yüksek ticari faizi ile istirdadını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı sağlık hizmeti sunucusunun 2013 yılında verdiği fizik tedavi rehabilitasyon (FTR) hizmetlerinde SUT’ta belirtilen kotayı aşmış olması nedeniyle uygulanan işlemin yasal mevzuata ve taraflar arasındaki Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi hükümlerine uygun olduğundan haksız olarak açılmış bulunan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Kuantum FTR Merkezinde görev yapan Dr. Zarife Koç'un çalışma saatlerine göre davalı kuruma fatura edilen "14.02.2013 -31.12.2013" tarihleri arasında yapmış olduğu FTR işlemlerinde, Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtilen “(A) ve (B) grubu içerisindeki işlemler en fazla 16 (onaltı) seans; (C) ve (D) grubundaki işlemler için ise günlük en fazla 80 (seksen) seans ile sınırlı olarak verilebilir” hükmüne aykırı şekilde davacının kota aşımı yapmak suretiyle yersiz ödemeye sebebiyet verdiği anlaşıldığından işlem bedellerinin, işlem tarihinde yürürlükte bulunan 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 10.1 ve 10.2 inci maddeleri gereği, davalı kurumca ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak faiz ile birlikte tahsili işleminin yerinde olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinafa Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; medula sisteminin nasıl çalıştığı hususunda bilirkişiler tarafından yeterli açıklama yapılmadığını, kota aşımından davacının sorumlu olamayacağını, sistemin izin verdiği faturalamanın yapılabildiğini, sistemden kaynaklanan sorunların sonuçlarının davacıya yüklenemeyeceğini, kota aşımının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğinin sözleşmede düzenlenmediğini, 2013 yılına ait kota aşımı tespitinin 2017 yılında usule aykırı şekilde telefon ile davacıya tebliğ edilmesinin uygun olmadığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının kota aşımı suretiyle verdiği tedavi hizmetlerinin gerçekte yapılmadığına dair bir itiraz olmaması, gerçeğe uygun tedavileri medula sistemine girerek fatura tanzim eden davacının fatura bedellerinin kendisine ödeneceği konusunda haklı/meşru bir beklenti içinde olması, diğer yandan medula sisteminin işletilmesi, düzenlenmesi ve sistemdeki hataların giderilmesi konusunda tek yetkili olan davalı Kurumun sistemi açık tutması nedeniyle davacının hasta girişi yapmasının davalı uhdesinde ne tür Kurumsal bir zarara neden olduğunun ispatlanamaması ve dava konusu kota aşımına neden olan tedaviler davacı sağlık işletmecisi bünyesinde değil de başka bir sağlık kuruluşunda yapılsaydı davalı SGK tarafından bunların bedellerinin ilgili sağlık kuruluşuna ödeneceğinin açık olması nedenleriyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulü ile davalı Kurumca 20170615011830 belge numarası ile davacı aleyhine tahakkuk ettirilen toplam 149.995,46 TL tutarındaki işlemin iptaline, davacının bu miktarda davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıdan tahsil edilen 24.297,58 TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Kurumun uyuşmazlığa ilişkin olarak davacıdan 86.275,55 TL tahsil etmiş olması nedeniyle bu miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken 24.297,58 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olduğundan ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 30.06.2022 tarihli, 2021/3037 Esas, 2022/1774 Karar Sayılı ilamının hüküm kısmının 4 numaralı bendinin düzeltilerek kararın onanmasını istemiştir.

2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarına göre de davacının verdiği fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde SUT ve 2010/124 sayılı genelgeye aykırı davrandığı anlaşıldığından davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, özel sağlık hizmeti sunucusu olan davacının, SUT’ta belirtilen hasta kotasını aşan şekilde Kurum mensubu hastalara hizmet vermesi nedeniyle 2012 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 10.1 ve 10.2 inci maddelerine aykırı davranıp davranmadığı ile, kota aşımı hizmet bedellerini Kuruma geri iade etmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 10.1 inci maddesi şu şekildedir.

“Kurum Mevzuatı ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılan işlemlerin bedelleri ödenmez, ödenmiş ise yapılan bu ödemeler yersiz ödeme kabul edilir.”

2. 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 10.2 inci maddesi şu şekildedir.

“Bu sözleşme kapsamında SHS’ye yapılan yersiz ödemeler, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte SHS’nin Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Kurumda tahakkuk etmiş alacağı veya yeterli alacağı bulunmayan SHS’ler için Kurum alacağı genel hükümlere göre tahsil edilir. Denetim ve incelemeler sırasında gerekli hallerde Kurum dışına yaptırılan bilirkişi incelemelerine ilişkin giderler SHS’den tahsil edilir.”

3. 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 6.2.1 inci maddesi şu şekildedir.

“SHS, Kurum tarafından çıkarılan mevzuat hükümleri ile kuruluş ve faaliyetleriyle ilgili olarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan mevzuat hükümlerine uymakla yükümlüdür. "

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, ispat kurallarına göre davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. SUT hükümlerine göre; davacı ve benzeri FTR hizmeti veren sağlık hizmeti sunucularına çalıştırdıkları doktor sayılarına göre aylık tedavi hizmeti verebilecekleri hasta sayıları ile yapılacak seans miktarlarında bir takım sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamalar tıbbi zorunluluklardan kaynaklanabildiği gibi tedavi hizmetlerinin verimli ve yerinde yapılabilmesi için getirilmiş düzenlemelerdir. Böylece SUT’ta getirilen sınırlamalar ile Kurum veya hastalar adına doğabilecek zararların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Bu sınırlamalara sağlık hizmeti sunucusunun uyması için de 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alınması sözleşmesinin 10.1 ve 10.2 inci maddelerinde yaptırımlar öngörülmüştür.

3. Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ( Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan "irade özgürlüğü","sözleşme serbestisi" ve "sözleşmeye bağlılık" ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumunun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir.

4. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.nun 19 uncu maddesindeki buyurucu hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içinde taraflar diledikleri gibi sözleşme yapabilirler. Sözleşme ilkesine egemen olan ve öncelikle uyulması ve uygulanması gereken hükümler sırasıyla, amir hükümler ve amir hükümlere aykırı olmamak kaydıyla tarafların kendi kararlaştırmalarıdır. Sözleşmeyi geçersiz saymak tarafların amacına aykırı düşer.

5. Sözleşme serbestisi ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile davacı tarafın tacir olduğu ve basiretli olarak kabul edildiği dikkate alındığında, somut olayda taraflar arasında yapılmış olan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin 10.1 inci maddesine göre; davacı tarafın SUT hükümlerine aykırı davranarak Kurumdan tahsil ettiği sağlık hizmeti bedellerini davalıya iade etmesi gerekecektir. Her ne kadar uyuşmazlığa konu hastaların davacı dışında bir sağlık hizmeti sunucusunda tedavi olmaları halinde Kurumca ödeme yapılması gerektiği ve davacının hastalara gerçekten sağlık hizmeti sunmuş olması söz konusu ise de, sırf bu nedenlerle davacı tarafın bilerek Kurum mevzuatını ihlal etmesine izin verilmesi hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır.

6. Her ne kadar Medula sisteminin yönetimi davalı Kurum tarafından yapılmaktaysa da, sistemin kota aşımı yapmasına izin vermesi nedeniyle davacının kusursuz olduğunun kabul edilmesi hatalı olur. Çünkü taraflarca imzalanmış olan sözleşmenin 6.2.1 inci maddesinde sağlık hizmeti sunucusu olan davacı; Kurum ve Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenmiş mevzuat hükümlerine uyacağına dair yükümlülük altına girmiştir. Hal böyle olunca davacının Medula sisteminin her izin verdiği işlemi yapabileceği kabul edilemez.

7. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda davacı hakkında uygulanan Kurum işleminin yerinde olduğu anlaşıldığından, Kurum mevzuatına açıkça aykırı davranan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.