Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3571 E. 2024/612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bina malikinin, binasına ait trafoya giren ve elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden çocuğun ailesine karşı tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, daha önceki bozma kararlarına uygun olarak verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu, bozmaya uyulmasıyla davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar nedeniyle davacıların vekalet ücreti ve maddi tazminat hesaplama yöntemi konusundaki temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/770 E., 2022/819 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacılar vekili Av. ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ASIL DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili; davacıların 14 yaşında olan çocukları ...'in 11.06.2011 tarihinde ikamet ettiği sokakta bulunan davalı şirkete ait bina şeklindeki kapı ve pencereleri kilitsiz ve güvenlik önlemi alınmamış trafoya girdiğini ve elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, olay sonrası savcılıkça soruşturma başlatıldığını, tazmin borcunu doğuran eylemin davalı şirketin hizmet kusuru ve tedbirsizliği nedeni ile meydana geldiğini, olay sırasında küçük ...'in anne-baba ve kardeşlerinin onu kaybetme nedeniyle büyük üzüntü ve korku yaşadıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, baba... için 30.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL maddi, anne... için 30.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL maddi, kardeşler ... için 10.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 20.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini... için 10.439,95 TL'ye, Delef için 22.588,41 TL'ye yükseltmiştir.

2. Davacılar tarafından açılan ve bozmadan sonra birleşen davada davacılar vekili; asıl dava kapsamında aldırılan kusur raporunda davalı tarafın dava dışı üçüncü kişilerle birlikte müteselsilen %80 oranında kusurlu bulunduğunu ve bozma sonrası yeniden tazminat raporu aldırıldığını ileri sürerek; davacı ... için 40.175,12 TL, davacı ... için ise 68.070,84 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili; meydana gelen olayda davalının kastı ya da kusurunun bulunmadığını, kazaya neden olduğu iddia edilen trafonun mevzuat ve yönetmeliklere uygun yapıldığını ve kilitli olduğunu, kilidin çocuklar tarafından kırılma ihtimalinin de bulunduğunu, olayda ölen ve dava dışı diğer ilgili kişilerin sorumlu olduğunu, ebeveynlerin gerekli dikkat ve özen yükümlülüklerini yerine getirmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin,11.06.2014 tarihli ve 2011/239 E., 2014/328 K. sayılı kararıyla; davacıların çocuğunun suç işlemek saikiyle girmesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, ailesinin de kusurlu olması nedeniyle davacıların tümünün manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, davacı anne ve babanın talep etmiş olduğu 2.000,00 TL maddi tazminatın 1.428,28 TL'sinin kabulüne, kabul edilen tazminat miktarına olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 12.10.2015 tarihli ve 2014/19670 E., 2015/15490 K. sayılı ilamla; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu ile İTÜ öğretim üyesi olan bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporu arasında çelişki olduğu, daha önceki bilirkişiler dışında, konusunda uzman Üniversite öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi kurulundan, dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek, itirazları karşılayacak, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, raporlar arasındaki çelişki ve taraf itirazları giderilmeden, itiraza uğrayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, yine Mahkemece maddi tazminattan desteğin kusur oranına göre indirim yapıldığına göre, manevi tazminattan da hak ve adalet ilkesine göre yapılacak indirim sonucu belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek, vefat eden çocuk ağır kusurlu olduğundan bahisle manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.09.2017 tarihli ve 2016/72 E. 2017/355 K. sayılı kararla; meydana gelen olayda denetime elverişli kusur raporuna göre davalının %60 oranında kusurlu olduğu tazminat bilirkişi raporuna göre davacı ...'nın 7.291,42 TL, davacı ...'in 16.402,76 TL ölen çocukların desteğinden yoksun kaldığı, davacıların uğramış oldukları elem ve keder ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve meydana gelen zararın ağırlığı nazara alınarak manevi tazminat miktarlarının belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 7.291,42 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi, davacı ... için 16.402,76 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi, kardeşler .....,....,....., ve .......,için 2.500,00' er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 11.10.2018 tarihli ve 2018/1341 E., 2018/9918 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, Mahkemece, müteselsil sorumlulukta borçlulardan her birinin borcun tamamından sorumlu olduğu gözetilerek, anılan hükümler gereğince zarar miktarının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, müteselsil sorumluluk esasları gözardı edilerek sadece kusur oranı nispetinde tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu olayda manevi tazminat yönünden; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın niteliği, vehameti, davacılar üzerinde oluşturduğu elem ve ızdırabın fazla olması, günün ekonomik koşulları nazara alındığında manevi tazminat miktarının düşük olduğu, Mahkemece; davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususları da göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı taraf lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hak göz önüne alınmadan bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.02.2021 tarihli ve 2018/481 E. 2021/167 K. sayılı kararla; bozma sonrası davacı vekilince ek dava açıldığı, açılan ek davanın bu dosyada birleştirildiği, son bozma ilamı doğrultusunda hesap bilirkişi raporu alındığı, bozma ilamı doğrultusunda davalının müteselsil sorumlulukta borçlulardan her birinin borcun tamamından sorumlu olduğu gözetilerek anılan hükümler gereğince zarar miktarının tamamının davalıdan tahsiline karar verildiği, manevi tazminatların da tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın niteliği, vehameti, davacılar üzerinde oluşturduğu elem ve ızdırabın fazla olması, günün ekonomik koşulları nazara alınarak belirlendiği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 41.175.12 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, davacı ... için 69.070,84 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, davacı kardeşler .....,......,....., için 5.000,00' er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 10.03.2022 tarihli ve 2021/8470 E. 2022/2157 K. sayılı ilamla; Mahkemece asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, hüküm bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denetime elverişli kusur raporuna göre davalının %60 oranında kusurlu olduğu ve tazminat bilirkişi raporuna göre davacı ...'nın nihai ve gerçek destekten yoksun kalma zararının 41.175,12 TL, davacı ...'in nihai ve gerçek destekten yoksun kalma zararının 69.070,84 TL olduğunun belirlendiği, asıl davada davacı anne ve babanın talepleri ile bağlı kalındığı, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının ise tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın niteliği, vehameti, davacılar üzerinde oluşturduğu elem ve ızdırabın fazla olması, günün ekonomik koşulları nazara alınarak belirlendiği, birleşen davada ise, hükme esas alınan tazminat bilirkişi raporunda asıl davada hüküm altına alınan miktarların mahsubu ile hüküm kurulduğu, her ne kadar davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, esasen birden fazla dava ve talep olduğu dikkate alınarak; her bir davacı lehine kabul edilen miktarlar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekteyse de; bozma öncesi verilen 16.06.2014 tarihli ve 18.09.2017 tarihli kararlarda davacılar lehine tek vekalet ücretine hükmedildiği, davacılar vekilinin bu hususu temyize getirmediği, bozma ilamlarında bu açıdan bir bozma bulunmadığı, bozma ilamına uyulması ile davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, davacı anne... için 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, davacı kardeşler .......,......,......, ve ......., için 5.000,00' er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleşen davanın kabulü ile davacı ... için 40.175,12 TL ve davacı anne... için 68.070,84 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; davacılar yararına takdir edilen manevi tazminatların düşük olduğunu, vefat eden çocuğa atfedilen kusur oranı olan %20'nin olayın meydana gelişi, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında yüksek olduğunu, davalının özen yükümlülüğü nedeniyle kusursuz sorumlu bulunduğunu, davacılar için asıl dosyada hükmedilen manevi tazminatlar yönünden her bir davacı için ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedildiğini, destekten yoksun kalma tazminat hesabı yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda maddi tazminat miktarlarının eksik ve hatalı hesaplandığını, aktüerya raporunun TRH-2010 yaşam tablosuna göre hazırlanması gerekirken PMF-1931 yaşam tablosuna göre hesaplandığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; nedensellik bağının ve buna bağlı olarak davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ölen çocuğun kendi eylemi ile kazaya neden olduğunu, yapılan elektrik tesisinin teknik standartlara uygun olarak inşa edildiğini ve periyodik bakımlarının yapıldığını, ölenin anne babasının bakım ve özen yükümlülüklerine aykırı davrandıklarından ağır kusurlu olduklarını, taleplerine rağmen davanın dava dışı yüklenici şirkete ihbar edilmemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatların yüksek olduğunu, tarafların kusur oranlarının objektif olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bina malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 58 nci maddesi,

2.Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'nin 5 inci maddesi,

3.09.05.1960 tarihli ve 21/9, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararları,

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozma ilamında belirtilen şekilde işlem yapılmak suretiyle verildiği, bozmaya uyulmakla kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozma ilamı sonrasında dosyaya kazandırılan bilgi ve belgeler ile hükme esas alınan bilirkişi raporlarının taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacı tarafça temyize konu ettiği vekalet ücreti ile maddi tazminata esas alınan bakiye ömrün belirlenmesine ilişkin tablo yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.