Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3667 E. 2024/4042 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 2981 sayılı Kanun gereği bedeli ödenmiş tapu tahsis belgesine konu arsanın, tapuya dönüştürülmesi aşamasında davalı belediye tarafından talep edilen bedelin mükerrer ödeme olup olmadığı ve iade edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 2981 sayılı Kanun'a 3290 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. madde uyarınca, kanun değişikliğinden önce tapu tahsis bedellerini ödemeye başlayanlar hakkında 18/b maddesinin uygulanamayacağı ve taksitlendirilen/ödenen arsa bedelinin esas alınması gerektiği gözetilerek, davalı belediyenin talep ettiği bedelin mükerrer ödeme teşkil ettiği ve iadesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2327 E., 2023/1411 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/15 E., 2022/218 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; İstanbul, ..., ... Mahallesi, 229 pafta, 1643 ada 34 parsel nolu 6032 metrekare yüzölçümlü gayrimenkulün 146,84 metrekarelik kısmında gecekondu inşa eden dava dışı ...'nun ilgili mevzuat uyarınca yasal süresi içinde imar af müracaatında bulunduğunu, 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (2981 sayılı Kanun) gereğince adı geçen kişiye 20.02.1985 tarihinde tapu tahsis belgesi verildiğini, toplam 367.104,00 TL (Eski Türk Lirası) tapu tahsis bedelinin ... tarafından 1985-1988 yılları arasında, yasal süresi içinde ve taksitler halinde eksiksiz olarak ödendiğini, söz konusu 146,84 metrekarelik yerin ilerleyen yıllardaki imar uygulamaları ve şuyulandırma çalışmaları sonucu toplam 207,15 metrekare yüzölçümlü İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 246 pafta 10050 Ada 11 parsel olarak yeni numara aldığını, ...'in vefatından sonra mirasçılarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gecekondu Mesken Müdürlüğüne müracaat ederek, gayrimenkulun tapusunun verilmesini talep ettiklerini ancak olumlu bir cevap alamadıklarını, bilahare 146,84 metrekaresine tekabül eden 14684/20715 kısmı için 3290 sayılı Kanun ile Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı Kanun'un Uygulanmasına Dair Yönetmeliği'nin (Uygulama Yönetmeliği) 25 inci maddesine göre tapuya dönüştürülmesi için satış ihalesi yapılacağının bildirildiğini, ... mirasçıları ile müvekkili davacı ... Yapı İnşaat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında .... Noterliğinin 30.11.2012 tarihli Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin akdedildiğini ve davacının varisler adına ihaleye katılarak ihale bedeli olan 345.000,00 TL'yi davalıya ödemek zorunda kaldığını, bu ödemeden sonra 146,84 metrekarelik kısım için hak sahipleri adına tapu alabildiklerini, taşınmazın geriye kalan 60.29 metrekaresinin de davalıdan satın alınarak inşaata başlandığını, 30.11.2012 tarihli muvafakatname ve devirname başlıklı belge gereğince, varislerin ödenecek olan bu paranın parayı ödeyecek olan davacı şirkete ait olacağını, bu konudaki mükerreren yapılan/yapılacak olan ödemenin iadesi için açılacak dava hakkını davacı şirkete devir ve temlik etiklerini, davacı şirketin, kendisinden haksızca tahsil edilen 345.000,00 TL'yi davalıya ödememiş olsaydı mezkur parasını inşaat sektöründe, Dolar, Euro, altın gibi yatırım araçlarında kullanabileceğini ileri sürerek; dava konusu 345.000,00 TL tutarındaki ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve avans faizi ile karşılanamayan munzam zararlarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ön inceleme duruşmasında munzam zarara ilişkin talebini dava konusu olmaktan çıkarmış, davayı sadece denkleştirici adalete göre bedel iadesine hasretmiş, 03.02.2022 tarihli dilekçesi ile 345.000,00 TL olan talebini 734.828,00 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmaz ... varisleri adına kayıtlı olup davacının dava hakkının bulunmadığını, mükerrer ödeme yapıldığı iddiasından kaynaklanan alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olduğunu ve dava konusu 345.000,00 TL'nin 27.12.2013 tarihinde ödenmiş olup bu tarihten itibaren 6 yıl geçmekle zamanaşımı süresinin dolduğunu, tapu tahsis belgesi verilmesi aşamasında arsa bedellerinin Yeminli Teknik Bürolarca beyan edilen bedel üzerinden alındığını, gerçek bedeli yansıtmadığını, 2981 sayılı Kanun'un Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun (3290 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi (b) bendinde "arsa bedellerinin tespitinde hak sahiplerinin beyan edeceği değer esas alınır. Ancak belediye ve valiliklerce gerekli görüldüğü taktirde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na göre bedel tespit edilir. Beyan edilen bedel tespit edilen bedelin 2/3'ünden az değilse beyan edilen bedel, şayet beyan edilen bedel, tespit edilen bedelin 2/3'ünden az ise tespit edilen bedel esas alınır" hükmünün düzenlendiğini, bu kapsamda tapu tahsis belgesine istinaden ödenen bedeller dikkate alınarak değer tespiti yapıldığını, yeni arsa bedeli belirlendiğini ve bedelin ödenmesiyle taşınmazın adlarına tescil edildiğini, dava dışı varislerin kendi rızalarıyla ödeme yaptığını, ödenen bedelin geri istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın 146,84 metrekarelik alanı için dava dışı ... lehine tapu tahsis belgesi düzenlendiği, belirlenen bedelin davacı vekilinin sunmuş olduğu dekontlardan anlaşılacağı üzere 12 taksit halinde ödendiği, taşınmazın mülkiyetinin devrine yönelik davalıya yapılan talebin kabul edilmeyerek taşınmazın bedeli karşılığında hak sahibi olan ... mirasçılarına mülkiyetinin devredildiği, taşınmaz üzerinde bina yapılması amacıyla mirasçıların anlaştığı şirket olan davacının bedeli üstlendiği, mükerrer ödemeyle ilgili açılacak davada talep edilecek alacakların davacı şirkete temlik edildiği bu hususun 30.11.2012 tarihli muvafakatname ve devirname başlıklı ve mirasçıların imzasının bulunduğu belgeden anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporuna göre tapu tahsis belgesinde bahsedilen yer olduğu, yerin konut alanı içerisinde kaldığı, imar uygulamasının yapıldığı ve taşınmazın bilgilerinin 10050 ada 11 parsel olarak değiştiği, tapu tahsis belgesinde belirtilen yerin de bu parsel içerisinde kaldığı, davalı Belediyenin de bu tapu ve tahsis belgesine istinaden 207,15 metrekare alanlı taşınmazın 14684/20715 hissesinin 345.000,00 TL bedelle Uygulama Yönetmeliği'nin 25 inci maddesine göre ... varisleri ..., ... ve ... adlarına tapusunun verilmesini uygun gördüğü, ancak bedel tapu tahsisi belgesine istinaden daha önceden ödendiğinden taşınmazın mülkiyetinin bedelsiz devri gerekirken ikinci kez bedel tahsil edilerek mülkiyetinin mirasçılara devredildiği, davacının ikinci kez tahsil edilen bedeli geri isteyebileceği, mirasçılar ile davalı arasında tapu tahsis belgesi ve tapuda yapılan resmi satış ile sözleşme ilişkisi kurulmuş olup 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacının 345.000,00 TL bedeli mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığı, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği dava tarihi itibariyle güncel bedelini 734.828,00 TL olarak tespit eden bilirkişi hesabının uygun olduğu gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile 734.828,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; taşınmaz için belirlenen fark bedel olan 345.000,00 TL'nin 27.12.2013 tarihinde belediye hesabına yatırıldığını ve taşınmazın 06.03.2014 tarihinde tapu tahsis belgesi sahibinin mirasçıları adına tescil edildiğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiğini, Mahkeme kararında davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiş ise de ortada bir sözleşme bulunmadığından bu görüşün yasal dayanağının bulunmadığını, gerek 2981 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinde gerekse 3290 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin (b) bendinde "arsa bedellerinin tespitinde hak sahiplerinin beyan edeceği değer esas alınır. Ancak belediye ve valiliklerce gerekli görüldüğü taktirde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na göre bedel tespit edilir. Beyan edilen bedel, tespit edilen bedelin 2/3'ünden az değilse beyan edilen bedel, şayet beyan edilen bedel, tespit edilen bedelin 2/3'ünden az ise tespit edilen bedel esas alınır" hükmüne yer verildiğini, tapu tahsis belgesi sahibi tarafından beyan edilen bedelin taksitlendirme yapılarak ödenmiş olmasının, düşük bedelle beyan edilen taşınmazlar için yeniden bedel tespit edilmesi gereğini ortadan kaldırmayacağını, aksi halde hakkaniyetsiz ve adaletsiz bir sonucun ortaya çıkacağını, eldeki davada da 06.09.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında "tapu tahsis belgesi için beyan edilen değerin hesaplanan ve takdir olunan bedelin 2/3'ünden azdır" tespiti yapılmış olmakla bu tespitin savunmalarını doğruladığını, taşınmazın yeni bedelinin tespiti ile eksik bedelin tahsiline ilişkin idari işlemin iptal edilmediğini, tapu tahsis belgesi maliklerinin kendi rızaları ile ödeme yapmaları nedeniyle ödenen bedelin iadesinin talep edilemeyeceğini, davacının talep artırım ve bu miktara faiz işletilmesine ilişkin talebinin yerinde olmadığını, bilirkişilerin kendi uzmanlık alanlarının dışına çıkarak hukuki değerlendirmelerde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sebepsiz zenginleşmenin alacaklıya tali nitelikte bir dava hakkı temin ettiği, malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelemeyeceği, nitekim sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamayacakları, eldeki davada, taşınmazın öncesinde davalı ... adına kayıtlı olup tapu tahsis belgesi ve Uygulama Yönetmeliği'nin 25 inci maddesine göre 11.12.2013 tarihli Encümen kararı gereğince 345.000,00 TL bedelle ... mirasçıları adına tapuya dönüştürülmesi/satışı işlemi yapılmış olduğu, tahsisten geriye kalan hissenin ise 12.11.2014 tarihli Encümen kararı gereğince 210.000,00 TL bedelle ... mirasçıları adına 06.03.2014 tarihinde satılıp tescil edildiği, sonuçta (temlik eden) mirasçılar ile davalı ... arasında taşınmazın satışına dair hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre uyuşmazlıkta 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, dava konusu 345.000,00 TL tutarındaki ödeme 27.12.2013 tarihinde yapılmış olup dava tarihi itibariyle sözleşmelere uygulanan 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacı taraf dava konusu taşınmazın tapu tahsis bedelinin ... tarafından 1985-1988 yılları arasında, yasal süresi içinde ve taksitler halinde eksiksiz olarak Milli Emlaka (Hazineye) ödendiğini beyan etmiş ise de, yapılan yazışmalardan Milli Emlaka böyle bir ödemenin yapılmadığı, ibraz edilen ödeme belgelerinden de söz konusu ödemelerin İstanbul Büyükşehir Belediyesine tahsis açıklaması ile gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, 06.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda "3290 sayılı İmar Affı Kanunu'nun 10 uncu maddesi (b) bendi kapsamında uyuşmazlık ele alınmış, taşınmazın tapu tahsis belgesinin verildiği 20.02.1985 tarihindeki değeri 4.000 ETL/m2, tapu tahsil belgesi için beyan edilen arsa değeri ise 2.500 ETL/m2 olup sonuç itibariyle beyan edilen değer hesaplanan (4.000 ETL) bedelin 2/3'ünden azdır" denilmekle, yeniden tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle ihalenin/satışın gerçekleştirilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla mükerrer olarak tahsil edilmiş bir bedel bulunmadığı sonucuna varıldığı, buna göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle; davalının istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacı dışı ...'in 3290 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 22.05.1986 tarihinde geçici 4 üncü maddede ifade edilen hak sahiplerinden olup maddenin açık hükmü karşısında 3290 sayılı Kanun ile değiştirilen 18/b hükmünün kendisi için uygulanmasının mümkün olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin Kanunda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihlerini ve geçici maddesini fark etmediğini ve Kanun'un 18/b maddesinin değşitirilmiş sonraki halini uygulayarak davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, dosyaya gelen tapu kayıtlarından da görüleceği üzere, ihtilafın temeli olan tapu tahsisine konu taşınmazın, ilk tesisinden itibaren davalı ... adına tapuya tescilli bir taşınmaz olduğunu, Hazine adına hiçbir zaman kayıt görmediğini, dava dilekçelerindeki hatalı beyanların sonradan düzeltildiğini, tapu tahsis belgesi sahibinin ödemelerini davalıya yapmış olduğunu, bu durumun Milli Emlakın, İlk Derece Mahkemesine verdiği taşınmazın Hazine ile ilgisi olmadığına dair cevabi yazısında da görüldüğünü, tapu tahsis bedelinin Hazineye ödenmeyip davalı Belediyeye ödenmiş olmasının zaten yasa gereği olması gereken olduğunu, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin bu ödemelerin Hazine'ye değil de Belediyeye yapılmış olmasını kararının red gerekçesi yapmasının yanlış olduğunu, yine Bölge Adliye Mahkemesinin red gerekçesi olarak dayandığı 3290 sayılı Kanun'un 10/b maddesinin yürürlük tarihini de, aynı Kanun'un geçici 4 üncü maddesi gereğince ... açısından uygulanamayacağını da gözden kaçırdığını, zira ...'in tapu tahsis belgesini davalı Belediyenin uygulanmasını istediği 3290 sayılı Kanun ile değiştirilen 2981 sayılı Kanun'un 18/b maddesinin yürürlüğe girdiği 22.05.1986 tarihinden önce müracaat ederek 20.02.1985 tarihinde aldığını ve arsa bedelinin taksitlerini de yine bu yasanın yürürlük tarihinden önce ödemeye başladığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2981 sayılı Kanun gereği bedeli ödendikten sonra tapu tahsis belgesi verilen arsanın, tapuya dönüştürülmesi sırasında davalı tarafından tahsil edildiği ileri sürülen mükerrer ödemenin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2981 sayılı Kanun,

2. 3290 sayılı Kanun,

3. 2981 sayılı Kanun'un Uygulanmasına Dair Yönetmelik.

3. Değerlendirme

1. 2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesinde “Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya arazileri üzerine yapılmış gecekondular (a) fıkrasındaki hükümlere tabi olup, arsa bedeli ilgili kuruluşa peşin veya en geç 4 yıl içinde on iki eşit taksitle, bu Kanun hükümlerince çıkarılacak Yönetmelikte belirtilen esaslara göre ödenir” hükmü, yine aynı Kanun'un 10/a maddesinde ise “Bu kanun hükümlerine göre Hazine belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verilir.” hükmü yer almaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 3290 sayılı Kanun'un 10/b bendi kapsamında uyuşmazlık ele alınarak; dosya kapsamındaki taşınmazın tapu tahsis belgesinin verildiği 20.02.1985 tarihindeki tapu tahsis belgesi için beyan edilen arsa değerinin hesaplanan bedelin 2/3'ünden az olduğu, yeniden tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle ihalenin/satışın gerçekleştirilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla mükerrer olarak tahsil edilmiş bir bedel bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 2981 sayılı Kanun'a 3290 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4 üncü maddede; "2981 sayılı Kanun'a göre işlemini tamamlayarak arsa taksitlerini ödemeye başlamış olanlar için 18 inci maddenin (b) bendi hükümleri uygulanmaz. Taksitlendirilen veya tamamı ödenen arsa bedeli esas alınır. " hükmü yer almakta olup, dosyanın incelenmesinden; dava dışı ... adına 20.02.1985 tarihli tapu tahsis belgesine bağlanan arsa ile ilgili borçlarının tamamının ödenmesinden sonra davalı Belediyeye başvurarak tapu tahsis belgesinin tapuya dönüştürülmesinin istenildiği, bunun üzerine davalı ... tarafından 2981 sayılı Kanun'un 18/b maddesi uyarınca işlem tesis edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan Geçici 4 üncü madde hükmü uyarınca; kanunda yapılan değişiklikten önce taksitlendirilen arsa bedelinin ... tarafından ödendiği, bu nedenle 3290 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile değiştirilen 2981 sayılı Kanun'un 18/b maddesi uyarınca yeniden tesbit edilen arsa bedellerinin dava dışı ... varisleri hakkında uygulama olanağı bulunmadığı ortadadır.

3. Kaldı ki varislerin taşınmazın adlarına tescili talebini, takdir edilen fiyat farkının ödenmesi koşuluna bağlayan 11.12.2013 Encümen kararının dayanağı olarak gösterilen Uygulama Yönetmeliğinin 25 inci maddesinde de "Islah imar planı hazırlanıp onaylandıktan ve Kanunun 10. madde (c) bendi gereğince, kesin parselasyon durumu belirlenip tapuya tescil edildikten sonra, durum, belediye veya valilikçe gecekondu sahiplerine duyurulur. Gecekondu sahibi tapu tahsis belgesi ile birlikte, arsa tahsis eden kuruluşa müracaat ederek satınalma işlemini sonuçlandırır ve tapu idaresinden tapusunu alır. Islah imar planına göre kesinleşip satışı yapılacak arsa alanı, tapu tahsis belgesinde yazılı alandan farklı ise, gecekondu sahibine, satış sırasında mahsup veya ilave borç tahakkuk ettirilir." hükmü yer almakta olup davalı tarafından tahsisten geriye kalan hissenin satışının 210.000,00 TL bedelle ayrıca yapıldığı da anlaşılmaktadır.

4. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince; somut olayda, dava dışı ...'in imar affı müracaatında bulunduğu tarih itibariyle üzerinde gecekondu inşa ettiği taşınmazın davalı ... adına tapuda kayıtlı olması nedeniyle, 2981 sayılı Kanun'un 9/b ve 10/a maddeleri uyarınca işlem yapılarak, arsa tahsis bedeline ilişkin ödemelerin yetkili kuruluşa tam ve geçerli olarak yapıldığı, dolayısıyla davalı Belediyenin 11.12.2013 tarihli Encümen kararı ile talep ettiği arsa tahsis bedelinin mükerrer ödeme teşkil ettiği gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi