"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/39 E., 2023/776 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit ve kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı Kurumun ilgili yazısı ile sahte reçetelerin fatura edildiğinden bahisle Kurum zararı olarak toplam 781.280,69 TL reçete bedelinin faiziyle birlikte tahsil edileceğinin bildirildiğini, Kurum işlemine dayanak kılınan soruşturma raporunun müvekkiline tebliğ edilmeyip savunma hakkının kısıtlandığını, Kurum işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.11.2018 tarihli ve 2016/90 E., 2018/432 K. sayılı kararıyla; 15.10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, davaya konu reçetelerin hastaların bilgisi dahilinde, doktorlar tarafından ilaç kullanım raporlarına ve SUT ilkelerine uygun olarak düzenlendiği, reçeteye konu ilaçların reçete sahibi hastalar tarafından davacı eczaneden teslim alındığı, bu nedenle Kurum işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile Kurum işleminin iptaline, davacının 781.280,69 TL’den davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karara verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2019 tarihli ve 2019/255 E., 2019/990 K. sayılı kararıyla; dava konusu işleme esas teşkil eden reçetelerin içerik olarak sahte olduğu ancak davacı eczanenin sahte reçete düzenlenmesine iştirakinin tespit edilemediği, Kurum sorumluluğunda olmayan reçetelerle ilgili davacının davalı Kurumdan reçete bedellerini tahsil etmesinin mümkün olamayacağı, davacının reçete bedellerini ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebileceği, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden davalı Kurumun sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 16.02.2021 tarihli ve 2020/8064 E., 2021/1517 K. sayılı ilamıyla; “...Somut uyuşmazlıkta, davaya konu reçetelerin 2 tanesinin dava dışı ... 'ye, 6 tanesinin ... ’e, 38 tanesinin ...’a ve 13 tanesinin de ...’ye ait olduğu ve kurum tarafından düzenlenen soruşturma raporundan; organ nakli hastaları ..., ... ve ...’ın reçetelerinin bir kısmının, yine organ nakli hastası olan ... tarafından doktorlara yazdırıldığı, bir kısmının ise ..., ... ve ...’ın ... ile birlikte doktora giderek, kullandıkları dozdan fazlasını yazdırdıklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı eczacının sahte reçete düzenlenmesi eylemine iştirak etmediği kanaatine varılmışsa da davalı ile aralarında imzalanan protokol hükümlerine uygun davranması gerekmektedir. Dava konusu reçetelerden ... adına düzenlenenlerin bizzat ... tarafından davacı eczaneden alındığı, zaten sahtecilik eylemlerinin de bu kişi tarafından gerçekleştirildiği dikkate alındığında bu hasta yönünden kuruma fatura edilen 38 adet reçete yönünden sahtecilik olayına iştirakı da kanıtlanamayan davacı eczacının protokole aykırı bir eylemi bulunmamaktadır. Zira davacı reçete muhteviyatı ilaçları hastaya usulüne uygun şekilde teslim etmiştir. Protokole aykırı bir eylemi olmayan eczaneden, ... adına düzenlenen reçete bedellerinin davalı tarafından istenilmesi yerinde değildir.
Yine, dava dışı ... adına düzenlenen reçetelerdeki ilaçların bizzat ... tarafından alındığı Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde, dava dışı ... adına düzenlenen reçetelerdeki ilaçların ... tarafından alınıp ...'e teslim edildiği Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan beyanlardan anlaşılmaktadır. ... ve ...’a ait dava konusu reçetelerde yazılı ilaçların kendileri tarafından teslim alındığının anlaşılması karşısında, davacı protokol hükümlerine aykırı davranmadığından, bu hastalar yönünden de davalının reçete bedellerini davacıdan isteyemeyeceği; vefat ettiği bildirilen hasta ...’a ait 6 adet reçetedeki ilaçların hastaya teslim edilip edilmediği araştırılıp hasta ...'ın ilaçları almadığının tespiti halinde davalı tarafından sadece ...’a ait 6 adet reçete bedelinin davacıdan istenebileceğine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi hatalıdır...” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince verilen 17.03.2022 tarihli ve 2021/792 E., 2022/461 K. sayılı kararla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.10.2022 tarihli ve 2022/4229 E., 2022/7336 K. sayılı ilamıyla; Bölge Adliye Mahkemesince Dairece verilen bozma kararına uyulmakla gelinen safhada, artık davanın esası hakkında bozma kararına uygun olarak yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken, kaldırılan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, bozulmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vefat eden hasta ...’a ait 6 adet reçetedeki ilaçların taraflar arasındaki protokol hükümlerine uygun şekilde teslim edildiği, davalı Kurum işleminin taraflar arasındaki protokol ve SUT hükümlerine uygun olmadığı kabul olunarak, Yargıtay bozma ilamları doğrultusunda davanın kabulü yolunda yeniden esas hakkında karar verilerek davanın kabulüne Burdur İl Sağlık Müdürlüğünün sahte reçete bedelleri konulu 2727666636 -549 sayılı 781.280,69 TL tutarın ödenmesi talepli işleminin iptaline, davacının bu işlem yönünden 781.280,69 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişliğince soruşturma başlatılmasının nedeninin bu davaya konu olan ve özellikle İnci eczanesinden sürekli adı geçen şahısların bu ilaçları başkalarının karnesiyle temin etmesinden kaynaklandığını, dosyada adları geçen ..., ... ve ... isimli kişilerin yaklaşık yirmi ile bu ilaçları reçete ettirip farklı eczanelere almak için gittiklerini, başka illerdeki eczanelerin ilaçları temin etmedikleri gibi eczacıların şüphelenerek ihbarda bulunduklarını, davacının protokol hükümlerine aykırı olarak ilaçları hak sahibi olmayan kişilere teslim ettiğini ileri sürerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş bulunmasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.