Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3802 E. 2024/2669 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından imzalandığı iddia edilen ve davacıların alacak hakkından feragat ettiklerini gösterdiği ileri sürülen bir protokolün geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara, özellikle de davacılar tarafından sunulan protokol aslının üzerindeki şüpheli ibarelerin incelenmesine rağmen, yerel mahkemenin fotokopi üzerinden yapılan incelemeye dayalı raporu esas alarak karar vermesi usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/78 E., 2023/5 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava konusu değerin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Davacılar vekili asıl davada, davacı ...'in, diğer davacı ...'a, Marmaris ilçesi sınırlarında taşınmaz kiralamak, satın almak, tahsis ettirmek, alınacak taşınmazla ilgili danışmanlık hizmetleri sağlamak konularında 21.02.2012 tarihli vekaletnameyi verdiğini ve davacı ...'ın da bu vekaletnameye istinaden davalı ... ile 23/02/2012 tarihinde Marmaris Hisarönü koyunda hazineye ait olan 108 numaralı parselin hazineden tahsisi, kiralanması ve satın alınması konusunda tüm danışmanlık hizmetlerinin davalıya ait olan diğer davalı.... Tur. Tic. İth. İhr. Ltd Şti. tarafından yapılması konusunda protokol düzenlendiğini, davacı ...'den danışmanlık hizmet bedeli olarak muhtelif tarihlerde toplam 55.000 TL para ve ilgili belgelerin alındığını, ancak protokol gereğinin yerine getirilmediğini ileri sürerek 55.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş,

2-Birleşen davada davacılar vekili asıl davadaki sebeplerle ve 22.05.2012 tarihli protokole dayanarak davalılara ödenen 12.000,00 TL nin tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacılardan ... yönünden husumet itirazları olduğunu, davacı ...'in 108 parseli kiralamak, tahsisini yapmak için ilgili kurumlara yapılacak müracaatlarda müvekkili firmadan hizmet bedelini ödemek şartı ile dosya çalışmalarını yapmasını ve ilgili evrakları kendilerine vererek, yardımcı olunmasını istediklerini, ...'in müvekkili şirketten aldığı hatır evraklarını müvekkili şirkete geri vermediğini ve kaybolduğunu söylediğini, bu nedenle de müvekkili firmaya 22.05.2012 tarihli belgeyi verdiğini, bu belge ile davacı tarafın müvekkili firmadan hiç bir alacak talep etmediğini beyan ettiğini, müvekkil firmayı ibra ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.06.2015 tarih ve 2013/264 E. 2015/132 K. sayılı kararı ile; son ödemeyi havi 22.05.2012 tarihli protokol içeriğine göre davacılardan ..., davalıyı ibra ettiği, bu belgenin altındaki "not geçersizdir ... imzalı kısmı" havi belge aslının davacı tarafça dosyaya sunulamadığı İbranın geçersiz olduğunun ispat yükü söz konusu geçersiz yazısı lehine olan davacı tarafa ait olup, davacılar iddialarını ispatlayamadığından asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesinin tarih ve 2015/38591 esas 2018/5751 karar sayılı ilamıyla karar onanmıştır.

3. Asıl ve birleşen davada davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4.Dairemizin 08.10.2020 tarih, 2020/4517 Esas ve 2020/5628 Karar sayılı ilamı ile; "Davacılar, ek temyiz dilekçesi başlıklı ve 30.09.2015 havale tarihli dilekçeleri ekinde, 22.05.2012 tarihli protokolün aslını ibraz etmişler ve belge aslı mahkeme kasasına muhafazaya alınmıştır. İbraz edilen belge aslı üzerindeki "Not: Geçersizdir, ... imza" ibaresinin davalının el ürünü olup olmadığının tespiti hususunda inceleme yapılması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Hükmün bu husus yönünden bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacıların bu yöndeki karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14/05/2018 tarih ve 2015/38591 Esas 2018/5751 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle bozulmasına" karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı şirketin bir emlak danışmanlık şirketi olduğu, şirketi temsilen de diğer davalı ... ile davacı arasında imzalanan protokol gereği alımında danışmanlık sağlaması gereken yer için her hangi bir yere başvuru yapılmadığı dosya arasındaki yazı cevaplarından anlaşılabileceği gibi aynı zamanda davalının protokol konusunda ve söz konusu taşınmazın nasıl alınması gerektiği ve nerelere başvurulması gerektiği davalının işi ve ticari geçmişi sebebiyle bilindiğinin kabulü gerektiği, 11.04.2012 tarihinde 6.000,00 TL, 21.03.2012 tarihinde 6.000,00 TL, 19.05.2012 tarihinde 12.000,00 TL, 11.04.2012 tarihinde 8.000,00TL, 19.03.2012 tarihinde 8.000,00TL, 08.03.2012 tarihinde 7.500,00 TL, 23.02.2012 tarihinde ise 7.500,00 TL ödeme yapıldığı, ödemeler arasındaki zaman azlığı ve bazı ödemelerin aynı gün yapılmış olmasının başta toplucu yapılan bir ödemenin ayrı ayrı yapılan bir ödemesi gibi olduğu, ayrıca yapılan imza incelemesinde de imzanın davalıya ait olduğu da dikkate alınarak verilen bedeller karşılığında davalının bir alacağı olmadığı kanaatine varılmış, davacılardan ...' ın asıl alacak sahibi olması da dikkate alınarak ve asıl davanın ... yönünden kabulü ile, 55.000,00 TL alacağın; 14.000,00 TL'si için 11.0.4.2012 tarihinden, 6.000,00TL'si için 21.03.2012 tarihinden, 12.000,00 TL'si için 19.05.2012 tarihinden itibaren, 8.000,00 TL'si için 19.03.2012 tarihinden, 7.500,00 TL'si için 08.03.2012 tarihinden itibaren, 7.500,00 TL'si için 23.02.2012 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ...'a ödenmesine, ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleşen davada davalılar vekili; mahkenin 08.06.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunu hükme esas aldığını, bu raporun fotokopi belge üzerinde yapılan yazı ve imza incelemesi neticesinde oluşturulduğu, belgede yazılı "Not: Geçersizdir. ..." yazısı ve altında atılı imzayı içeren fotokopi belge incelemesinde oluşturulan adli tıp raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, mahkemenin adli tıp raporunda protokol başlıklı belge aslının müvekkilin eli ürünü olduğuna dair düzenlenen raporu yanlış yorumladığı, inceleme yapılan bu belge aslında "Not: Geçersizdir. ..." yazılı olmadığını duruşmada ve raporlara itirazlarının dikkate almadığını, davacılar tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 08.10.2020 tarihli, 2020/4517 esas ve 2020/5628 karar sayılı kararı ile "Not: Geçersizdir. ... imza" yazılı belge aslı üzerinde inceleme yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği kanaatiyle yerel mahkeme kararı bozulmasına rağmen, davacıların dosyaya sunduğu fotokopi belgeye istinaden düzenlenen adli tıp raporunun hükme esas alınmasını kabul etmediklerini beyanla, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen protokole istinaden ödenen paraların tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.

3. Değerlendirme

Temyize konu kararda, Mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamıyla, davacıların ek temyiz dilekçesi başlıklı ve 30.09.2015 havale tarihli dilekçeleri ekinde, 22.05.2012 tarihli protokolün aslını ibraz ettikleri ve belge aslının mahkeme kasasına muhafazaya alındığı, ibraz edilen belge aslı üzerindeki "Not: Geçersizdir, ... imza" ibaresinin davalının el ürünü olup olmadığının tespiti hususunda inceleme yapılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada alınan 08.06.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ; "6.1. İnceleme konusu fotokopi belgede yazılı "Not: Geçersizdir. ..." yazısı ve atılı imza ile ...'un mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve imzanın kuvvetle muhtemel ...'un eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur." şeklinde rapor düzenlendiği ve fotokopi üzerinde inceleme yapılmış olduğu, 24.10.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise incelenen belge aslında "Not: Geçersizdir. ... imza" ibaresi olmadığı ve bu hususta asıl evrak üzerinde inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

1. Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.

2. Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir

3. Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca re'sen dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.

O halde Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince asıl ve birleşen dava davalılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.