Logo

3. Hukuk Dairesi2023/380 E. 2023/1870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturaya itiraz üzerine, fatura bedelinin ödenmesi nedeniyle açılan istirdat davasında, işletmenin pandemi döneminde kapalı olduğu iddiasının ispatı ve buna bağlı olarak hesaplamada dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Pandemi döneminde işletmenin kapalı olup olmadığı hususunun yeterince araştırılmadan hüküm kurulmasının eksik inceleme olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1928 E., 2022/2331 K.

DAVA TARİHİ : 04.08.2020

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/304 E., 2021/542 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit/istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; İzmir İli Bostanlı sahilinde balık lokantası ve cafe işlettiğini, işletmenin pandemi nedeniyle 22.03.2020 - 15.06.2020 tarihleri arasında kapalı olduğunu, davalı şirket tarafından 29.06.2020 tarihli kaçak elektrik tutanağına istinaden 21.07.2020 son ödeme tarihli 261.222,29 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, söz konusu işletmenin aylık ortalama elektrik tüketim faturasının 10.000 TL-13.000 TL olup davaya konu faturadaki hesaplamanın hatalı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, 23.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı tarafa en son 11.09.2020 tarihinde toplamda 267.719,75 TL ödeme yaptığını, davanın istirdat davasına dönüştüğünü, dava değerini 200.682,22 TL'ye yükselttiğini, yargılama sürecinde fatura ödendiğinden 200.682,22 TL' nin 11.09.2020 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ticarethane aboneliği söz konusu olup arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, kaçak tespit tutanağı ve video ile davacı şirketin kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, hesaplamanın yönetmelik hükümlerine göre yapıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 200.682,22 TL'nin 11.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının kaçak elektrik kullanımının tutanak ile sabit olduğunu, kaçak elektrik tespit tutanağı doğrultusunda 85.809 w sözleşme gücü ve 14 saat (2 vardiya) üzerinden 31.03.2020 ile 29.06.2020 tarih aralığında (90 gün) 108.119,00 kwh kaçak elektrik tüketimi, 25.11.2019 ile 31.03.2020 tarih aralığına (127 gün) 152.568,00 kWh kaçak elektriğe bağlı ek tüketim hesaplanarak ve ilgili tarih aralığındaki tüketimler tenzil edilerek 261.222,29 TL kaçak elektrik tahakkuk edildiğini, bilirkişi raporunda pandemi nedeniyle 22.03.2020 ile 15.06.2020 tarih aralığında iş yerinin kapalı olduğuna atıfta bulunulduğunu, ancak herhangi ek bilgi-belge ile bu iddianın desteklenmediğini, 29.06.2020 tarihindeki kaçak elektrik tespitindeki sayaç endeksleri dikkate alındığında 25.02.2020 ile 29.06.2020 tarih aralığında 13.791,24 kwh tüketimin mevcut olduğunu, bilirkişi raporunda bu tarih aralığında kaydedilen tüketim miktarına atıfta bulunulmadığını, 2020/02 ile 2020/06 dönem aralığına ait modem ile veri temin edilemediğinden 16.02.2021 tarihinde ilçeden iç bilgisi talep edildiğini, bu talep doğrultusunda sayacın içerde olması sebebiyle tüketici tarafından kullanım yerinin saat 15:00'den sonra açılacağı bilgisinin verildiğini, bu bilgi doğrultusunda program yapıldığını ancak tüketicinin ölçüm noktasının açılmasını sağlamadığını ve sayaç iç bilgisinin alınamadığını, bundan dolayı 2020/02 ile 2020/06 dönem aralığında sayacın değer kaydettiğinin tespit edilemediğini ve pandemi döneminde kapalı olup olmadığının kontrol edilemediğini, pandemi döneminde kapalı olduğu iddia edilen tarih aralığını kapsayan 25.02.2020 ile 29.06.2020 tarih aralığında sayacın tüketim kaydettiğini, ölçüm noktasında aylık okumalar için gidildiğinde sayacın dükkan içinde olmasından dolayı okunamadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yönetmelik hükümleri gözetilerek hazırlandığı ve denetime elverişli bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturaya ilişkin olarak borçlu olmadığının tespiti ile açılan davada, fatura bedelinin ödenmesi nedeniyle istirdat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, iddia edilen vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.

3. Değerlendirme

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davaya konu işletmenin 22.03.2020-15.06.2020 tarihleri arasındaki pandemi döneminde kapalı olduğu kabul edilerek sürenin hesaplandığı, oysa ki o dönemde bazı işyerlerinin paket servise geçtiği, bazılarının ise kapandığı bilinmektedir. O halde İlk Derece Mahkemesince; davaya konu işyerinin belirtilen dönemde kapalı olup olmadığı hususunun usulünce araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre gerekirse ek rapor alınması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.