Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3838 E. 2024/569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiracı tarafından kiralanan taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu imalatların bedelinin, taşınmazın satışı sebebiyle kiraya verenden talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kiralanan taşınmaza yapılan imalatların faydalı ve zorunlu olduğu, bu imalatların satış bedelini etkilediği ve sebepsiz zenginleşmenin kiraya verende gerçekleştiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/610 E., 2023/1251 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/567 E., 2021/1747 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli, tashih talebinin reddine ilişkin ek karar ise davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin helikopter işletim ve kiralama faaliyetinde bulunduğunu, helikopter iniş-kalkış sahasında hava araçlarının muhafaza edebileceği hangar, heliport ve uçuş okulu olarak kullanılmak üzere davalıya ait taşınmaz için kira sözleşmesi düzenlendiğini, kira sözleşmesi devam etmekte iken davalının talimatı ile kiralanan alan üzerine bir uçuş okulu kurulmasına karar verildiği, bunun üzerine müvekkili tarafından uçuş okulu binası ve müştemilatlarının tüm gerekli ekipmanlar ile birlikte inşa edildiğini, davalının kiralanan taşınmazı Bel-Ka A.Ş.ye devrettiğini, dava dışı Bel-Ka A.Ş. tarafından ise havacılık sektöründeki faaliyetlere son verileceği ve taşınmazın başka amaçlara tahsis olunacağı gerekçesiyle kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, bu doğrultuda tarafların fesih protokolü oluşturduklarını, bu fesih protokol gereği taşınmazın tahliye edilerek Bel-Ka A.Ş. ye teslim edildiğini, kiraya verenin onayı ile gerçekleştirilen tadilat, inşaat ve kullanılan malzemelere dair harcamaların kendilerine ödenmesini talep ettiklerini ancak davalının sözleşmede tesis üzerine yapılan yatırımların bedelinin ödeneceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine kiralanan taşınmaz üzerinde gerçekleştirilen inşaatların ve uçuş okulunda kullanılan malzemelerin maddi değerinin belirlenmesi için Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/138 D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını, yapılan imalatların toplam değerinin 650.432,50 TL tespit edildiği, imalatlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 50.000,00 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 07.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 583.014,74 TL'ye artırarak, bu tutarın avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasında düzenlenen protokol gereği her iki tarafa yüklenen edimlerin yerine getirildiğini, davacıya müteaddit defalar ödemeler yapıldığını, daha sonra dava konusu hangarın Bel-Ka A.Ş.’ye satış yoluyla devredildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede; davacının talep ettiği hava araçlarının konaklaması ve hangarlanması, uçuşa uygun bina ve tesis yapılması masraflarının müvekkili tarafından ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, davacının taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte sunulan belgelerlere müvekkilinin yaptığı ödemeleri ispatladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2018 tarihli ve 2016/2232 E., 2018/1697 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 583.014,74 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 11.06.2020 tarihli, 2020/548 E., ve 2020/604 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından kiralanan alana iki katlı bina, tek katlı bina ve müştemilatının inşa edildiği, taşınmazın davalı tarafından 15.01.2016 tarihinde Belka A.Ş.’ye satıldığı, kiralanan sonradan satılmış ise de satış tarihinde mevcut bu imalatlar nedeniyle davalı kiraya veren zenginleştiğinden husumetin davalıya yöneltilmesinin yerinde olduğu, davalının imalat bedellerinin sözleşmeye ve yasaya göre istenemeyeceğini savunmakla birlikte bedellerinin ödendiğini ileri sürerek fatura, ihale evrakı vs belgeler ibraz ettiğini, bu belge ve faturaların içeriklerinin dava konusu işe ilişkin olup olmadığının, ödeme olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, kiralanan kira sözleşmesi kurulduktan sonra yapılan imalatlarla birlikte satıldığına göre satış bedeline davacının yaptığı değer artırıcı imalatların katkısının olup olmadığının araştırılması gerektiği, davacı kiracı tarafından yapıldığı kabul edilen imalatlarla birlikte kiralananın satış tarihindeki gerçek değeri ile imalatlar dikkate alınmaksızın çıplak değerinin oranlama yapılarak davacı kiracının yapmış olduğu imalatların satış bedeline yansıma oranının belirlenmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmayıp, Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmaza davacı kiracı tarafından yapıldığı kabul edilen imalatların faydalı ve zorunlu, değer katan imalatlar olup olmadığının tespiti ile taşınmazın bu faydalı imalatlar ile birlikte satış tarihindeki gerçek değeri ile imalatlar olmaksızın çıplak değeri belirlenerek oran kurulmak suretiyle faydalı imalatların ne oranda taşınmaza değer kattığı belirlendikten sonra satış bedelinden bu oran üzerinden imalatlara isabet eden değer bulunarak bu değere hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 01.04.2014 tarihli protokol dikkate alındığında dava konusu taşınmaz üzerinde davacı kiracı tarafından kafe-wc hacimlerini kapsayan tek katlı bina ile eğitim amaçlı olarak inşa olunan 2 katlı yapı ile bu iki yapı arasında yer alan iç bahçenin kira sözleşmesinden sonra yapıldığı, davacı kiracı tarafından yapıldığı kabul edilen bu imalatların ise faydalı ve zorunlu değer katan imalatlar olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 583.014,74 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; ilk kararın sadece müvekkili tarafından istinaf başvurusuna konu edildiğini, Mahkemece verilen son kararın müvekkilinin aleyhine olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesine göre istinafa başvuranın aleyhine karar verilemeyeceğini, dosyaya sunulan fatura ve belgelerle söz konusu imalatlar için müvekkili tarafından ödemeler yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda satış bedelinde imalatların değer arttırıcı katkısının olup olmadığının araştırılmadığını, yapılan imalatların davacının kendi faaliyeti çerçevesinde ve sadece o faaliyete özgü imalatlar olduğunu, imalatların taşınmazın her türlü kullanımında faydalı ve değer arttırıcı katkısı olduğu ve bu katkının satış bedeline yansıdığı kanıtlanmadan doğrudan imalat bedellerinin tahsiline hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan raporda yıpranma durumları, taşınmazın genel kullanımı yönünden sabit ve kalıcı olup olmadıkları, faydalı ve zorunlu, değer katan imalatlar olup olmadıkları ve idarece yapılan ödemelerin değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uygun olarak inceleme yapılarak karar verildiği, Mahkemece verilen ilk karara karşı sadece davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu gözetildiğinde aleyhe karar verme yasağı nedeniyle ilk kararda hükmedilen miktardan daha fazlasına hükmedilemeyeceğinin kararın gerekçesinde belirtilmesi gerekirse de, sonucu itibarıyla ilk kararda hükmedilen miktardan fazlasına hükmedilmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı vekili; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz yolunun kapalı olmasına rağmen istinaf kararına temyiz kanun yolunun sehven açık tutulması nedeniyle gerekli düzeltmenin yapılarak dosyanın kesinleştirilmesini talep etmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2013 tarihli Ek Kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan 583.014,74 TL'nin karar tarihi itibariyle temyiz sınırı olan 238.730,00 TL'nin üzerinde kaldığı, böylelikle Daire hükmünün Yargıtay temyiz yolu açık olarak kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili, tashih talebinin reddine ilişki ek karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı vekili; 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın temyiz edilemeyecek kararlardan olduğunu, talebinin parasal sınıra ilişkin olduğu yanılgısyla hüküm altına alınan miktarın temyiz sınırının üstünde kaldığı belirtilerek istinaf kararına karşı temyiz yolunun açık bırakıldığını, talebinin kesinlikle temyiz parasal sınırına ilişkin olmayıp anılan ilamların temyiz edilemeyecek kararlardan olduğu iddiası olduğunu, kararın kesin olarak verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin, kiralananın satılması nedeniyle kiraya verenden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299, 529 ve 530 uncu maddeleri,

2. 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, taraflar arasında düzenlenen 01.04.2014 tarihli kira sözleşmesi kapsamında davacı kiracı tarafından, kiralanana çeşitli imalatlar yapıldığı, yapılan imalatların zorunlu ve faydalı, değer katan imalatlar olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiği, kira sözleşmesinde kiracı tarafından yapılan zorunlu ve faydalı imalatların bedelinin kiraya verenden istenemeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, kiralananın satış tarihinden önce gerçekleştirilen zorunlu ve faydalı imalatların satış bedeli içinde kaldığı, yeni malikin taşınmazı mevcut hali ile görerek satın aldığı, bu durumda kiralananda yapılan tadilat ve onarımlar nedeniyle oluşan zenginleşmenin önceki malik olan davalı kiraya verenden talep edilebileceği, davalı imalatların bedelinin ödendiğini iddia etmiş ise de sunulan belgelerin dava konusu imalatlara ilişkin olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2018 tarihli kararında davanın kabulü ile 583.014,74 TL alacağın tahsiline karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırıldığı, bu aşamada alınan bilirkişi raporunda imalatların satış bedeline yansıyan tutarın 606.050,00 TL olarak tespit edildiği, aleyhe karar verme yasağı nedeniyle ilk kararda hüküm altına alınan alacak miktarından daha fazlasına hükmedilemeyeceği, Mahkemece de ilk kararda olduğu gibi 583.014,74 TL alacağın tahsiline karar verildiği, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyize tabi olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince, istinaf öncesi yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de Mahkemenin 27.09.2018 tarihli ilk kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu halde, ilk karardaki harca ilişkin hüküm fıkrası ortadan kalktığından, Mahkemece yeniden harca ilişkin hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Tarafların temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikinci bendinde yer alan “İstinaf öncesi yeterince harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına” ibaresinin çıkartılarak yerine ''Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 39.825,74 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harç ve ıslah harcı 9.102,56 TL'nin mahsubu ile bakiye 29.869,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.