"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili davacının, davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak taşınmazı üzerine 13.11.2013 tarihinde davalı banka lehine 340.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davacı müvekkili tarafından konut kredisi borcunun tamamının ödendiğini, ödemenin üzerinden yaklaşık 3 ay geçtiği halde ipoteğin fek edilmediğini, taraflar arasında imzalanan geri ödeme planında, kredinin kapatılacağı tarihin belli olup borç bitince davalının ipoteği fek etmekle yükümlü olduğunu ileri sürerek; söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının konut kredisi kullandığını, bankaya herhangi bir başvuru yapmaksızın ve bankaya başkaca borçları da bulunmakta iken dava açtığını, ipotek fek masraflarını ödemediğinden hukuki yararının bulunmadığını, davacının müvekkil bankaya kredi kartı borcu bulunduğunu, bu borcunun sona ermediğini, kredi genel sözleşmesi gereğince davacının ipoteğin fekki için her türlü masrafın ödenmesi gerektiğini, söz konusu bedelin ipotek fek harcı olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olmadığını ayrıca 22.10.2020 tarihinde ipoteğin fekki için ilgili tapu müdürlüğüne fek yazısı gönderildiğini savunarak; dava konusuz kaldığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı banka tarafından kredi borcunun tamamının ödenerek kredinin kapatıldığı, borcun tamamının ödenmesine rağmen ipoteğin fek edilmediği, davacının kullandığı kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin, kredi tamamen kapatıldıktan sonra kaldırılmasının da bankanın yükümlülükleri arasında olduğu, davacının ipoteğin fekki amacı ile bankaya yazılı olarak başvurması gerektiğini öngören bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ipoteğin fekkine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının konut kredisi kullandığını, bankaya herhangi bir başvuru yapmaksızın ve bankaya başkaca borçları da bulunmakta iken dava açtığını, ipotek fek masraflarını ödemediğinden hukuki yararının bulunmadığını, davacının müvekkil bankaya kredi kartı borcu bulunduğunu, bu borcunun sona ermediğini, kredi genel sözleşmesi gereğince davacının ipoteğin fekki için her türlü masrafın ödenmesi gerektiğini, söz konusu bedelin ipotek fek harcı olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olmadığını ayrıca 22.10.2020 tarihinde ipoteğin fekki için ilgili tapu müdürlüğüne fek yazısı gönderildiğini savunarak, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamanın devamı sırasında, ipoteğin kaldırıldığı, ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra dava konusuz kaldığından davanın açılmasına davalı banka neden olduğundan davalının yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kararın kaldırılarak davanın konusuz kalmış olması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT' nin 6 ncı maddesi uyarınca dava değeri üzerinden belirlenen nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçeleri tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, konut kredisinin teminatı olarak banka lehine konulan ipoteğin, borcun ödenmesine rağmen kaldırılmadığı iddiasıyla açılan ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçede tespit edildiği gibi, yargılamanın devamı sırasında ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra ipoteğin kaldırıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı, davanın açılmasına davalı banka neden olduğundan davalının yargılama giderlerinden sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi, Yargıtayın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. (KURU, Baki; İstinaf sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Ağustos 2016, s. 739-740) Aynı durum, bölge adliye mahkemesi kararları için de geçerlidir. Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
3Somut olayda İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulüne ve 32.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair verilen hüküm, davalı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilerek dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve 50.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karara karşı sadece davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu gözetildiğinde aleyhe karar verme yasağı nedeniyle ilk kararda hükmedilen vekalet ücretinden daha fazlasına hükmedilemeyeceği gözetilerek ilk kararda verilen vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde 50.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Bölge Adliye Mahkemesinin hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "50.600,00 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine "32.250,00 TL " ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.