"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/29 E., 2023/59 K.
Taraflar arasında görülen istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, müvekkilerinin peşin bedel karşılığı sayılan “... Mahallesi ... Caddesi ... Sokak ... Sitesi ... Blok No:...” da kayıtlı taşınmazını davalıya takas vererek 01/01/2009 tarihinde teslimi gereken Sarot Termal tesislerinden devre mülk satın aldıklarını, aralarında devremülk satış sözleşmeleri yapıldığını, davalı tarafından tapu alım sertifikası verildiğini ve bu belge ile tapuda devremülkün tapusunun verileceğinin bildirildiğini, ancak devremülk tapularının verilmediğini belirterek zamanında teslim edilmemekten doğan hukuksal tazminat vs. hakları saklı tutulmak kaydıyla 14 adet devremülkün ayrı ayrı adlarına tapuda kayıt ve tescilini talep etmiş, dava sırasında söz konusu devre mülklerin 3. kişilere tapuda tescil edilmesi nedeniyle davacılar taleplerini istirdat davası olarak değiştirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davacılar tarafından bedelin ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.12.2012 tarih ve 2012/70 E:- 2012/105 K. sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 02.10.2013 tarihli ve 2013/8156 Esas ve 2013/12661 Karar sayılı ilamıyla "Somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Mahkemece taşınmaz mülkiyeti aktarımında resmi şekil şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın reddine karar vermiştir. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmiş olmasına bağlıdır (TMK m. 706). Ancak arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm veya devre mülk temlik alınmasına dayalı olarak açılan davalarda temlik sözleşmesinin yazılı olması yeterlidir. Bu nedenle mahkemece davanın esastan incelenerek sonuçlandırılması gerekirken devre mülk satın alınmasına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 2009/277 esas 2010/354 karar sayılı karar ile yeniden davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 13. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarih ve 2017/9411 Esas ve 2019/2253 Karar sayılı ilamıyla “...sözleşmenin yapılacağına güven duyan tarafın zararının diğer tarafça karşılanması gerektiği ve yine mahkemeye sunulan tapu alım sertifikalarının Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da Delil Başlangıcı başlıklı 202/2. maddesinde yer alan düzenlemeye göre de delil başlangıcı niteliğinde olduğu da gözetilerek takas olarak davalıya verildiği iddia olunan taşınmazın davalı tarafa geçip geçmediği, devre mülkler karşılığı takas olarak verilip verilmediği değerlendirilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken...” gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
Bozmaya uyan Mahkemece verilen 08/03/2022 tarih ve 2020/18 E.- 2022/26 K. sayılı kararı ile; davacılar ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme ile devre mülklere karşılık ... Mah. 359 ada 1 parselde kayıtlı ... Blok 4. Kat, Bağımsız Bölüm No:... dairenin takas olarak verildiği, davacıların devre mülklerin tapularını almaya hak kazandıkları ancak tapuların 3. kişilere devredilmesi nedeniyle davacılar vekilinin davasını istirdat davasına dönüştürdüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 24/10/2022 tarih ve 2022/6287 E.- 2022/8099 K. S.lı bozma ilamı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra “davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu gözetilerek her bir davacı için ayrı ayrı hükmedilen bedel gösterilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı olan 309.700 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazların 29.08.2014 tarihli bilirkişi raporu ile davacı ... ile davalı şirket arasında devre mülk satımına ilişkin 1696, 1697, 1698, 1699, 1700 yevmiye numaraları ile imzalanan sözleşmelere konu taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı 112.500,00 TL'nin, davacı ... ile davalı şirket arasında devre mülk satımına ilişkin 1671, 1672, 1673, 1674 yevmiye numaraları ile imzalanan sözleşmelere konu taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı 84.500,00 TL'nin, davacı ... ile davalı şirket arasında devre mülk satımına ilişkin 1691, 1692, 1693, 1694 1695 yevmiye numaraları ile imzalanan sözleşmelere konu taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı 112.500,00 TL'nin davalıdan tahsili davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, önceki aşamalardaki temyiz itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacılar ile davalı arasındaki devremülk sözleşmesi gereği ödenmiş bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle uyulmasna karar verilen bozma ilamları ile kesinleşen hususlara uygun karar verildiğinin anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.