"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/22 E., 2021/297 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davacılar (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...) vekili ve davalılardan ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. Tic. A.Ş. vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; ... ve ...'in kızı, ...'in ve ...'nin torunu ve ...'in kardeşi olan 9 yaşındaki ... ...'in 11.03.2004 tarihinde bademcik ameliyatı için davalı hastaneye yatırıldığını, ancak yanlış anestezi uygulaması nedeni ile bitkisel yaşama girdiğini ve yaklaşık 11 ... yoğun bakım sonrasında akabinde Samatya SSK İstanbul Eğitim Hastanesinde yaşamını yitirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL maddi, her bir davacı için 100,000,00 TL olmak üzere 500.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 560.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, 16.01.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, maddi tazminatın 188.397,87 TL arttırılarak 248.397,87 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalılardan ...; hastanenin o dönemki yönetim kurulu başkanı olduğunu, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusur ve kabahati bulunmadığı gibi mesleğinin de doktorluk olmadığını, gereken her şeyin yapıldığını, beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
2. Davalılardan ... Ozan; anestezi uzmanı doktor olduğunu, küçüğün anestezi sırasında bronşlarında sıkışma ve akciğerlerin aldığı havayı dışarı vermemesi üzerine solunumun durması denilen komplikasyon geçirdiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
3. Davalılardan ...; merhum küçüğün ölüm sebebinin beyne oksijen gitmemesi olduğunu, ölüm sebebi ile eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, ceza davasının düştüğünü, dosyada Yüksek Sağlık Şurasına gönderme şartlarının oluşmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
4. Davalılardan ...; başhekim olması nedeni ile hasta yakınlarının yoksulluğunu ve çaresizliğini belirtmeleri üzerine ücretsiz olarak muayene ve tetkiklerinin yapılmasını sağladığını, ameliyat olan hastalarda komplikasyon olabileceğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
5. Davalılardan ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. ve Tic. A.Ş. vekili; narkoz uygulamasına bağlı ortaya çıkan durum karşısında gerekli tıbbi müdahalenin yapıldığının hastane kayıtlarından anlaşıldığını, mağdurların bu ameliyata rızasının olduğunu, hasta yakınlarının ameliyat riski konusunda bilgilendirildiklerini ve ameliyat öncesinde muvafakatname verdiklerini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.04.2012 tarihli ve 2005/23 E., 2012/233 K, sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu 3 üncü İhtisas Kurulu ve itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu raporlarda küçüğün ameliyat ve tedavisi sırasında yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu, davalı hekimler ve hastanenin küçüğün ölümünde herhangi bir kusurlarının olmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.05.2013 tarihli 2013/6529 E., 2013/13976 K, sayılı ilamıyla; ''dava konusu olay nedeniyle davalı doktorlar hakkında devam eden ceza davası zamanaşımı nedeniyle düşmüş ise de temyiz incelemesinin devam ettiği, davalı doktorlardan KBB Hastalıkları Uzmanı Dr. ... ve Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. ... Ozan hakkında İstanbul Tabip Odası ... Kurulunca her iki hekime 15 ... meslekten alıkoyma cezası verilmiş olup, itiraz üzerine hekim ... hakkındaki ceza bozulsa bile, hekim ... Ozan hakkındaki cezanın onandığı, davalı doktorlar hakkındaki ceza davasının henüz kesinleşmemiş olması ve dosyaya kazandırılan raporlar ile İstanbul Tabip Odasının olaya yaklaşımı arasındaki farklılık dikkate alınarak dosyanın üniversitelerden seçilecek konusunda uzman -özellikle Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ile Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturularak, toplanan diğer deliller, ceza soruşturması ve İstanbul Tabip Odası tarafından doktor ... Ozan'a uygulanan cezanın dayanakları tartışılmak suretiyle taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim edilmesinin istenmesi, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Davalı ... vekilince süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.12.2013 tarihli, 2013/26154 Esas, 2013/32757 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına uyularak Verilen Karar
İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.06.2021 tarihli ve 2014/22 E., 2021/297 K. sayılı kararıyla; ''Davaya konu somut olayda, davalılardan Dr. ...'ın ameliyat ve ölümün meydana geldiği sırada Hastanenin Başhekimi olduğu, diğer davalı ...'ın ise Hastanenin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu, Mahkemece aldırılan 2 adet ATK raporu ile 3 adet heyet raporunda söz konusu ameliyat ve ölümün meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığının tespit olunması nedenleriyle bu davalılar yönünden husumet yokluğu açık olduğundan, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, bozma kararından sonra Mahkemece aldırılan son heyet rapor olan 13.06.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise KBB uzmanınca Dr. ...'nin kusurunun olmadığı yönündeki karşı oy yazısına karşın diğer iki bilirkişi olan Anestezi uzmanlarınca kusur atfedilmişse de, davalılardan ilk muayeneyi yapan ve ameliyat kararı ... KBB uzmanı Dr. ... hakkında, İstanbul Tabip Odasınca kendisinin kusurlu olduğu yönünde verilen ilk kararın itiraz üzerine kaldırılmış olması, Mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumunun 31.12.2008 tarihli 7112 sayılı raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulunun 13.01.2011 tarihli 30226 sayılı raporu ile bozma sonrası Mahkemece aldırılan her biri akademik ünvana sahip KBB ve Anastezi uzmanı akademisyen doktorlardan oluşan 3 kişilik heyet bilirkişi raporlarında kendisine kusur atfedilmediği ve son raporda da zaten KBB uzmanının, Dr. ...'nin kusurunun bulunmadığını belirtmiş olması dikkate alındığında, bir kusurunun bulunmadığı yönünde Mahkemece kanaat oluştuğundan, KBB uzmanı Dr. ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı Anestezi uzmanı Dr. M.... Ozan'a her ne kadar, Mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulunun raporu ile bozma sonrası Mahkemece aldırılan heyet raporlarından 19/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda kusur atfedilmemiş olsa da, İstanbul Tabip Odasınca kendisinin kusurlu olduğu yönünde ceza verilmiş olması, itiraz üzerine dahi bu cezanın kaldırılmamış olması, bozma ilamı doğrultusunda aldırılan 07.01.2015 tarihli ve 13.06.2017 tarihli 3'lü heyet tarafından hazırlanan raporlarda kusurlu bulunmuş olması, anestezi uzmanı olarak ameliyata başlamadan anestezi verilmeye başlamadan gerekli tetkiklerin ve muayenenin yapılmamış olması nedeniyle gerekli özeni göstermemiş olması ile tedbirsizlik ve dikkatsizlikle hastanın ölümünde özensizliğiyle kusurunun bulunması nedeniyle ve davalı ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmetleri San. Tic. A.Ş. yönünden, ameliyatın gerçekleştirildiği ve doktorların çalıştığı yer olması nedeniyle kusursuz sorumluluk gereği aleyhine açılan maddi tazminat davalarının, Mahkemece aldırılan aktüerya bilirkişisi tarafından TRH 2010 kıstasları uygulanarak hazırlanan, karara esas alınan ve denetlenebilir nitelikteki ... ve ek raporlar doğrultusunda, davacılar vekilinin ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalılar ... ve ... yönünden, açılan maddi tazminat davası ile manevi tazminat davasının ayrı ayrı pasif husumete dair dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... yönünden, sübut bulmayan maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasının ayrı ayrı reddine, davalılar ... ve ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmetleri San. Tic. A.Ş. yönünden, maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı ...'in maddi tazminat talebinin kabulü ile, 90.700,77 TL maddi tazminatın, davacı ...'in maddi tazminat talebinin kabulü ile, 141.280,53 TL maddi tazminatın, haksız fiil (ölüm) tarihi olan 22.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar ... ve ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmetleri San. Tic. A.Ş.den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, davacı ... yönünden maddi tazminat davası bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... ve ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmetleri San. Tic. A.Ş. yönünden, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı ...' için 30.000,00 TL, davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ...'un manevi tazminat davasından davayı takip eden mirasçılarından ..., ..., ..., ..., ...'in her biri için hisselerine düşen 1.406,25 TL'şer olmak üzere toplam 7.031,25 TL manevi tazminatın, haksız fiil (ölüm) tarihi olan 22.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar ... ve ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmetleri San. Tic. A.Ş.den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, davacı ...'un manevi tazminat davasını takip etmeyen mirasçıları dahili davacılar, ... ve ... yönünden, ...'un manevi tazminat davasından hisselerine düşen kısmı yönünden, HMK'nın 150 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince 28.07.2015 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına, davacı ...'un manevi tazminat davasını takip etmeyen mirasçıları dahili davacılar, ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın tefrikle 2020/362 E. sayılı dosyası üzerinden açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılardan ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 16.01.2023 tarihli ve 2022/7356 Esas, 2023/10 Karar sayılı kararıyla; ''dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına'' karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılardan ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. ve Tic. A.Ş. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı ... Alibeyköy Hastanesi Halk Sağlığı Hizmet San. ve Tic. A.Ş.; Adli Tıp Kurumunun 31.12.2008 ve ATK Genel Kurulunun 13.01.2011 tarihli raporunda hastaneye kusur atfedilmediğini, 01.01.2015 havale tarihli raporun da raporu hazırlayan bilirkişilerden birinin aynı zamanda İstanbul Tabipler Odasına sunulan raporu hazırlayan bilirkişilerden olması nedeniyle Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere hükme esas alınamayacağını, 19.08.2015 tarihli Ankara'dan alınan ... rapor ile bu rapora itiraz üzerine aynı heyetten alınan ek raporda yine hastaneye kusur atfedilemeyeceğinin bildirildiğini, Mahkemece hükme esas alınan raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, olayın gerçekleştiği 2004 yılındaki tıp kuralları ile Yönetmelik hükümlerinin göz önüne alınması gerektiğini, doktor tarafından hastaya sodyumbikarbonat verilmesi eleştirilmişse de o dönemde kalbi durmayan hastaya adrenalin verilmesinin alışılagelmiş bir uygulama olmadığını, idari yargı ve ceza yargılamasında da herhangi bir kusur tespit edilmediğini, sağlık kuruluşu ve hekimin 2 ayrı birim olarak görülmesi ve olaya bu şekilde bakılarak hastane yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, PMF yaşam tablosu hesabının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağını, zamanaşımı defi ileri sürülmüşse de bunun dikkate alınmadığını, ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın dışına çıkılarak dava dilekçesine dahi konu edilmeyen aydınlatılmış onam gibi hususlarda resen araştırma yapılmasının doğru olmadığını, ... mirasçıları lehine tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekili ...'un mirasçıları adına davayı takip etmeyeceklerini ve vekaletname sunmayacaklarını belirtmiş olup bir kısım mirasçılar tarafından bu beyan üzerine dosyanın yenilenmesi ve tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin ... borcuna aykırılığından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından ... zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md) (TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.
2.Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en ... yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken ... görevini göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
3. 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177/2 nci maddesine göre; Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.
4.''Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz, bozma sebebidir. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup, buna " usuli müktesep hak" denilmektedir. Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir çığıra sokulmuş demektir." (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, davanın vekilin ... borcuna aykırı davranması hukuksal nedenine dayalı maddi manevi tazminat davası olduğu, gereken ... görevini göstermeyen vekilin, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayıldığı, aynı hususların adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerli olup, davalının sağlık kuruluşu ve doktorun birbirinden bağımsız 2 birim olarak değerlendirilmesi gerektiği iddiasının dinlenemeyeceği, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarının taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davalının bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin iddiasının yukarıda yer verilen 6100 Sayılı Kanun'un 177/2 nci maddesi gereği dinlenemeyeceği, davalı her ne kadar ıslaha karşı beyanda bulunmuşsa da bu beyanlarında zamanaşımı itirazını ileri sürmediği, ... mirasçıları yönünden vefat eden ... vekilinin davayı takip etmeyeceklerine yönelik beyanının kendisini vekil tayin etmeyen diğer mirasçılar yönünden sonuç doğurmayacağı, davasını takip eden mirasçılar lehine manevi tazminata hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.