Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4111 E. 2024/3071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca elektrik tarifesi indirimi uygulayan davacının, Hazine Müsteşarlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na karşı rücuan tazminat isteminde bulunduğu davada, Ekonomi Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın davaya dahil edilip edilmeyeceği ve hangi bakanlığın sorumlu olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine Müsteşarlığı’nın borç ve alacaklarının 637 sayılı KHK ile Ekonomi Bakanlığı’na, Ekonomi Bakanlığı bünyesindeki Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nün de 703 sayılı KHK ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na devredilmiş olması nedeniyle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken eksik taraf teşkili ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/128 E., 2021/84 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı ... Turizm Ticaret Sanayi A.Ş.nin müvekkili idareden sözleşme ile elektrik enerjisi kullandığını, ilgili şirkete tarifelerden en düşüğü üzerinden elektrik tarifesi uygulandığını, indirimli tarifeden dolayı müvekkili idarenin oluşan gelir kaybının 12.04.2002 tarihli ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4. maddesine göre Başbakanlık Müsteşarlığı tarafından karşılandığını, ancak Hazine Müsteşarlığının 15.04.2004 tarihli yazısında herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, davacı şirket aleyhine dava dışı abone tarafından İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/578 E. sayılı dosyasıyla Turizm Teşvik Kanunu ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu kararlarında belirtilen indirimli tarife uygulamasının kaldırılmadığından bahisle bu indirimli tarifeden kaynaklanan ödedikleri bedellerin iadesi için alacak davası açıldığını, indirimli tarife uygulamasının kaldırılmasından kaynaklanan 22.128,15 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davada aboneye ödenmesine karar verildiğini, kararın onanıp kesinleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 60.931,81 TL alacaklarının ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, 2002/4100 sayılı Kararnamenin dayanağını oluşturan 233 sayılı KHK'nın 35 inci maddesinin uygulamasının artık mümkün olmadığını, 2002/4100 sayılı BKK'nın yetki nedeni ile TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları hakkında uygulanamayacağını ve dolayısıyla gelir kaybının ödenemeyeceğini, istenen avans faizinin yasal bir dayanağa sahip olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Bakanlık vekili; 16.07.2009 tarihine kadar Bakanlıklarından belgeli yatırım ve işletmelerin normal tarife üzerinden ödedikleri enerji bedeli ile en düşük tarife arasındaki farkı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca ödendiğini, 16.0.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu uygulamaya son verildiğini, daha sonra 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bu kararda belirtilen esaslar çerçevesinde 16.07.2009 tarihinden itibaren normal tarife ile en düşük tarife arasındaki farkların Bakanlıkları bütçesine konulacak ödeneklerle ödenmesinin öngörüldüğünü, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuru yapmaları halinde ilgili dönemden Bakanlar Kurulu Kararları çerçevesinde faydalanabileceklerini, ancak firmalarca bu başvuru yapılmadan yani şekil şartı yerine getirilmeden doğrudan dava yoluna gidilmesi neticesi ödenen paranın BEDAŞ tarafından tanzim talebinin hukuka aykırı olduğunu, 59.498,46 TL’lik ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin taraflarına tebliğ edilmediğini, ödeme tarihi konusunda bilgileri bulunmadığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, avans faizi talebinin yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.06.2014 tarihli ve 2012/263 E., 2014/236 K. sayılı kararıyla; dava konusu dönemde yürürlükte bulunan Turizmi Teşvik Yasası ve bu yasa uyarınca alınan Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, elektrik tüketiminde yapılacak teşvik indirimlerinin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, bu konuda tek sorumlu kurumun Hazine Müsteşarlığı olduğu, davacı şirket elektrik ücretlerinde indirim uygulamasını fiilen yaptıktan sonra davalı Hazine Müsteşarlığının bunu ödemekten vazgeçmesinin hak ve adalete uygun bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Bakanlık aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalı Hazine Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın kabulü ile rücuan alacak olarak 60.931,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan Hazine Müsteşarlığı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20.03.2018 tarihli ve 2015/16295 E., 2018/2071 K. sayılı ilamıyla; davacının ödemek zorunda kaldığı elektrik enerjisi desteğinin (normal tarife ile indirimli tarife arasındaki farkın), 10.12.2007-02.11.2009 tarihleri arasındaki faturalara ilişkin olduğu, yasal düzenlemeler ile bu gelir kaybının idareye rücu şeklinde geri ödenebileceği, 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 16.07.2009 tarihinden itibaren normal tarife ile düşük tarife arasındaki farkların ... bütçesine konacak ödenekten ödenmesinin öngörüldüğü, bu nedenle 16.07.2009 tarihinden sonraki faturalar için Kültür ve Turizm Bakanlığının sorumlu olması gerektiği gözetilerek ve bilirkişiden bu döneme ilişkin hesaplamayı içerir rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davalılardan ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, 08.06.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 637 sayılı Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasında “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlan ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.” hükmü ve yine bu Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında ise “Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.” hükmünün yer aldığı, eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan bu hüküm gereğince, Hazine Müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş olduğuna göre, Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesi gereken elektrik enerjisi desteğinin 16.07.2009 tarihinden önceki faturalar için olan kısmından Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu gözetilerek, davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirterek, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2002/4100, 2006/19021 ve 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; turizm belgeli işletmelere en düşük tarife üzerinden enerji verileceği ve gelir kaybının da 16.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren karar ile ... bütçesinden karşılanacağının kararlaştırıldığı, 08.06.2011 tarihli ve 637 sayılı KHK gereği 16.07.2009 tarihi öncesine ait gelir kayıplarının ise Ekonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı, davacının 16.07.2009 öncesi gelir kaybının usul ve esasa uygun denetlenebilir bilirkişi raporunda 8.456,70 TL olarak belirtildiği, ilgili Bakanlar Kurulu Kararı gereği belirlenen bedelinden Kültür ve Turizm Bakanlığının, öncesine ait gelir kaybından Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu, ilgili KHK'nın dava tarihi öncesi yürürlüğe girdiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) dahili davalı şeklinde bir düzenlemenin mevcut olmadığı göz önünde bulundurulduğunda Ekonomi Bakanlığının UYAP kaydının silindiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 8.456,70 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Bakanlığından tahsiline, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Yönünden pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; bozma ilamından sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının davaya dahil edilmesini ve 16.07.2009 tarihinden önceki faturalardan bu Bakanlığın sorumlu olduğuna dair beyanlarına itibar edilmeyerek mevzuata ve emsal nitelikteki kararlara aykırı karar verildiğini, alacağa konu dava sonunda 1.388,35 TL temyiz harcı, 40,00 TL temyiz masrafı ve 59.498,46 TL'de icra dairesine olmak üzere toplam 60.931,81 TL ödendiğini, dava konusu faturalardan 16.07.2009 tarihinden öncekilerden davalı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 16.07.2009 tarihinden sonrakilerde ise davalı ... Bakanlığının sorumlu olduğunu, dava konusu teşvik uygulamasını yürüten Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü bu kararname ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına devredilmiş olduğundan artık rücu taleplerinde 16.07.2009 tarihinden önceki faturalara ilişkin ödenmek zorunda kalınan bedellerin iadesinin davalı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından talep edildiğini, Mahkemece 8.456,70 TL'nin tahsiline karar verilmiş ise de hangi somut veriye dayalı olarak bu bedelin tahsiline karar verildiğinin gerekçelendirilmediğini, Mahkemece müvekkil şirketin katlanmış olduğu yargılama giderlerine hükmedilmediğini, davada ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin tacir olması nedeniyle bir taraf için ticari sayılan işin diğer taraf için de ticari iş sayılacağını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Bakanlık vekili; Bakanlığın harçtan muaf olması nedeniyle, yargılama giderlerinin hatalı hesap edildiğini, davalının yapılan ödemelerden sorumlu olmadığını, davalının sorumlu tutulabilmesi için öncelikle başvuru yapılması ve başvurusunun da uygun bulunması gerektiğini, ancak söz konusu bilirkişi raporunda bu husus hiç dikkate alınmadan inceleme yapıldığını, raporun hüküm kurması elverişli olmadığını, dava dışı ... Turizm Tic. A.Ş.ye Mayıs 2004- 30.09.2011 tarihleri arasında yapılan ödemenin raporda değerlendirilmediğini, dava dışı şirkete ödemenin yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 16 ncı maddesi uyarınca rucüan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesi.

3.Değerlendirme

1. 08.06.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 637 sayılı Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatları ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.” hükmü ve yine bu Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında ise “Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.” hükmü yer almaktadır.

2. Bu hüküm gereğince, Hazine Müsteşarlığının her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına, bilahare 10 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığı bünyesindeki "Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına devredildiğinden, Mahkemece, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı usule uygun biçimde davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra davaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Bozma nedenine göre; davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre; davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.