"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/539 E., 2023/944 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/104 E., 2021/73 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin annesi ...'ın maliki olduğu Antalya İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 8283 ada, 6 parsel, A blok, 7 numaralı bağımsız bölümün icra yoluyla satışa çıkartıldığını, ihaleden ... isimli kişinin bağımsız bölümü satın aldığını, müvekkilinin yeni malik ... ile anlaşarak 7 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını ancak müvekkilinin borçlarının bulunması ve aleyhine açılmış icra takipleri bulunması nedeniyle güvendiği ve daha önceden tanıdığı davalı ... üzerine 7 numaralı bağımsız bölümü devrettiğini, ancak asıl malikin müvekkili olduğunu, davalının da Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/682 Soruşturma sayılı dosyasında vermiş olduğu ifade tutanağında bu hususu açıkça kabul ve ikrar ettiğini, ancak davalının taraflar arasındaki inanç sözleşmesine aykırı olarak davaya konu 7 numaralı bağımsız bölümü sattığını belirterek 7 numaralı bağımsız bölümün dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27.06.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak talebini 278.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davaya konu 7 nolu bağımsız bölümün aslında davacıya ait olduğunu, ancak davacı aleyhindeki takipler nedeniyle müvekkili üzerine tescil edildiğini, davacının dava dışı ... ile anlaşarak davaya konu 7 numaralı bağımsız bölüm teminat gösterilmek suretiyle ... adına Ziraat Bankasından 250.000,00 TL kredi kullanıldığını, davaya konu 7 numaralı bağımsız bölüm üzerine de davacının isteği doğrultusunda kredinin teminatı olmak üzere ipotek konulduğunu, önceleri kredi faizlerinin ödenmesine rağmen daha sonra ne ... tarafından ne de davacı tarafından kredi taksitlerinin ödenmediğini, kredi veren banka tarafından kullanılan kredinin kat edilmesi için müvekkiline ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin davacıya kredi borcunu ödemesi ve 7 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini üzerine almasını defalarca istediğini ancak davacının kredi borcunu ödemediğini ve 7 numaralı bağımsız bölümün tapusunu da üzerine almadığını, bunun üzerine 7 numaralı bağımsız bölümü 278.000,00 TL bedelle satarak kredi borcunu kapattığını, satış bedelinin tamamının kredi borcunun kapatılmasında kulanıldığını, bu nedenle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2019 tarihli ve 2017/85 E., 2019/262 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki inanç sözleşmesi gereğince aslında davacıya ait olan bağımsız bölümün davalı adına tapuda kayıt ve tescil edildiği, davacının onayı ile kullanılan krediye yine davacının onayı ile kredinin teminatını teşkil etmek üzere ipotek konulduğu, davalı tarafından bağımsız bölümün tescilinin üzerine alınmasına ilişkin yapılan çağrıya rağmen davacının taşınmazın devrini almadığı, bunun üzerine davalının davaya konu bağımsız bölümü 278.000,00 TL bedelle satarak kredi borcunu ödediği, satış bedelinden davacının talep edebileceği bir bedelin kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2019/1720 E., 2020/400 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece yapılacak işin öncelikle davaya konu bağımsız bölümün 03.10.2016 tarihindeki rayiç değerinin tespiti konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak, davaya bağımsız bölüm üzerine konulan ipoteğe istinaden kullanılan krediye ilişkin olarak kredi sözleşmesi, geri ödeme planı, faiz çizelgesi, ödeme belgeleri, kat ihtarnamesi, tebliğ belgeleri, ipotek senetleri, kredinin ödenerek kapatılmasına ilişkin belgeler celp edilerek, bankacı bilirkişiden rapor alınarak kredi borcunun ne kadar olduğu, davalı tarafından kredi borcunun kapatılarak ipoteğin fekki için ne kadar ödeme yapıldığı tespit edilmek suretiyle, satış bedelinden kredi borcu mahsup edilmek suretiyle, var ise bakiye bedelin hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; aslında davacıya ait olan ancak taraflar arasındaki inançlı işlem ile davalı adına tapuya kayıt edilen davaya konu taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti için bilirkişiden alınan raporda rayiç değerinin 350.170,00 TL olarak tespit edilmiş olduğu, bu bedelden davalı tarafından davaya konu taşınmazın ipotek gösterildiği ve davalının kefili olduğu kredi nedeniyle yapmış olduğu 278.000,00 TL ödemenin mahsubu ile davacının bakiye 72.170,00 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 72.170,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davaya konu taşınmaz üzerine ipotek konularak çekilen kredinin sadece 121.000,00 TL'sinin davacıya gönderildiğini, bu nedenle sadece bu miktarın taşınmazın rayiç bedelinden mahsubuna karar verilmesi gerektiğini, dava dışı ...'a yapılan kredi ödemelerinden dolayı davacının bir sorumluluğunun bulunmadığını, esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm elverişli bulunmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacı tarafından davaya konu taşınmaz ipotek gösterilmek suretiyle kredi çekildiğinin davacı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına verilen ifade ile sabit olduğunu, davalının aynı zamanda krediye kefil olduğunu, kredi bedelinin çekilerek davacının bilgisi dahilinde bir kısmının dava dışı kişilere ödendiğini, bir kısmının ise kendisinin hesabına aktarıldığını, kredi taksitleri ödenmeyince kefil olan davalıya banka tarafından ihtarname gönderildiğini, davaya konu taşınmazın banka tarafından icra yoluyla yarı fiyata satılacağını düşünmesi nedeniyle davacı tarafından taşınmazın 278.000,00 TL rayiç bedel üzerinden satıldığını, bu bedelin de 228.000,00 TL ve 50.000,00 TL bedelli havaleler ile ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu kalmadığını, davaya konu taşınmazın rayiç bedelinin tespitinin yüksek olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; aslında davacıya ait olan ancak taraflar arasındaki inançlı işlem ile davalı adına tapuya kayıt edilen davaya konu taşınmazın satış tarihi olan 03.10.2016 tarihindeki rayiç değeri tespit edilerek, bu değerden davacının bilgisi ve rızası dahilinde dava dışı ... Otomotiv firması ile birlikte kullandığı ve davalı tarafından ödenmek suretiyle kapatılan kredi borcunun mahsup edilmesi suretiyle bakiye bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, yine Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle davanın kabul edilen kısmı üzerinden alınması gereken nispi karar ve ilam harcı 4.929,93 TL olup İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının ikinci bendinde alınması gerekli harçta maddi hata yapılarak binler hanesinde 4 rakamı yerine 9 rakamı yazılmak suretiyle 9.929,93 TL olarak yazılmış ise de peşin olarak alınan 4.747,55 TL harcın mahsubu ile bakiye harcın doğru olarak hesaplanması suretiyle 182,38 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, maddi hatanın sonuca etkili olmaması ve İlk Derece Mahkemesince her zaman düzeltilebilmesi nedeniyle eleştirilmekle yetinildiği gerekçesiyle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mülkiyeti aslında davacıya ait olan ancak taraflar arasındaki inançlı işlem ile davalı adına tapuya kayıt edilen bağımsız bölümün, davalı tarafından satılması nedeniyle rayiç bedelinin davalıdan tahsili istemine istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ıncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
2. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. 6100 sayılı Kanun'un 278-279 maddelerine göre bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
3. Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, özellikle 24.11.2020 havale tarihli bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olmasına, satış bedelinin kredi borcuna mahsuben düşülmesine, rayiç bedelden bakiye bedelin davacı tarafa iadesine karar verilmesine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.