"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/829 E., 2023/948 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/575 E., 2022/95 K.
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 13.07.2017 tarihinde sol elini çarpmak suretiyle yaralandığını ve 14.07.2017 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil bölümüne başvurduğunu, yapılan tetkikler sonucunda sol elinde kırık tespit edildiğini, daha sonra Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ortopedi polikliniğine randevu aldığını, 19.07.2017 tarihinde sol elin tekrar atellenmesi gerektiği bilgisi verilerek sol elinin yarım alçıya alındığını, sonrasında 28.07.2017 tarihinde davalı hastaneye başvurduğunu ve diğer davalı olan doktora muayene olduğunu, davalı doktor tarafından el röntgeni çekilmesine karar verildiğini ancak el röntgeninin halihazırda bulunan alçı çıkarılmadan çekildiğini, çekilen röntgen neticesinde sadece serçe parmakta kırık olduğu ve serçe parmağın yamuk kaynadığı bilgisi verilerek müvekkilinin sol el serçe parmağına yönelik tedavi uygulandığını, 04.08.2017 tarihinde alçının çıkartılması ve muayene için çağırılan müvekkilinin bu tarihte elindeki alçı çıkarıldıktan sonra davalı doktorun bir röntgen filmi daha çektirdiğini, çekilen röntgen neticesinde doktorun, sol el yüzük parmağında ciddi bir kırık ve çıkık olduğunu beyan ettiğini, röntgenden tespit edilmemesi nedeniyle tedavi uygulanmayan parmakta şekil bozukluğu meydana geldiğini, bunun geç bir tarihte fark edildiğini, parmaktaki kırığın kaynamış olduğunu ancak çıkığın iyileşmemesinin ciddi bir durum olduğunu, ameliyat edilmesi gerektiği ve hatta ameliyat için dahi geç kalındığının beyan edildiğini, müvekkilinin el cerrahisi uzmanı bir hekime muayene olması gerektiğinin bildirildiğini, eksik ve hatalı işlem sonucu müvekkilinin elinde ciddi bir şekil bozukluğu ve hareket kaybı meydana geldiğini, tedavisine başka bir doktorun kliniğinde devam edildiğini beyan ederek, eksik ve hatalı tedavi nedeniyle 40.000,00-TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Antalya Deva Sağlık Hizmetleri A.Ş vekili; davacının ilk etapta müvekkili hastaneye ya da davalı doktora başvurmadığını, önce Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurduğunu ve ilk müdahale ve tanının bu hastanede yapıldığını, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tespit edilen kırığın alçıya alınması nedeniyle stabilizasyonun korunması için alçı çıkarılmadan kontrol grafisi çekildiğini, 28.07.2017 tarihinde müvekkili hastaneye ilk gelişinde 4. parmağındaki ağrıdan hekime bahsetmediğini, muayene formunda duvara vurdum beyanında bulunduğunu, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çekilmiş ve raporlanmış olan sol iki yönlü el grafisi raporunda da belirtildiği üzere davacının şikayete konu olan 4. parmakta bir patolojiye rastlanmadığını, davacının sol el 4. parmağındaki mevcut durum ile müvekkili hastanede yapılan işlemler arasında illiyet bağı kurulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili; hastanın alçısı çıkarılmadan bir röntgen filmi çekildiğini mevcut durum tespit edilmeden alçının çıkarılmasının başka bir doktor tarafından başlatılmış olan tedavi sürecine zarar verebileceğini, davacıya çekilen filmde 5. metakarp kırığı tespit edildiğini, müvekkili tarafından kırığın deplase olduğunun hastaya söylendiğini, ancak üzerinden 14 gün geçmiş olması ve kırığın bu haliyle deplase olarak kaynasa bile bir forksiyon kaybı olmayacağı anlatılarak tedaviye devam edilmesinin uygun olacağının anlatıldığını, bir hafta sonra kontrole gelmesini söylediğini, hastanın mevcut tedavinin devamını kabul ettiğini, bu hususun kayıtlara pozisyonun tolere edilebileceği şeklinde yazıldığını, dava dilekçesinden de davacının bu kırıkla ilgili bir sorunu ve şikayeti olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin teşhis ve tedavi yaklaşımının tıbbi yönden uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıların tespiti zamanında yapmadıklarını ve tıbbi uygulama hatası bulunduğunu iddia ettiği, mahkemece önce ATK'dan, sonrasında itirazlar doğrultusunda 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındığı, davalılarca uygulanan tedavi bakımından kusur tespit edilmediği, bu durumda davacının maddi ve manevi tazminat talebinin makul olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; ATK tarafından düzenlenen 01.06.2021 tarihli eksik ve hatalı rapora yapılan itirazlar sonucu mahkemece 3 kişilik ortopedi uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten rapor alındığını, ancak söz konusu raporun da hüküm kurmaya elverişsiz bir rapor olduğunu, davalı doktorun bir önceki doktorun özensiz ve ilgisiz ve yanlış tedavisine devam ettiğini, sabitlenmiş, yani alçıya alınmış bir kırıkta, kırığın ilk olduğu andaki kadar bir ağrının devam etmesinin beklenemeyeceğini, ilgili kırık tedavisinin hiçbir beyana muhtaç olmaksızın fiziki muayene ile tespit edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda “kişiye ait tıbbi evrakta ve davacı ifadesinde sol el 4. Parmağa yönelik şikâyet tariflenmediği”nin belirtildiğini, oysa ki resmi evraklar ve beyanlarda “sol el hassasiyet” olarak belirtildiğini, kaldı ki, grafiye ilişkin superpoze olduğu düşünülen kısma ilgili doktor tarafından yeniden grafi istenip durumun değerlendirilmesi gerektiğini, cerrahi müdahale ile çıkık yerine oturtulmadan, doğru şekilde atellenmeden yapılan yanlış ve eksik tedavi sonucunda iyileşme görülmemesi ve parmakta kusur kalmasının yanlış teşhis, tedavi ve özen eksikliğinden kaynaklandığını, kaldı ki eksik teşhis ve dolayısıyla eksik ve yanlış tedavi neticesinde müvekkilinin sol el 4. parmağında oluşan kalıcı hasar nedeniyle %2 engel raporu aldığını, 03.12.2021 tarihli bilirkişi kurul raporunun her türlü bilimsellikten uzak olup hiçbir hususu aydınlatmadığını, mahkeme ara kararı uyarınca tanzim edilecek raporda açıklığa kavuşturulması istenen hususların oldukça açık bir şekilde belirtildiğini, ne var ki, hükme esas teşkil eden 03.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda, itirazların açıklığa kavuşturulmadığını, kararın
usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahkemece de alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan raporlar esas alınarak, davalı hastanenin ve hastanenin istihdam ettiği sağlık çalışanlarının tedavi sırasında özen yükümlülüğüne aykırı davranmadığı, müdahalenin tıp kurallarına uygun bulunduğu, davalı tarafın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına ve mahkeme kararında belirtilen gerekçelere göre, uyuşmazlığın vekilin özen borcuna aykırı davranması hukuksal nedenine dayalı maddi manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Mahkemece hükme esas alınan raporların taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, mahkemenin ara kararı üzerine 3 kişilik ortopedi uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 03.12.2021 tarihli raporda; yanlış grafi ve hatalı atel uygulaması olmadığının, davalı doktora verilen anemnezde 4. parmağa yönelik bir bilgi bulunmadığından ve çekilen filmede de süperpozisyon olduğundan bu takipte hastanın 4. parmağındaki soruna tanı konulamadığının, tanısı konulmamış 4. pip eklem bölgesindeki kırıklı-çıkık pozisyonları bakımından cerrahi gerekebileceği, davalı doktorun kırığın 3. haftasında da diğer kırığı tespit ettiği an hastayı el cerrahisine yönlendirdiğinin, alçıya alma işlem tarihi ile davalıya başvuru tarihi arasındaki süre ve parmaktaki kırıkların mahiyeti dikkate alınarak davalı doktorun tedavisinin makul olduğunun belirtildiği ve ara kararda belirtilen tüm hususların açıklığa kavuşturulduğu anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.