"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/495 E., 2014/1042 K.
DAVA TARİHİ : 26.08.2013
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; elektrik abonesi olduğu davalı şirket tarafından aleyhine toplam 18 adet faturayı ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle davalı şirkete 21.04.2011 tarihinde müracaat ederek söz konusu yasadan yararlanma talebinde bulunduğunu, yasa ve şirket uygulamaları gereği icra dosyasındaki vekalet ücreti alacağı ile icra masraflarının kendisinden tahsil edildiğini, 21.04.2011 tarihinde bu belge ile davalı şirketin ... İşletme Şefliğine müracaat ettiğini ve yasanın kapsadığı tarihe kadar olan borçlarının tamamını yani icra dosyası kapsamındaki borçları ile 15.03.2007 son ödeme tarihli fatura borcunu ödediğini, böylece davalı şirkete 21.04.2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş herhangi bir borcunun kalmadığını, söz konusu ödemeler yapıldıktan sonra 2011 yılı içerisinde savcılıkça yapılan ihbarda, ... İşletme Şefliğinde çalışan dava dışı Yusuf Kenan ve İbrahim Halil isimli personellerin tahsil ettikleri faturaları sisteme yüklemedikleri, sisteme yüklenen faturaları ise sildikleri, tahsil ettikleri paraları ise zimmetlerine geçirdiklerinin belirtildiğini, bunun üzerine savcılıkça şüpheliler hakkında cezai ve idari soruşturma başlatıldığını, daha önce ödemiş olduğu ancak sistemden silinen 19 adet faturanın tekrar sisteme yüklendiğini, söz konusu faturaları gecikme cezası ile birlikte toplam 9.504,23 TL'nin ödenmesinin gerektiğinin tarafına bildirildiğini ileri sürerek; aleyhine 2012/06 dönem olarak tahakkuk ettirilen 19 adet faturadan kaynaklı borç nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nde fatura tutarının ödenmemesi ve faturanın belli bir oranı geçmesi halinde ilk fatura da belli oranın altında ise, 3 üncü faturada abonenin elektrik enerjisinin kesilerek mühürlendiğini, bu uygulamanın tüm abonelere uygulandığını, faturalarının ödenmediğinin tespiti üzerine gerekli işlemlerin yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; belge ve kayıtlar ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu aboneliğin davacı adına kayıtlı olduğu, dava konusu olan dönemler için dönem faizi ile birlikte faturaların davacı tarafından son ödeme tarihi öncesinde ödendiği, ayrıca davalı şirket bünyesinde görevli iki personelin yaptıkları birtakım usulsüz ve yolsuzluklar sonucu oluşan zararın aboneye yüklenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının dava konusu adresteki elektrik aboneliği nedeniyle davalıya 9.504,23 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının borcunu ödediğini ancak sisteme yüklenmediğinden bahsettiğini, halbuki bilirkişi raporunda davacının ödeme makbuzları ve borç dönemlerinin tek tek karşılaştırılmadığını, hangi dönemin ödendiği ispat edilmeden düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağını, Mahkemece eksik araştırma yapıldığını, ara kararlarda 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasının bu dosya içine alınmasından gerekçesiz vazgeçildiğini, 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasının bu dosya ile aynı nitelikte olmadığından dayanak teşkil edemeyeceğini, bilirkişi raporunun objektif unsurlara göre hazırlanmadığını, bilirkişinin iptali istenen faturalar tek tek değerlendirerek kaçak kullanım olup olmadığını tespit etmesi gerektiğini, ilgili kurumlardan gelen yazıların dikkate alınmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen elektrik faturaları nedeniyle davacının borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Diğer bir anlatımla, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer.
2. Ceza mahkemesi kararlarının, hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesinde; hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı bulunmadığı, aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da, hukuk hakimini bağlamadığı düzenlenmesi bulunmaktadır. Bu açık hüküm karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, illiyet gibi esaslarının hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
3. Değerlendirme
Dosya kapsamında yer alan deliller incelendiğinde, davacının 6111 sayılı Kanun'dan yararlanma amacıyla 19.04.2011 tarihli davalı şirkete ait matbu dilekçeyi doldurduğu, hukuk servisinin 19.04.2011 tarihli ... İşletme Şefliğine hitaben yazısında ise, davacının 6111 sayılı Kanun'dan yararlanma amaçlı başvuru yaptığı ve bu Kanun kapsamında davacıdan vekalet ücreti ve icra masraflarının tahsil edildiğinin belirtildiği, yine davacı adına kesilen 19.04.2011 tarihli tahsilat makbuzunun da dosya kapsamında yer aldığı, davacının dilekçesinde belirttiği ... İşletme Şefliği çalışanları hakkında açılan ceza davası sonucunda haklarında zimmet suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, ceza mahkemesi kararı incelendiğinde davacının da mağdurlar arasında yer aldığı, yine dava konusu edilen abonelik ve borçların kararda irdelendiği, ceza mahkemesince verilen kararın Yargıtay denetiminde usuli nedenlerle bozulup sanıkların zimmet suçunu işlediklerinin sabit görüldüğü, yukarıda ifade edilen yasa hükümleriyle de sabit olduğu üzere ceza mahkemesince saptanan maddi olgunun hukuk mahkemesini bağlayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.