"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/44 E., 2021/517 K.
DAVALILAR : 1-..., 2-...
DAVA TARİHİ : 30.09.2014
Taraflar arasındaki vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının ... İli ... İlçesi 2277 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın sahibi olup, ...'da ikamet ettiğini, taşınmazın vergi işlemleri için davalılardan yeğeni olan ...'ya ... 5. Noterliğinin 03.08.2001 tarih ve 23705 yevmiye nolu vekaletnamesini verdiğini, 26.06.2013 tarihinde taşınmazının davalı ... tarafından diğer davalı, aynı zamanda davacının kız kardeşi olan ...'ya vekaletname ile devredildiğini ve bu işlemin tapuda satış olarak gözüktüğünü, ... tarafından alınan vekaletin satış yetkisi içermesi nedeni ile davalıların birlikte hareket ederek muvazaalı olarak tapuda satış gösterip taşınmaz devrini yaptıklarını, müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadıklarını, kötü niyetli olarak davacıya ait taşınmaz, hile ile alınan vekalet ve vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle devredildiğini, yargılama aşamasında toplanacak deliller ve yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenecek taşınmaz değerine ilişkin dava ve talep hakları ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talep kabul görmez ise taşınmazın rayiç değerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.09.2021 tarihli ıslah dilekçesinde tazminat talepleri yönünden 104.705,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz miktarı 66.304,44 TL olarak hesaplanmış olup, bu miktar üzerinden harçlandırılmıştır) tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davacının hileyi öğrendiği tarihi 26.06.2013 olarak ikrar ettiğini, davanın ise 30.09.2014 tarihinde açıldığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu, vekaletnamenin düzenlendiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 13 yılı aşkın süre geçtiğinden öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca davacının taşınmazın sadece 1/2 hissesine sahip olduğunu, ilk iktisap tarihi itibarı ile 1. Kat tam 2. kat kaba inşaat şeklinde satın alındığını, 2. katın inşası ve tüm masrafların dava dışı diğer ortak ... ... ile davalı ... tarafından gerçekleştirildiğini, taşınmazın satış bedelinin davacı ile ... arasında 20.000 USD olarak belirlendiğini ve davacıya elden teslim edildiğini, ...'nın söz konusu satış bedelini ... ...'ta yer alan hesabından çekerek davacı ...'a teslim ettiğini, davacının da aynı gün aynı bankada hesap açtığını ve parayı kendi hesabına yatırdığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.04.2016 tarihli ve 2014/439 E., 2016/210 K. sayılı kararıyla; ''Davacı tanıklarının anlatımı davacı tarafın beyanı üzerine kurulu olduğundan tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, davacı vekili yemin delilini kullanmayacağını beyan ettiğinden taşınmazın vekaletnamenin kötüye kullanılarak satıldığı hususunun subuta ermediği ve davalı tanıklarının da davacının payının satılması için vekaletname verdiğini ve davacının pay bedelinin davacıya ödendiğini beyan ettikleri' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2016/14835 E., 2020/1149 K. sayılı kararıyla; davacının temyiz itirazının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3.Onama ilamına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4.Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 28.10.2020 tarihli ve 2020/1919 E., 2020/5538 K. sayılı kararı ile "...tapu iptali ve tescil davaları son kayıt malikine karşı yöneltilmesi gerekmekte olup, eldeki davada kayıt maliki aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil davası bulunmadığından, tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı, davacının tapu iptali ve tescil isteğine yönelik karar düzeltme isteği yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat istekli davalarda vekilin satış bedelini vekil edene ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğu, somut olaya gelince, davalılar tarafından taşınmaz bedelinin davacıya ödendiğinin usulüne uygun olarak kanıtlanamamış olmasına rağmen mahkemece anılan ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, bu durumda, tazminat isteği yönünden davanın tüm davalılar bakımından kabulü ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli üzerinden davacının payı oranında bedele karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu'' gerekçesiyle davacının tazminat talebi bakımından yerinde görülen karar düzeltme isteğinin kabulüne, tapu iptal-tescil talebine ilişkin karar düzeltme nedenleri yerinde görülmediğinden reddine, Dairenin 20.02.2020 tarihli ve 2016/14835 E., 2020/1149 K. sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 05.04.2016 tarihli ve 2014/439 E., 2016/210 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''bozma kararına uyulmak suretiyle, bilirkişi incelemesi gerçekleştirildiği, davacının tapu iptali ve tescil talebi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiş olduğundan, tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararın kesinleşmiş bulunduğu, davacı tarafça, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat talebi ile açılan davada, taşınmazı vekalet ile satan vekilin satış bedelini vekil edene ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğu, davalıların taşınmaz bedelinin davacıya ödendiğini usulüne uygun olarak yazılı belge ile kanıtlayamamış olduğu, yemin delilinin hatırlatıldığı, davalıların yemin delilini de kullanmadığı, davalıların davacının pay bedelini ödemediklerinin kabul edildiği, itibar edilen bilirkişi raporuna göre davacının satılan payının değeri 104.705,00 TL olarak tespit edildiğinden, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli üzerinden davacının tazminat talebinin kabulüne karar verildiği, davacının ıslah yolu ile talep ettiği işlemiş faiz talebi ile ilgili olarak fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verildiği'' gerekçesiyle; tazminat talebi ile ilgili olarak davanın kabulüne, 104.705,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar vekiline sarf ettiği emek ve mesai karşılığı reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 9.419,58 TL davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 06.04.2023 tarihli ve 2022/3418 E.- 2023/1007 K. sayılı kararıyla, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 7 nci bendinde yer alan '' davalılar vekiline sarf ettiği emek ve mesai karşılığı reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 9.419,58 TL davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,'' ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yine hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan ''104.705,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle'' ibaresinin çıkartılarak, yerine '' 104.705,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalılar vekili, temyiz dilekçesindeki hususları tekrar ederek Dairenin, düzelterek onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekaletin kötüye kullanılmasından ve vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.)
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyularak verilen mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekir.
VIII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.