Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4347 E. 2024/3439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bağlı kredi ile finanse edilen bir taşınmazın teslim edilmemesi sebebiyle açılan menfi tespit ve bedel iadesi davasında, iade edilecek tutara avans faizinin hangi tarihten itibaren işletileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tüketici mahkemesince hükmedilen bedelin tamamı üzerinden dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi hatalı olup, her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrası düzeltilerek onanmış ve istinaf mahkemesi kararı ortadan kaldırılmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3251 E., 2023/1529 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/395 E., 2021/457 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı inşaat şirketi ile arasında arasında resmi yazılı şekilde yapmış oldukları satış sözleşmesi gereğince davalı Bankanın vermiş olduğu bağlı kredi ile yaptığı ödemeye istinaden taşınmazın teslim ve tescil edilmemesinden kaynaklı sözleşmenin iptalini, taşınmazın kararlaştırılan bedeli kadar davacının davalılara borçlu olmadığının tespitini, bugüne kadar davalıya bankaya ödenen bedel ile sözleşme gereğince ödenen peşinat ve senet bedeli olmak üzere topam 220.915,00 TL'nin davalılardan avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Gayrimenkul A.Ş. vekili; taraflar arasında resmi şekilde 12.04.2017 tarihinde düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi akdedildiğini, müvekkil şirkete yapılan ödemelerin araştırılması gerektiğini, davacının kredi borçlarının bitmediğini, sözleşmeye konu ödemelerini eksiksiz olarak yerine getirmediğini, müvekkil şirketin elinde olmayan mücbir sebeplerden dolayı oluşan aksaklıklardan sorumlu tutulmasının kötü niyetlilik olduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacının kendisine tanınan seçimlik haklarını bugüne kadar kullanmadığını, iş bu davayı ikame etmeden önce davalı inşaat firmasına ve bankaya bir başvuruda bulunmadığını, davacının diğer davalı ile akdetmiş olduğu sözleşmede belirtilen teslim süresinin henüz dolmadığını, davacının müvekkili bankaya yapmış olduğu ödemelerin yasal faizi ile iadesine ilişkin talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarı ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı Bankadan kullandığı kredi için ödediği 165.320,00 TL’lik taksitlerin

(avans faiz oranındaki) değişimlere göre hesaplanan faiz toplamları ile dava tarihi

itibariyle davacının davalılara yaptığı 240.320,00 TL’lik ödemenin dava tarihi

03.07.2019 itibariyle güncel değerinin 289.706,00 TL olduğu, bu tutardan davalı şirket ve Bankanın müştereken sorumlu oldukları, dava konusu dairenin içinde bulunacağı projenin

tamamlanmamış olduğu, dava konusu dairenin içinde yer alacağı projede bazı blokların kaba inşaatlarının yapıldığı, ancak bloklarda ince işlerin yapılmadığı, projede bir

inşai faaliyetin bulunmadığı, inşaatın yarım vaziyette uzun bir süredir beklediği,

taşınmazın bulunduğu parselde kat irtifakı kurulmamış olup parselin halen arsa vasfında

olduğu, tüm bu sebeplerle dava konusu dairenin davanın tarafları arasında

imzalanan satış sözleşmesi esaslarına uygun olarak tamamlanıp davacıya teslimi ve tapusunun

davacı adına tescili imkanının bulunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının kabulü ile 12.04.2017 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, davacının 533.660,00 TL taşınmaz satış bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine, istemle bağlı kalınarak 220.915,00TL'nin dava tarihi olan 03.07.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davacı tarafından dava ikame edilmeden önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, husumet itirazlarının yerel Mahkemece dikkate alınmadığını, davacının diğer davalı inşaat firması ile akdetmiş olduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen teslim tarihinin geçmiş olduğuna ilişkin iddiasının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan teslim süresinin henüz dolmadığını, davacının teslim süresi dolmamış olan sözleşmeden kendi iradesi ile dönmesi neticesinde iade alabileceği tutarın yapmış olduğu ödemelerin tamamı olmadığını, gerek yasal mevzuat gerek davacı ile diğer davalı inşaat firması arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümleri uyarınca satıcının kusuru olmaksızın sözleşmeden dönme hakkını kullanan alıcı-davacının cezai şart ödeme yükümlülüğünün mevcut olduğunu, davanın açılmasına müvekkil bankanın sebebiyet vermemiş olduğunu, bu durumun yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, hükmedilen karşı vekelat ücreti ve kullandırılan krediye avans faizi işletilmesi ve Bankanın sorumlu olduğu toplam miktar yönünden itiraz ederek, açıkladıkları sebepler doğrultusunda kararın bu yönlerden de kaldırılmasını, Mahkeme kararında müvekkil Banka aleyhine hükmedilen alacak kalemleri dolayısıyla tehir-i icra talepleri olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarı ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 10. Noterliğinin 12.04.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşme ile alıcı ve satıcının ... Projesinden C 3 blok, 258 nolu dairenin davacı (alıcıya) 533.660,00 TL bedel ile satışında anlaşıldığı, imzalanan sözleşmenin dairenin teslim tarihinin sözleşme tarihinden itibaren (24) ay sonrası 12.04.2019 tarihi olduğu, dava tarihi itibarıyla sözleşmeye konu taşınmazın davacıya teslim olunmadığının anlaşıldığı, bu itibarla davalı şirketin üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği ve temerrüde düştüğü, davacının konutu satın almak için davalı bankadan kredi kullandığı, kredinin satıcının da anlaşmalı olduğu finans kurumu tarafından sağlandığı, bu bağlamda konut finansmanı kredisinin belirli bir konutun satın alınması amacıyla kullandırıldığı, Tüketici Kanunu'nda bağlı kredilere ilişkin düzenlemede bağlı kredi sözleşmenin konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu, bağlı kredilerde konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin aynı Kanunun 11. maddesindeki seçimlik haklarından birini kullanmak istemesi halinde satıcı ve konut finansmanı kuruluşunun müteselsilen sorumlu olduğu açık olmakla, tarafların iddia ve savunmaları ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve bilimsel veriler ile dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, davanın mahiyetine, ispat hukuku hükümleri çerçevesinde delillerin takdirinde ve hukuki mevzuatın olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, bu doğrultuda ortaya konulan gerekçenin isabetli olduğu değerlendirilerek; davalı Banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Banka vekili, temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında resmi yazılı şekilde yapılmış olan satış sözleşmesi gereğince davalı Bankanın vermiş olduğu bağlı kredi ile yaptığı ödemeye istinaden taşınmazın davacıya teslim ve tescil edilmemesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve taşınmaz bedeli olarak belirlenen bedel üzerinden

davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile banka ile yapılan kredi sözleşmesi kapsamında davalı Bankaya ayrıca kredi sözleşmesi gereğince borçlu olmadığının tespiti, bugüne kadar davalıya Bankaya ödenen ve sözleşme gereğince ödenen bedellerin davalılardan avans faiz ile tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 11 ve 35 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

2. Eldeki davada davacı vekili, davalı inşaat şirketi ile arasında resmi yazılı şekilde yapmış oldukları satış sözleşmesi gereğince davalı Bankanın vermiş olduğu bağlı kredi ile yaptığı ödemeye istinaden taşınmazın teslim ve tescil edilmemesinden kaynaklı sözleşmenin iptalini, taşınmazın kararlaştırılan bedeli kadar davacının davalılara borçlu olmadığının tespitini, bugüne kadar davalı bankaya ödenen bedel ile sözleşme gereğince ödenen peşinat ve senet bedeli olmak üzere topam 220.915 TL'nin ödeme tarihleri dikkate alınarak davalılardan avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.

3. Yapılan yargılama neticesinde Mahkemece davacının davasının kabulü ile 12.04.2017 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, davacının 533.660,00TL taşınmaz satış bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine, ödenen bedellerin iadesine yönelik olarak ise; 29.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere şirkete ve kredi için ödenen 240.320,20 TL ana para, 49.386,00 TL avans faizi olmak üzere toplam 289.706,00 TL üzerinden taleple bağlı kalınarak 220.915,00TL'nin dava tarihi olan 03.07.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde, davacının talebi aşılmak suretiyle karar verildiği görülmüştür.

4. O hâlde; şirkete ve kredi için ödenen ana paranın toplam 240.320,20 TL olduğunun kabulü ile taleple bağlı kalınarak 220.915,00 TL'nin her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece verilen kararın gerekçesinde açıklandığı üzere ödenmesi gereken asıl alacağa avans faizi işletilmek suretiyle ana paraya 49.386,00 TL eklenerek tamamı üzerinden dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ve gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3 üncü bendinden "dava tarihi olan 03/07/2019 tarihinden" hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ''her bir ödemenin yapıldığı tarihten'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün ve yukarıda açıklandığı üzere gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

31.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.