Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4365 E. 2024/2870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz bir sözleşme kapsamında ödenen taşınmaz satış bedellerinin iadesi ve buna ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu, davalı tarafından devri taahhüt edilen taşınmazlardan 161 nolu parselin davalı adına kayıtlı kaldığı, 188 nolu parselin ise davalı tarafından satıldığı ancak bedelinin davacıya ödenmediği ve davalı tarafından ayrıca 50.000 TL elden ödeme taahhüdünün bulunduğu gözetilerek davacının bu miktarlar kadar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacaklı olduğu kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının bu kısımla sınırlı olarak onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1382 E., 2023/777 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/199 E., 2022/148 K.

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararının taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalının başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp, yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 16.02.2015 tarihli tediye sözleşmesi uyarınca Silivri İlçesinde bulunan 841, 849, 161, 188, 325 ve 405 parseldeki taşınmazlar için satım masrafı ile söz konusu taşınmazların ihale bedeli olan toplam 995.902,48 TL'nin satıcı davalıya peşinen tanıklar huzurunda ödediğini, sözleşme kapsamında müvekkilinde kalması gereken taşınmazların 3. kişiye satılması veya müvekkiline verilen vekaletin 3. kişilere de verilmiş olması nedeniyle taşınmazların müvekkiline devrinin yapılamadığını, bu nedenle başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, müvekkili lehine üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; sözleşmedeki tarihin sonradan konulduğunu, satışın 2016 yılında yapılmasına rağmen bir yıl önceki sözleşmede satış masraflarının kuruşu kuruşuna aynı olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin babasından kalma taşınmazların ortaklığın giderilmesi davasına konu edildiğini, verilen karar ile de taşınmazların ihale ile satılmasının söz konusu olduğunu, sözleşmeye konu 6 parselin ihalesinin müvekkili üzerinde kaldığını ancak o tarihte satış bedellerini ödeyecek durumda olmadığını, davacının ortağı olan ...'ın müvekkiline nakit konusunda yardımcı olacağını belirterek kendisine 995.902,00 TL verdiğini, söz konusu parayı icra veznesine yatırdıktan sonra müvekkilinin 841, 161, 188 ve 325 sayılı parsellerin satışı için 01.02.2016 tarihli vekaletnameyi davacı ve ortağı ... adına verdiğini, vekaletnameye konu edilen 4 parselin değerinin 640.000,00 TL, 96.292,00 TL masraf olmak üzere toplam 736.292,00 TL olduğunu, ayrıca müvekkilinin 256.841,00 TL'yi de davacıya elden verdiğini, bu şekilde toplamda 993.133,00 TL ödeme yapmak suretiyle borcun kapatıldığını, davacı ile ...'a verilen vekalet ile 3 parselin satıldığını, 188 nolu parselin tarafların isteği üzerine ...'a satıldığını ve bedelini ...'ın aldığını, 325 nolu parselin ...'ye satıldığını, bedelinin ... tarafından davacının oğlu Ufuk adına EFT edildiğini, 841 parselin ise ...'a satıldığını, bedelinin davacının dostu ... tarafından davacının oğluna elden verildiğini, satışların davacının bilgisi dahilininde ... tarafından vekaletname ile yapıldığını, 161 nolu parselin tarım yasasından dolayı satılamadığını, davacıya bu araziyi alması şeklinde beyanda bulunduğunu ancak almadığını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçerli olmadığı, bu haliyle sebepsiz zenginleşme nedeniyle ödenen miktarın iadesinin gerektiği, ancak davadan önce davalının vermiş olduğu vekaletname uyarınca tapuda işlem yapıldığı ve devri kararlaştırılan 161 parsel dışındaki taşınmazların devirlerinin yapıldığı, devredilen taşınmazların değerleri kıyaslandığında davacının fazlasıyla alacağını aldığı, davacının ancak sebepsiz zenginleşme nedeni ile 161 parselin sözleşmede belirtilen bedeli ve tellaliye ücretini davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, takip dosyasında davalı borçlunun 368.220,08 TL asıl alacak üzerinden itirazının iptaline, asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; Mahkemenin dava konusu taşınmazlardan satımı yapılmayan 161 parsel sayılı taşınmaz yönünden davayı kabul ederek, yapılan satış akdinin resmi yapılmaması nedeniyle müvekkiline iadesine, diğer taşınmazların ise satışının vekalet yolu ile gerçekleştiği için reddine dair hüküm kurduğunu, Mahkemenin kabul yönünden gerekçesinin yerinde olduğu, ancak takip tarihine kadar bu miktar yönünden faiz hesaplaması yapılmadığını, Mahkemece kabul edilen kısım yönündeki gerekçesinin, gelen tapu kayıtlarındaki resmi verilere göre çelişkili olduğu, buna göre; 849 sayılı taşınmazın da davalı adına olduğunu, bu taşınmaz yönünden ödenen 118.000,00 TL taşınmaz bedeli ve 17.782,42 TL KDV ve diğer giderler için yapılan ödemenin de müvekkiline iadesi gerektiğini, davalı ile yapılan sözleşmede 849 numaralı parsel hariç kalmak üzere sözleşmede yazılı diğer taşınmazlara ilişkin vekaletnamenin davacıya verileceğinin kararlaştırıldığını, davalının yazılı olmasına rağmen vekalette davada tanık olarak dinlenen ...'ya da tek başına yetki verdiğini, halbuki vekaletin davacıya verilmesi gerektiğini, davalının sözleşmeye uygun davranmadığını, gelen tapu kayıtlarına göre 188 parsel sayılı taşınmazı davalının bizzat 3. kişiye sattığını, bu durumda bu taşınmaz için ödenen miktarın da müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, 325 ve 841 parsel sayılı taşınmazların ... tarafından 3. kişiye satıldığını, sözleşmede vekil olacak olan kişinin belli olduğunu, bu nedenle ödenen miktarların müvekkiline iadesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili; itirazın iptaline ilişkin davanın süresinde açılmadığını, davacının ibranameye dayalı olarak talepte bulunduğunu, alacaklı olduğuna ilişkin delil sunamadığını, reddedilen kısım yönünden müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının 01.02.2016 tarihinde davacı ve dava dışı ...'ya taşınmaz satış yetkisi içeren vekaletname verdiği, davaya konu taşınmazlardan 188 ve 841 no.lu parsellerin bu vekaletname ile dava dışı ... tarafından 3. kişilere satıldığı, 188 parselin ise bizzat davalı tarafından 3. kişiye satıldığı, davacı ihale bedelinin davalı tarafından değil ortağı olan dava dışı ... tarafından ödendiğini beyan etmekte ise de, imzası itiraza uğramayan sözleşmeye göre bu bedelin davacı tarafından ödendiği, davalının devir taahüdüne rağmen 188 parseli 3. kişiye satması sebebiyle sözleşmede yazılı 60.000,00 TL ihale bedeli ve 9.042,00 TL ihale masrafını, sözleşmede elden ödeneceği taahhüt edilen 50.000,00 TL'yi ve 161 parselin ihale bedeli 320.000,00 TL ile bu parselin ihale masrafı 48.220,80 TL toplamı kadar sebepsiz zenginleştiğinin kabulü gerektiği, o halde asıl alacak miktarı olarak bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, sadece 161 parsel bedeli ve masrafları yönünden itirazın iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı, davalının usulüne uygun şekilde davadan evvel temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz istenemeyeceğinden faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükledilmesinde de usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını, yeniden davanın kısmen kabulü ile, dosyasında davalının asıl alacağa itirazının 487.262,80 TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacak yönünden bu miktar üzerinden devamına, davacının işlemiş faize itirazın iptali talebinin reddine, asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince sözleşme gereği müvekkili adına devri gereken 4 taşınmazdan sadece 161 ve 188 sayılı parseller için hüküm kurulduğunu, ancak Bölge Adliye Mahkemesince dava dışı ... tarafından satışı yapılan 841 parselin bedeli ile ilgili olarak karar verilmediğini, davalının bir taşınmazı bizzat satması ile vekaleten satması arasında fark olmadığını, bu nedenle 841 parsel sayılı taşınmaz yönünden de bedele hükmedilmesi gerektiğini, yine sözleşme konusu 325 parsel sayılı taşınmazın da davalıya vekaleten ... tarafından 3. kişiye satıldığından bu taşınmaz bedelinin de iadesi gerektiğini, davalıya gönderilen 17.01.2019 tarihli ihtarnamenin usulüne uygun şekilde davalıyı temerrüde düşüren nitelikte bir ihtarname olduğunu, açıkça bedel içerdiğinden işlemiş faiz yönünden ihtar tarihinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geçersiz sözleşme uyarınca ödenilen satış bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 vd maddeleri ile 117 nci maddesi

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; taraflar arasında imzalanan 16.02.2015 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığı, bu nedenle ödenen miktarın iadesi gerektiği, 161 nolu parselin halen davalı adına kayıtlı olduğu, 188 parselin ise davalı tarafından 3. kişiye satıldığı ancak bedelinin ödendiğinin ispat edilemediği, bu kapsamda 161 ve 188 nolu parsel sayılı taşınmazlar için davacının yaptığı ödeme ile sözleşmede davalı tarafından elden ödeneceği kararlaştırılan 50.000,00 TL'yi davalıdan isteyebileceği, davalının bu miktar kadar sebepsiz zenginleştiği, davadan önce gönderilen usulüne uygun bir temerrüt ihtarı olmadığından işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.