Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4372 E. 2024/2532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geçersiz adi yazılı arsa satış sözleşmesine dayanarak açılan sebepsiz zenginleşme davasında davacının satış bedelini ödediğini ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, geçersizliği sabit olan adi yazılı arsa satış sözleşmesinde belirtilen satış bedelini davalıya ödediğini ispatlayamaması ve davalının yemin teklifini usulüne uygun şekilde yerine getirmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/871 E., 2023/909 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/18 E., 2023/126 K.

Taraflar arasındaki alacak (sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının dava dışı ...'den 27.12.1980 tarihinde harici arsa satış sözleşmesi ile satın aldığı Sakarya İli ... İlçesi 268 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın 185,60 m2 miktarlı kısmını, 1982 yılında imzalanan harici arsa satış sözleşmesi ile müvekkili davacıya sattığını, davalının malik ... tarafından taşınmazın ifraz edileceğini ve ifrazın tamamlanması halinde kendisine düşen kısmı müvekkili davacıya devredeceğini söyleyerek taşınmazın zilyetliğini müvekkiline devrettiğini, süreç içinde taşınmazın malikinin vefatı üzerine mirasçılarının davacıdan taşınmazı terk etmesini istediklerini, bu durumu iletmesi üzerine davalının arsayı devredeceğini, devretmemesi halinde borcunu ödeyeceğini söylediğini, bu alacağa karşılık 03.10.2016 düzenleme ve 02.01.2017 vade tarihli 300.000,00 TL tutarlı senedi düzenleyip davacıya verdiğini, müvekkili davacının senedin alacaklı kısmında da davalının adının yazıldığını sonradan fark ettiğini, senedin Sakarya 3.İcra Dairesinin 2018/567 Esas sayısında icraya konulduğunu, Sakarya 3.İcra Hukuk Mahkemesince söz konusu senedin kambiyo vasfı taşımadığı belirtilerek iptaline karar verildiğini belirterek; 300.000,00 TL alacağın icra takip tarihi olan 16.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davalı müvekkilin dava konusu arsayı 27.12.1980 tarihinde arsa satış anlaşması ile ...'den satın aldığını, daha sonra 1981 yılında davacı ile arsa satış sözleşmesi imzalandığını, satış sözleşmesinde anlaşılan bedelin 2 yıl içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak bedelin ödenmediğini, bedelin ödenmemesi üzerine sözleşmenin davalı tarafından 1983 yılında feshedildiğini, süreçte arsanın zilyetliğinin hiçbir zaman davacıya bırakılmadığını, davalının hiçbir zaman davacıya senet vermediğini, davacının yapılan arsa satış sözleşmesi üzerinde oynama yaptığını ve değişikliklerin paraflanmadığını, ilgili sözleşme üzerinde ‘borcun tamamını 2 sene zarfında ödeyeceğim’ maddesi çizilerek yanına ‘aldım’ ibaresinin eklendiğini ve değişikliğin davalı imzası ile tasdik edilmediğini, davacının herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, davanın senet ile ispatı gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Mahkemenin 09.06.2022 tarihli, 2018/494 E., 2022/157 K. sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf yoluna başvurması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 09.01.2023 tarihli, 2022/1295 E., 2023/24 K. sayılı kararı ile; " HMK'nın 207. Maddesindeki hüküm gereği taraflar arasında imzalandığı uyuşmazlık konusu olmayan bila tarihli sözleşmenin içeriğinde bedelin ödemesi ile ilgili yapılan ‘’......aldım’’ kısmı üzerinde paraf ile onanmadığından senedin ilk halinin dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, davalı asilin HMK'nın 169. vd maddeleri uyarınca isticvap edilerek anılan belgedeki çizilen kısımla ilgili beyanı alınarak ve yine 6100 sayılı HMK'nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlenen, dava dilekçesinde yemin kesin deliline dayanan davacıya mahkemece, yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunun sorulması, yemin deliline dayanılacağının beyan edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK'nın 225 vd.maddelerine göre işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu gerekliliği yerine getirmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. " gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; genel ispat kuralı gereğince davacının, dava konusu sözleşmede belirtilen 300.000 TL'yi davalıya ödediğini ispat külfeti altında olup taraflar arasındaki sözleşmede üzeri çizilen "borcun tamamını 2 sene zarfında ödeyeceğim" yazılı kısım ile sözleşmedeki yazılar ile uyumsuz olduğu görülen ve sonradan yazıldığı anlaşılan "aldım" ifadesi üzerinde davalının imzası bulunmadığı görülmüş, isticvap edilen davalının sözleşme üzerindeki çizilen ve eklenen kısımların kendisi tarafından yazılmadığına, huzurunda yapılmadığına ilişkin beyanları, aynı duruşmada teklif edilen yemini eda eden davalının davacıdan hiç para alınmadığına ilişkin açıklaması karşısında davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalının 75 yaşında olup kulağının iyi duymadığını, bu durumun yeminin sıhhatini etkilediğini, müvekkilinin arsa satış anlaşmasına konu taşınmazı 30 yılı aşkın bir süredir kullandığının şahitlerle ispatlandığını, davalı asilin imzasını havi senet ve arsa satış anlaşmasının yazılı delil başlangıcı oluşturduğunu, senetle ispat kuralının istisnasının mevcut olduğunu, davacının Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1710 Esas sayılı dosyadaki beyanının elinden alınan taşınmazını kurtarmaya yönelik bir beyandan ibaret olup bu beyana itibar edilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın esastan kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Dosya kapsamındaki tüm deliller doğrultusunda, davalıya sözleşme kapsamında ödeme yaptığını ispat külfeti altında olan davacı iddiasını ispatlayamamış olup, bu deliller ve değerlendirmeler ile mahkemenin davanın reddi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili: istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen ve geçersizliği sabit olan adi yazılı arsa satış sözleşmesinin gereğinin yerine getirilmemesi üzerine sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağı tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı ve 706 ncı maddeleri.

2. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213 üncü maddesi.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 77 vd. maddeleri ile 213 üncü maddesi.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190/1 inci, 169 vd. maddeleri ile 207 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının taraflar arasında imzalanan ve resmi şekilde yapılmadığı için geçerli bulunmayan adi yazılı arsa satış sözleşmesinde yazılı satış bedelini davalı tarafa ödediği hususunu ispatlayamadığı, bu hususta davalı tarafa yemin teklif edildiği ve yeminin de usulüne uygun şekilde yerine getirildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.