Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4376 E. 2024/4364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescili sonucu oluşan zarara ilişkin alacak davasında faiz türünün ve başlangıç tarihinin belirlenmesine dair uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tacir olması ve alacağın ticari iş niteliğinde bulunması sebebiyle avans faizi uygulanması gerektiği, ayrıca davalının sebepsiz zenginleşmede temerrüde düşmesi için ihtara gerek olduğu ve bu ihtarın dava ve ıslah dilekçeleri ile gerçekleştirildiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek 635.042,00 TL'nin 400.000,00 TL'sine dava tarihinden, 235.042,00 TL'sine ıslah tarihi olan 18.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi suretiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/591 E., 2023/1128 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manyas Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/71 E., 2020/149 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile kararın düzeltilerek yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin devraldığı Şirketin, Manyas İlçesi ... mahallesinde bulunan Köy Tüzel kişiliğine ait iki adet taşınmazı satın aldıklarını, bu satış nedeniyle 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesine göre, tüzel kişiliği kaldırılan Belediye ve Köylerin taşınmazlarının satışlarının İçişleri Bakanlığının onayına bağlı olduğu, buna uyulmadan yapılan satışın Kanun'a aykırı olması nedeniyle tapu kaydının iptali için İçişleri Bakanlığına dava açıldığını, dava devam ederken 6360 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi nedeni ile İçişleri Bakanlığının köy tüzel kişiliği üzerindeki yetkisi ve vesayeti kalktığından davada Manyas Belediyesinin taraf sıfatını kazandığını, müvekkili adına olan tapuların iptal edilerek Manyas Belediyesi adına tescil edildiğini, tapuların iptal edilmesi nedeni ile davalının sebepsiz zenginleştiğini, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 400.000,00 TL'nin 01.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 635.042,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilecek tüm bedele arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih olan 22.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; cevap dilekçesi vermemiş, duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüzel kişiliği kaldırılan ... köyüne ait taşınmazlarının satışı İçişleri Bakanlığının onayına tabi olduğu halde İçişleri Bakanlığının onayı alınmadan satışı yapıldığından, Mahkemenin 2013/79 E., 2015/85 K. sayılı Kararı ile ... köyü 1550 parsel ve 1710 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı ... adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 13.02.2019 tarihinde kesinleştiği, davacının tapusu iptal edilen taşınmazlar için ödenen bedelin 13.02.2019 tarihindeki çeşitli ekonomik etkenlerden dolayı ulaşacağı alım gücü belirlenmesini talep ettiği, bu kapsamda bilirkişi tarafından 290.640,00 TL'nin 13.02.2019 tarihinde ulaşacağı alım gücünün 635.042,00 TL olduğunun tespit edildiği, taraflarca rapora karşı itiraz edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 400.000,00 TL'nin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih olan 22.04.2019 tarihinden ve 235.042,00 TL'nin ıslah tarihi olan 18.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; davalının, arabuluculuk görüşmelerinde alacağın tamamı için temerrüde düşürülmesine rağmen Mahkemenin rapordan sonra ıslahla arttırılan 235.042,00 TL için faiz başlangıcını ıslah tarihi olan 18.06.2020 olarak kabul etmesinin hatalı olduğunu belirterek, Mahkemesi kararının, faiz başlangıcı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; dava konusu uyuşmazlıkta davalı şirketin mal edinmesini yasalara aykırı şekilde gerçekleştiğinden davacı şirketin de kusuru bulunduğunu, yolsuz tescil nedeniyle denkleştirici zarar ziyan davasının kabulünün mümkün olmadığını, sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttı bulunduğunu, avans faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, Mahkememe kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarih itibariyle yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, dava öncesinde davalı taraf temerrüte düşürülmediğinden, arabuluculuk son tutanak tarihinden (ıslah edilen kısım da dahil olmak üzere) faize hükmedilmesi gerekirken, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, arabuluculuk son tutanağının, diğer tarafa karşı alacaklarının ödenmesi talebini içeren kesin bir irade açıklaması niteliğinde olduğu, somut olayda, davacı şirket tüzel kişi tacir olup bütün işlerinin ticari olacağı ancak taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, 6360 sayılı Kanun kapsamında, davalı tarafça tapu iptali ve tescil davası açılıp, dava neticesinde taşınmazların davalı adına tescil edildiği başka bir ifade ile taşınmaz satış sözleşmesine taraf olmayan davalının, Kanun'la taraf haline geldiği bu durumda hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, kararın düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile, 635.042,00 TL'nin 22.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı tarafın süresi içerisinde yapılmış usulüne uygun bir istinaf başvurusu bulunmadığını, davacı tüzel kişi tacir olup, alacağa avans faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönlerden bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili; geçersizliğine hükmedilen satış işleminde müvekkilin kusurunun olmadığı gözetilmeyerek davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin ve faiz başlangıç tarihinin davanın kısmi dava olarak açılmış olduğu gözetilmeyerek tüm alacak için arabuluculuk son tutanak tarihi olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, ıslahla arttırılan kısım üzerinden ıslah tarihi itibariyle faiz yürütülmesi gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 Türk Borçlar Kanunu'nun 77 ve 117 nci maddeleri,

2. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 635.042,00 TL'nin 22.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacının tacir ve taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılacağı gözetildiğinde, 3095 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen hükmü gereği ticari işlerde avans faizi istenebileceği anlaşılmakla, davacının avans faizi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle belirlenen alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; a) temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

b) 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi; ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.'' şeklindedir. Somut olayda, davacı tarafça dava tarihinden önce davalıdan talepte bulunulduğuna ilişkin herhangi bir belge ibraz edilememiştir. Kanun'un 117 nci maddesinde yer alan düzenleme gereğince dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak davalı tarafın temerrüde düştüğünün kabulü için yeterli değildir. Bu durumda Mahkemece, kabul edilen alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülecek şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2/a) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "635.042,00 TL'nin 400.000,00 TL'sine dava tarihinden, 235.042,00 TL'sine ıslah tarihi olan 18.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" cümlesinin eklenerek yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.