Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4413 E. 2023/3160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı şirket arasında adi ortaklığın bulunup bulunmadığı ve davacılar tarafından adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, adi ortaklık iddiasını kanıtlayacak yazılı delil veya HMK madde 203’te belirtilen istisnai durumları ispatlayamamaları ve tanık dinletme talebinin davalı tarafından reddedilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların dava dışı ... ... ile aralarında yapmış oldukları anlaşmaya göre davalı şirket tarafından işletilen “... ...-...” isimli işyerini...’den kişi başına 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL bedelle devraldıklarını,...’nin bu hususta tanıklık yapabileceğini, ...’in şirketin imza yetkilisi olarak görevlendirildiğini ve işletmenin asıl ortağı olan ... ... ve davacılardan ...'a her türlü yetkiyi içeren vekaletname verdiğini, şirket işlemlerinin bu şekilde 2,5 yıl yürütüldüğünü, daha sonra ...’e ait payların ... ...’a muvazaalı şekilde devredildiğini ve kendilerinin şirketten olan alacaklarının verilmediğini, ortaklıktan hukuka aykırı bir şekilde tasfiye edilmeye çalışıldıklarını, ... ...’ın davacılardan ...'a karşı etkili eylemde bulunduğunu ve ceza yargılamasının devam ettiğini, işletmenin borçları, malların tedariki gibi hususların çoğunun davacıların şahsi kredi kartlarından karşılandığını, şirketin kira borçlarının davacı ... tarafından yatırıldığını, kira sözleşmesinin de kefil olarak imzalandığını, buna göre davalı şirket ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, %50 oranında pay sahibi olduklarını ileri sürerek; adi ortaklık sebebiyle davacıların şirkete koydukları sermayenin ve ödenmeyen kar paylarına karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıların iddialarını ispata yarar yazılı belge ibraz edemediklerini, tanık dinlenilmesine muvafakatlarının bulunmadığını, davacıların zaman zaman “... ...-...” isimli işletmeye gelerek ve şirketten alacaklı olduklarını söyleyerek tatsızlık çıkarttıklarını, davacılardan ...'ın ... tecrübesi nedeniyle işveren vekili olarak çalıştığı işletmeden yaptığı usulsüzlükler ve haksız kazanç sağlaması nedeniyle ayrıldığını ve tüm alacağını tahsil ettiğini, davacıların işletmenin ihtiyaçlarını kredi kartlarından karşıladıkları iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, böyle bir ödeme olsa bile bunun işletmenin kasasından alınan nakit paranın karşılığı yapılmış bir ödeme olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafın (özellikle davacılardan ...) davalı şirket ile aralarında adi ortaklık kurulduğu iddiasında olduğu, adi ortaklığın mevcudiyetinin ancak yazılı delille ispat edilebileceği, davacı tarafın adi ortaklığın kurulduğu yönünde herhangi bir yazılı delil getiremediği, davalı şirketin yetkilisi olan ...’in davacı tarafa geniş yetkili bir vekaletname vermesinin de adi ortaklığın kurulduğu yönünde yazılı delil veya en azından delil başlangıcı mahiyetinde bir belge olmadığı, tanık dinletme yönündeki talebin de davalı tarafın açıkça karşı koyması nedeniyle yerinde görülmediği, bu nedenle davacı tarafın adi ortaklığın kurulduğu yönündeki iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; adi ortaklık sözleşmesi açısından yazılı şekil şartının bulunmadığını, adi ortaklık ilişkisini tanık dahil her türlü delille kanıtlama hakkına sahip olduklarını, davacı ... ile dava dışı ... ...'a dava dışı ... tarafından şirket işlemlerini yürütmek amacı ile vekalet verilmiş olması ve de şirketin işletmekte olduğu işyerinin kiralarının davacı ... tarafından ödendiğine ilişkin ödeme dekontları ile adi ortaklığın yazılı belgeler ile de ispat edildiğini, ... tarafın çıkarılan vekaletname ve ticaret sicil kaydı ile de davacı ...'ın gizli ortak olduğu, davalı şirket ile arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ve sonuçta ilgili şirketten ortaklık payı ve alacak hakkı olduğunun sübut bulduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 10.07.2017 tarihli yazısı ile 21.12.2017 tarihli yazısı içeriğinden, dosyaya getirtilen banka ekstrelerinden, hisse devrine ilişkin noter belgelerinden, hesap ekstreleri üzerinde inceleme yapan emekli bankacı ve hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 02.05.2019 tarihli bilirkişi raporundan; davacıların davalı şirket ile "... ... ..." isimli yerin işletilmesi için adi ortaklık ilişkisi bulunduğunun, şirketin kira bedellerinin davacılardan ... tarafından ödendiğinin, davacıların adi ortaklık ilişkisi için toplam 120.000,00 TL ortaklık payı ödediğinin imzası davalı şirket tarafından kabul edilen yazılı bir belge ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge mevcut olmayıp, davacılardan ... adına vekaletname verilmiş olmasının adi ortaklığın kanıtı olarak kabul edilemeyeceğinden taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin ispat edilemediği, keza davalı tarafın tanık dinlenmesine muvafakat etmediği, davacı tarafın dava dilekçesinde açık biçimde yemin deliline de dayanmadığı, taraflar arasındaki adi ortaklığın davacı tarafından yasal deliller ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bilindiği üzere; adi ortaklık iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.

2. Kural olarak adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, uyuşmazlık çıktığında adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi uyarınca iddia edene düşer.

3. Bu iddiayı ileri süren taraf adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan iddiasını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 200 üncü maddesi gereğince senetle (kesin delille) ispat etmelidir. Ancak adi ortaklık sözleşmesi hakkında bir delil başlangıcının var olması veya aynı Kanun'un 203 üncü maddenin birinci fıkrasında gösterilen istisnai hallerde, sözleşmenin varlığı tanıkla ispat edilebilir.

3. Değerlendirme

Temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme; temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve davacı tarafça iddia edilen adi ortaklığın yasal delilerle ispatlanamadığının anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.