Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4474 E. 2024/4368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız yere nakde çevrilen teminat mektubu nedeniyle davacı tarafından talep edilen zararın kapsamı ve davalının sorumluluğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiği kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan ve davacının, sözleşmesel faiz oranı ile tahsil edilen avans faizi arasındaki farktan oluşan zararından davalının sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/880 E., 2023/1982 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/982 E., 2021/33 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ... ve Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...’ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı tarafından verilen teminat mektubunun haksız yere irat kaydedilmesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2009/97 E. sayılı davada, teminat mektup bedeli olan 143.300,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, temyiz incelemesi sonucunda kararın kesinleştiğini, icra takip dosyasında teminat mektubu bedelinin avans faizi ile tahsil edildiğini, avans faiz oranı ile genel kredi sözleşmesindeki faiz oranı arasında büyük fark olup alacağa avans faizi uygulanmasının müvekkilinin zararını gidermediğini, alacağa genel kredi sözleşmesinde belirtilen faiz oranı üzeriden faiz işletilmesini gerektiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 404.310,00 TL'nin 16.09.2017 tarihinden itibaren genel kredi sözleşmesinden belirtilen faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini arttırarak 526.292,69 TL’nin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının müvekkilinin kiracısı olduğunu, İdareye şartname ve sözleşme gereği vermiş olduğu teminatın, sözleşme hükümlerine göre kira bedeli ve ek teminatı ödemediği için irat kaydedildiğini, davacının bu bedelin tahsili için müvekkil aleyhine açtığı davanın kabul edildiğini, müvekkilinin icra emri tebliğ edildikten hemen sonra takibe konu borcu ödediğini, bu süreçte davacının zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesin teminat mektubuna ilişkin davacının dava dışı banka ile olan ilişkisinin, doğrudan teminatı irat kaydeden davalı ile ilgisinin bulunmadığı, teminat mektubunun haksız paraya çevrilmesinden kaynaklı olarak davacının teminat mektubundan kaynaklı alacağını takibe koyarak tahsil ettiği, ancak dava dışı bankanın davacı aleyhine başlatmış olduğu takip sebebi ile doğan zararın, davalının kesin teminat mektubunu haksız olarak paraya çevirmesinden kaynaklı doğrudan bir zarar olmadığı, davacının dava dışı bankaya dava konusu edilen teminat mektubu yönünden temerrüde düşmüş olduğu, hesap kat ihtarnamesi uyarınca dava konusu teminat mektubu bedelini bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesaba yatırmış olması halinde talep etmiş olduğu farkın da ortaya çıkmayacağı, dolayısıyla teminat mektubu alınırken düzenlenen sözleşmeden kaynaklı davacı sorumluluğunun davalıya yükletilemeyeceği, davanın devrine ilişkin davalının onayı bulunmadığından yargılama giderlerinden temlik eden ve temlik alanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin temlik eden ve temlik alan davacıdan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde temlik eden davacı vekili ile temlik alan davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekilleri; dava dışı banka ile yapılan genel kredi sözleşmesine istinaden teminat mektubu kredisi tahsis edilerek 19.08.2005 tarihli 143.300,00 TL’lik teminat mektubunun verildiğini, teminat mektubunun 18.04.2008 tarihinde davalı tarafından haksız olarak kat edildiğini, 143.300,00 TL’nin bu tarih itibariyle banka tarafından takip hesaplarına aktarıldığını ve temerrüt faizi başlatıldığını, teminat mektubu kesintisinin haksız olduğunun kesinleştiğini, zararının sabit olduğunu, Mahkemece alacağı tüm hak ve sorumlukları ile birlikte tamamen temlik edip davadan çekilen temlik edenin, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden birlikte sorumlu tutulmasının Yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalıya ait taşınmazın 23.08.2005 tarihli kira sözleşmesi ile davacı tarafından 30 yıllığına kiralandığı, 14.09.2005 tarihinde yer teslimi yapılmak suretiyle kira sözleşmesinin fiilen uygulanmaya başlandığı, davacının verdiği 143.300,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafından 31.03.2008 tarihinde nakde çevrildiği, davacının kiraya veren aleyhine teminat mektubunun usulsüz olarak paraya çevrildiği iddiası ile teminat mektubu bedelinin tahsili istemi ile açtığı dava sonunda, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/97 E., 2013/6 K. sayılı kararıyla; davalının, davacının verdiği ve eldeki davaya konu 143.300,00 TL bedelli teminat mektubunu haksız olarak nakde dönüştürdüğünden bahisle banka teminat mektubunun bedeli olan 143.300,00 TL'nin 31.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ilamın takibe konulması üzerine davalı tarafından Ankara 18. İcra Müdürlüğünün dosyasına 09.10.2013 tarihinde 400.016,45 TL ödendiği, davacının dava dışı banka ile imzaladığı 18.08.2005 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığı, dava dışı banka tarafından davacı kiracıya çekilen 14.09.2007 tarihli ihtarnamede; davacının bankaya olan borçlarının ihtarname tebliğinden itibaren 1 gün içinde ödenmesi, 143.000,00 TL'lik teminat mektubunun iade edilmesi veya mektup bedelinin bankalarında açılacak faizsiz bir hesaba depo edilmesi, ödenmediği takdirde yasal işlemlerin başlatılacağının ihtar edildiği, ödenmeyen kredi borçları ile teminat mektup bedelinin bankaya depo edilmemesi üzerine davacı hakkında takip başlatıldığı, davacının bankaca istenilen miktar ile davalıdan tahsil ettiği miktar arasındaki farkın genel kredi sözleşmesinde belirtilen faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsili istemi ile eldeki davayı açtığı, davacı tarafça tahsil edilen faizin dava dışı bankaya ödenen faizin altında kaldığı, davalının temerrüde düştüğü savunulmuş ise de; banka tarafından verilen teminat mektubu bedelinin gönderilen ihtardan itibaren açılacak olan bir hesaba depo edilmesi halinde teminat mektubuna ilişkin masrafların işletilmeyeceği, kesin teminat mektubuna ilişkin davacının dava dışı banka ile olan ilişkisinin doğrudan teminatı irat kaydeden davalı ile ilgisinin bulunmadığı, teminat mektubunun haksız paraya çevrilmesinden kaynaklı olarak davacının teminat mektubundan kaynaklı alacağını takibe koyarak tahsil ettiği, Vakıflar bankasının davacı aleyhine başlatmış olduğu icra takibi sebebi ile borcun 02.10.2013 tarihi itibari ile ödenen bedel düşülmek kaydı ile 577.746,34 TL olduğu, ancak bu zararın davalının kesin teminat mektubunu haksız olarak paraya çevrilmesinden kaynaklı doğrudan bir zarar olmadığı, davacının dava dışı bankaya dava konusu edilen teminat mektubu yönünden temerrüde düştüğü, dolayısıyla teminat mektubu alınırken düzenlenen sözleşmeden kaynaklı davacı sorumluluğunun davalıya yükletilemeyeceği, davacının uğradığını iddia ettiği zarara davalının sebebiyet vermediği, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme karşısında yargılama giderleri ve vekalet ücretinden temlik alan ve temlik eden davacıların müteselsilen sorumlu tutulmalarında da usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde temlik alan davacı vekili ile temlik eden davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, teminat mektubunun haksız nakde çevrilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Davacı kiracı tarafından, davalı kiraya verene kira sözleşmesi kapsamında teminat mektubu verildiği, davalı kiraya verenin kira sözleşmesini feshederek teminatı nakde çevirdiği, davacı kiracının teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğini ileri sürerek bedelinin tahsili için açtığı davada, davanın kabulü ile teminat mektubu bedeli 143.300,00 TL’nin 31.03.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı kiracının söz konusu ilama dayalı olarak 13.09.2013 tarihinde takip başlattığı, davalının dosya borcunu 09.10.2013 tarahinde ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı ile dava dışı banka arasında düzenlenen sözleşmede, temerrüt faiz oranı %75 olup, davalının avans faizi ile ödediği teminat mektubu bedeli nedeniyle, davacı faiz oranından kaynaklanan farktan ibaret olan zararının tazminini talep etmektedir.

3.Davalı kiraya verenin, teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiği kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabittir. Dava dışı banka tarafından, teminat mektubu kredisinin, 18.04.2008 tarihinde nakde dönüştürüldüğünden kat edilerek 143.000,00 TL bedel üzerinden takip hesaplarına aktarıldığı, kat tarihinden itibaren faiz işletilmekte olduğu bildirilmiştir. Davacının zararı, teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesinden doğmuş olup, davalı meydana gelen bu zarardan sorumludur.

4. O halde, İlk Derece Mahkemesince; kamu bankalarının teminat mektubu kredisi için uyguladığı faiz oranları belirlenerek, tespit edilen faiz oranlarının ortalamasının esas alınması, teminat mektubunun nakde çevrilerek faiz işletilmeye başladığı tarihten, davalının icra takip dosyasına ödeme yaptığı tarihe kadar kredi faiz miktarının hesaplanması, bu miktardan davalının ödediği faiz miktarı mahsup edilerek kalan miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.