Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4578 E. 2024/2957 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Organize Sanayi Bölgesi (OSB) tüzel kişiliğinin, serbest tüketici olarak tedarikçiden aldığı elektrik enerjisi için TRT payı ödeyip ödemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu'nun 4/c maddesinin 26.07.2008 tarihli değişikliğinin lafzi, tarihsel ve amaçsal yorumu yapılarak, OSB'lerin TRT payından muaf olmadığı, aksine mükerrer ödemeyi engellemek amacıyla düzenleme yapıldığı, dolayısıyla davacı OSB'nin tedarikçiye ödediği TRT payını geri isteme talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

SAYISI : 2015/1090 E., 2015/1303 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ihtiyacı olan elektriği davalı şirketten satın alarak faaliyet gösteren katılımcılara dağıtım ve satış yaptığını, davalının elektrik bedelleri üzerinden hesapladığı TRT payını haksız bir şekilde müvekkilinden tahsil ettiğini, kanun değişikliğine gidilerek OSB tüzel kişiliklerinden 09.07.2008 ile 11.09.2014 tarihleri arası dönemde TRT payı alınmayacağının hüküm altına alındığını ileri sürerek; fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 427.665,49 TL'nin her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun (3093 sayılı Kanun) değişik 4/C maddesi gereğince OSB Tüzel kişiliklerinin serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcılar için temin ettikleri enerjiye ilişkin TRT kurumuna ayrıca pay yatırılmaz hükmü getirildiği, taraflar arasında elektrik enerjisi kullanımı hususunda perakende satış sözleşmesi imzalandığı, perakende satış sözleşmesinin davalı ile davacı arasında düzenlendiği, bilirkişi raporu ile davacının kullandığı elektrik aboneliğine ilişkin Temmuz 2008 fatura döneminden Aralık 2012 fatura dönemine kadar TRT payı bedeli olarak 427.665,49 TL'nin haksız olarak alındığı, OSB'lerin TRT payından muaf olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 427.665,49 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun değişikliği ile faturalarda yer alan bileşenlerin yasal dayanağa sahip olduğunu, davanın SEPAŞ, TEİAŞ ve TRT'ye ihbar edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu kapsamında TRT payı ödenip ödenmeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrası,

2. Dairemizin emsal niteliğindeki 07.10.2015 tarihli ve 2015/8375 E., 2015/15185 K. ve 2015/1370 E., 2015/15184 K. sayılı ilamları

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasında elektrik alımına ilişkin bir sözleşme bulunduğu, sözleşme gereği davalının fatura düzenlediği, fatura içeriğinde TRT payı da gösterildiği ve fatura bedelinin davacı tarafından davalı şirkete ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. TRT payı ile ilgili 3093 sayılı Türkiye Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrasında 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ile yapılan değişiklikten önce, davacı OSB ve davalı tedarikçi şirket tarafından TRT payı ödendiği hususunda da bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, 26.07.2008 tarihinde 5784 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ile 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrasında yapılan değişiklikle; Organize Sanayi Bölgelerine, tedarikçi şirketlerden satın aldıkları elektrik bedelleri için TRT payı ödeme muafiyeti getirilip getirilmediği noktasındadır.

2. Uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle, yasal mevzuat ve bu mevzuat değişiminin incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

3. Davanın yasal dayanağını oluşturan, 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrasında değişiklik yapılan 26.07.2008 tarihinden önceki şeklinde; "(Değişik: 06.07.1999 tarihli 4397 sayılı Kanun) Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. ile bu kuruluşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hasılatının (Katma Değer Vergisi hariç tüm fon, vergi ve payları dâhil) %3,5 oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler" şeklinde düzenlenmiştir.

4. Maddedeki % 3,5 oranı 23.02.2003 tarih ve 25029 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile de %2 olarak değiştirilmiştir. Maddenin düzenlenmesine göre; elektrik üreten, dağıtan ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan kurum ve kuruluşlar ve işletmeler "nihai tüketiciye" satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hâsılatının %3,5 oranı tutarındaki payı TRT Kurumuna intikal ettireceklerdir. Bu nedenle de, davacının (nihai tüketici/serbest tüketici olarak) satın aldığı elektrik için; tedarikçi şirketler, satış hasılatından ve satın alan ve katılımcısına satan davacı OSB tarafından ise, hasılat üzerinden (tedarikçi şirketin yatırmış olduğu pay miktarı mükerrerliği önlemek için düşülerek kalan tutar) bu dönemde ayrı ayrı yatırılmış bulunmaktadır.

5. 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrasında 26.07.2008 tarihinde değişiklik yapılarak; "(Değişik; 26.07.2008, 5784 sayılı yasanın 11.maddesi) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

6. 11.09.2014 tarihinde yayınlanan 6552 sayılı Kanun'un 144 üncü maddesinin (ğ) fıkrası ile de; 3093 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (c) fıkrasının 2. cümlesi "Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." mükmü yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır.

7. 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 13 üncü maddesinde; organize sanayi bölgelerinin faaliyet, işlem ve yetkileri düzenlenmiş olup, organize sanayi bölgesi tüzel kişiliği, katılımcılarının elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla tüketim miktarına bakılmaksızın serbest tüketici sayılacağı belirtilmiştir.

8. Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin yönetmeliğin 15 inci maddesinde de; "Serbest tüketici hakkını kullananlar dışındaki katılımcılarının kullanımına sunulan elektrik enerjisi ve/veya kapasite için uygulanacak OSB elektrik enerjisi bedeli sadece elektrik enerjisi teminine ilişkin maliyetleri içerir ve katılımcılara doğrudan yansıtılır." denilmektedir.

9. Aynı Yönetmeliğin, 19 uncu maddesinde de; "OSB'ler, tahsilâtına aracı oldukları tüm vergileri ve kanuni kesintileri katılımcılara hitaben düzenleyecekleri faturalarda ayrı olarak gösterir." hükmüne yer verilmiştir.

10. Davacı OSB, katılımcıları için temin ettiği elektrik bakımından davalı tedarikçi şirketin elektrik abonesi olup, kanun gereği serbest /nihai tüketici konumundadır. Zira, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1 inci maddesinde "perakende satış", elektriğin tüketicilere satışı; "Tüketici" elektriği kendi ihtiyacı için alan serbest ve serbest olmayan tüketiciler olarak tanımlandığından OSB’ler katılımcıları için satın aldıkları elektrik bakımından serbest /nihai tüketicidirler (Davacı OSB'nin, katılımcılarıyla olan ilişkisi; bir binada şantiye aboneliğinden, bağımsız bölüm maliklerinin süzme saat vasıtasıyla yararlanması biçimine benzemektedir.).

11. Kanun hükmünü yorumlama yöntemlerini genel olarak üç ana grup altında toplamak mümkündür. Bunlar; deyimsel (lafzi), tarihsel ve amaçsal yorum yöntemleridir.

12. Deyimsel yorum yöntemi (lafzî yorum) denilen bu yorum yönteminde, kanunun mantık ve deyim bakımından anlamını araştırmak esastır. Kanun metninde kullanılan kelimelerden, o hükmün ne anlama geldiği saptanmaya çalışılır. Burada yorum yapılırken kanunun metni ile bağlı kalınır ve metin dışına çıkılmaz.

13. Tarihsel yorum yönteminde, kanun koyucunun iradesinin araştırılması esastır. Bu yapılırken, kanunun hazırlık çalışmalarına, komisyon ve Meclisteki konuşmalara, tartışmalara ve kanunun gerekçesine bakmak ve bunlardan yararlanmak gerekmektedir.

14. Amaçsal yorum yönteminde, kanunlar uygulandığı zamanın gereklerine ve anlayışına göre yorumlanırlar. Kanunlar yorumlanırken, kanun metni yanında, kanunun amacını ve özellikle zamanın ihtiyaçlarını ve devrin anlayışını da gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Bu yorum yöntemi uyarınca, kanunların statik yapısı ile hayatın dinamik gerçekleri arasındaki çelişkiyi gidermek hâkimin görevi kabul edilmektedir

15. 22.02.1997 tarihli ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, amaçsal yorumun nasıl yapılacağı izah edilmiş olup, bu kararda belirtildiği üzere; Kanun yorumu, kanun metninin anlamıdır ve ruhudur. Bu ruh kanun kuralının izlediği gayeden çıkarılır. Buna gai (amaçsal) yorum ve kanun kuralının amacına göre yorumu denilir. Bir kanun hükmünün yasaya konuluş amacına aykırı sonuç doğuracak şekilde yorumlanması, hukuk ilkelerine ve yasanın hem sözü ve hem de özü ile uygulanmasını öngören 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesine uygun olmaz.

16. Bu aşamada, 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde (26.07.2008 tarihinde) yapılan değişiklikte geçen "Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz" şeklinde ifade edilen hükmün yorumlanması zarureti bulunmaktadır.

17. Yukarıda belirtilen ve görülmekte olan davada yorumlanması gereken cümlenin tek başına değil, kanun maddesinin bütünü, gerekçesi, bu maddeye ilişkin meclis tutanakları, madde hükmüyle getirilen yükümlülüğün önceki ve sonrası uygulama şekli ve ilintili olduğu tüm yasal düzenlemeler ve elektrik alımıyla ilgili EPDK tarafından çıkartılan yönetmelik ve kararlarının ve tüm bu hususta yapılan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmek suretiyle yorumlanması gerekmektedir.

18. 26.07.2008 tarihinden yapılan değişiklikten önce; TRT payı, elektriği tedarik eden firmalar tarafından nihai tüketiciye satışı yapılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatından ( kdv hariç tüm fon, vergi ve paylar dahil ) %3,5 oranı (daha sonra %2 ) tutarındaki payı TRT Kurumuna intikal ettirilmekteydi. Bu TRT Kurumuna intikal ettirilen TRT payı tedarikçi firma tarafından tüketicilerle yapılan aralarındaki sözleşme hükümlerine göre yansıtılabilmekte ve en son tüketen üzerinde bırakılmaktaydı. İkili sözleşmelerle tedarikçiden TRT paylı olarak elektriği satın alan OSB'ler de katılımcıları olan firmalara TRT payını da enerjinin maliyetine dâhil ederek katılımcılarına satışını yapmakta ve ayrıca OSB olarak elektrik bedeline ilave ettikleri dağıtım bedeli, iletim bedeli gibi maliyet unsurlarının da ilavesiyle satışını yapıp; alım maliyeti dışında kalan fark gayri safi satış hâsılatı üzerinden de TRT payını ödeyip, katılımcı firmalara sonuçta yansıtarak elektrik faturalarına dâhil etmekteydi. Uygulamada, OSB’ler tarafından gayri safi satış hâsılatı üzerinden hesaplanan TRT payının mükerrer olmaması için; tedarikçi firmanın gayri safi satış hasılatı üzerinden hesaplayarak TRT'ye intikal ettirilen tutar, OSB tarafından toplam bedel üzerinden hesaplanandan mahsup edilerek, kalan bakiye tutar OSB tarafından TRT ye intikal ettirilmiştir.

19. Zaten, düzenlenen faturalar ile kurumlar arasında yapılan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere; OSB'ler, söz konusu TRT paylı enerji bedelini aralarındaki sözleşmeler ve Kanun gereği satıcı firmalara fatura karşılığında ödediği gibi, 2008 yılı kanun değişikliğinden önce TRT payı ödemesine ilişkin matrahın içinde "iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller de" bulunduğundan, bu bedellerle ilgili olarak katılımcılarına fatura düzenlemekte ve ayrıca TRT Kurumuna da beyanname düzenlemek suretiyle satılan elektrik üzerinden TRT payı ödemekteydi.

20. Davacı (OSB), hem satıcı (tedarikçi) şirkete satın aldığı elektrik bedeli için düzenlenen faturada gösterilecek olan TRT payını kendisine yansıtılmış haliyle, hem de nihai tüketici sayılan katılımcılarına dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi olarak yaptığı elektrik satışından TRT payı hesaplanarak TRT kurumuna ödemede bulunması durumunda mükerrerlik söz konusu olacağından, bu hususun düzeltilmesini üst kuruluşlardan talep etmiştir.

21. Nitekim 3093 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde değişiklik yapan 5784 sayılı Kanun'un 11 inci maddesiyle; "...Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." şeklindeki değişikliğin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında (TBMM Genel Kurul 23. dönem 2. Yasama yılı 127. Birleşim 08.07.2008 tarihli görüşme tutanağı) Yürütme organınca bu değişikliğe niçin gerek duyulduğu "...burada verginin de bu şekliyle dublikasyonunu önlemek açısından özellikle Organize sanayi bölgelerinin dağıtım hakkı kazandıktan sonra elektrik dağıtımında, alırken ödediği TRT payını müşterisine intikal ettirirken aradaki farktan TRT fonu alınıyordu .Bu kanun tasarısının kanunlaşmasıyla beraber bu alınmamış olacak ...." denilerek, bu düzenlemenin amacının, tedarikçilerce (OSB lerin elektrik alımı sırasında) TRT payının faturada gösterilerek tahsil edilmesiyle, TRT'ye intikal ettirileceğinden; OSB lerin TRT paylı olarak satın aldıkları ve katılımcılarına yansıttıkları bedel (ve bu bedele ilave edilen iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller) üzerinden yeniden mükerrer olarak TRT payının alınmasına engel olunmak olduğu açıklanmış bulunmaktadır.

22. Yapılan kanun değişikliği ile de, Anayasa'nın 73 üncü maddesi kapsamında vergi benzeri mali yükümlülük (dolaylı vergi benzeri) olan TRT payının tahakkuk ve tahsilindeki bu karışıklığa son vermek istenmiştir. Değişiklik içeren maddenin 1. cümlesinde, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerin TRT payı matrahından "iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller" çıkartılmakla birlikte, elektrik enerjisi satış bedelinin %2'si tutarındaki payı faturalarında ayrıca göstererek, bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettireceği vurgulanmış bulunmaktadır. İkinci cümlesinde ise; organize sanayi bölgeleri tüzel kişiliklerinin, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo- Televizyon Kurumuna ayrıca pay yaptırmaması gerektiği hususuna işaret edilmiştir. Davacı (OSB), maddenin 1.fıkrasıyla getirilen düzenleme ile nihai tüketici (Serbest Tüketici) olarak aldığı elektrik bedeliyle ilgili, davalı tedarikçinin faturasında gösterdiği TRT payını ödeyecek, katılımcılarına yansıtacaktır.

23. İkinci fıkra hükmü gereğince de, değişiklik öncesindeki gibi ayrıca bir beyanname düzenleyerek kendisinin katılımcılarına yaptığı satış bedeli ile alış bedeli arasında oluşan fark tutarı üzerinden 2. defa mükerrer olarak TRT payı hesaplayıp TRT Kurumuna yatırmayacaktır. Böylelikle katılımcılarına yapılan satış bedeli içinde bulunan TRT payı dışında OSB’lerin ayrıca 2. defa (kanundaki ifadesi ile "ayrıca") TRT payı ödemesi yapmaları önlenmiş olmaktadır. Dolayısıyla, yasa koyucunun ikinci fıkrayı düzenlemekteki amacı; davacı OSB'leri TRT payı ödemekten muaf tutmak değil, katılımcılarına satış işlemini TRT payından istisna tutarak TRT paylı olan enerji bedeli ve bu bedele ilave edilen tutarlar üzerinden mükerrer olarak TRT payı ödemesinde bulunulmasının ve beyanname verilmesi gerekliliğinin önüne geçilmesine, yukarıda bahsedilen uygulamadaki karışıklığın giderilmesine yöneliktir. Nitekim, bu 4 üncü maddenin (c) fıkrasının 2. cümlesinin, lafzi yorumla, hiç amaçlanmadığı halde uygulamada OSB'lerin tamamen TRT payından muaf olduğu izlenimi uyandırır şekildeki yoruma müsait olduğu görülerek, 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6552 sayılı Kanun'un 144 üncü maddesi ile (Kanun değişikliği gerekçesinde de bu fıkranın uygulanmasına ilişkin hukuki ihtilafların ortadan kaldırılmasının amaçlandığı da belirtilerek) kaldırılmıştır.

24. Somut olayda; dağıtım lisansı sahibi olan davacı (OSB), serbest tüketici olarak dava konusu dönemde, tedarikçisi davalı şirketten katılımcıları için satın aldığı elektrik bedeli için, bu satış karşılığı düzenlenen faturalarda gösterilen TRT payını; 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrası gereğince, davalı tedarikçiye ödemekle yükümlüdür. Yasa değişikliği ile davacı OSB için, satın aldığı elektrikten dolayı bir muafiyet veya tedarikçiden elektrik satın alınması işleminde TRT payından istisna getirilmediğinden; dolayısıyla, davacının, davalı tedarikçi şirkete elektrik satın alınması sırasında faturada gösterilen TRT payı ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından; ödenen paranın geri istenilmesi de söz konusu olamaz.

25. Dava dilekçesinde, elektrik satın alınması sırasında düzenlenen faturada gösterilen TRT payının satıcı /davalı tedarikçi şirkete ödenen (tedarikçi tarafından ise TRT ye intikal ettirilen ve davacı OSB tarafından ise yönetmelik hükümlerine göre katılımcısına elektrik satışı sırasında enerji maliyet bedeli içinde yansıtılan) dışında elektriğin katılımcılara satışı sonrasında satış bedeli üzerinden "ayrıca" TRT Kurumuna aynı enerji için 2. defa (mükerrer) olarak TRT payı ödemesi yapıldığı, beyanname düzenlendiği veya fazladan ödeme de bulunulduğu iddia edilmediğine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de iade talebinde bulunulamaz. Aynı hususlara, yukarıda yer verilen Dairemiz ilamlarında da yer verilmiştir.

21. O halde, Mahkemece; davacının, 3093 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (c) fıkrasında 26.07.2008 tarihinde yapılan değişiklikle, (OSB'ler) TRT payı ödemesinden muafiyet getirildiği iddiası yanılgılı yoruma dayalı olup, bu değişiklikle getirilen düzenlemenin lafzi, tarihsel ve gai yorumuna göre ise, davacının bu iddiasında haklı olmadığı kabul edilerek; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 2008 yılındaki yasa değişikliği ile davacıya TRT payından muafiyet getirildiğinden bahisle, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 436 ncı maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.