Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4610 E. 2024/2737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan kira kaybı tazminatının hesaplanmasında, davacıların sonradan satın aldıkları paylar da hesaba katılıp katılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, sonradan satın aldıkları ½ pay için kira kaybı tazminatı talep edemeyecekleri, tazminatın sadece başlangıçta sahip oldukları ¼’er paylar üzerinden hesaplanması gerektiği ve yerel mahkemenin bu hususta hüküm kurarken infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verdiği gözetilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/189 E., 2023/45 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davalı tarafından 29.12.2009 tarihinde yapılan ihale sonucunda Ankara İli Çankaya İlçesi ... Mahallesi 27526 ada 1 parsel B Blok 2 nolu daireyi ½ oranında payını satın aldıklarını, daha sonra 06.06.2011 tarihinde dava dışı kişiye ait olan ½ payı da satın alarak dairenin tamamına eşit hisseyle malik olduklarını, teslim tarihinin şartnameye göre 11.04.2011 tarihi olarak belirlendiğini, ancak dairenin 01.04.2012 tarihinde fiilen, 27.07.2012 tarihinde yapı kullanma izni belgesi alınarak hukuken teslim edilebildiğini, süresinde teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybına uğradıklarını, ayrıca davalının daireyi tam ve eksiksiz olarak teslim etmeyerek akdi yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik kira kaybı yönünden 10.000 TL, eksik teslim nedeniyle 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişler, 18.03.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile kira kaybına ilişkin dava değerini 214.773,33 TL'ye yükseltmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; davacılar ile her hangi bir satış sözleşmesi imzalamadığını, mahkeme kararları nedeniyle sürecin uzadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli ve 2014/948 E., 2018/189 K. sayılı kararıyla; geç teslim nedeniyle davacıların kira kaybı talep edebilecekleri, eksik ve sözleşmeye aykırı teslim nedeniyle tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 214.733,33 TL alacağın 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 204.733,33 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile 1/2 şer hisseleri oranında davacılara verilmesine, eksik ve sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.12.2021 tarihli ve 2020/164 E., 2021/3152 K. sayılı kararıyla; taşınmazın satışına ilişkin şartname gereğince inşaatın bitim tarihinin 11.04.2011 tarihi olduğu, ancak teslimin gecikmeli olarak 01.04.2012 tarihinde yapıldığı, 11/04/2011 tarihinden davacıların taşınmazı tasarruf etmeye başladıkları 01.04.2012 tarihleri arasındaki kira gelirine ilişkin düzenlenen bilirkişi raporu hesabının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 23.03.2022 tarihli ve 2022/761 E., 2022/2614 K. sayılı ilamla;davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, davacıların, şartnamede belirtilen koşullarda ilk olarak ¼'er payda hak sahibi oldukları, daha sonra dava dışı paydaş ...’den ½ payı satın alarak, taşınmazın tamamı yönünden geç teslim nedeniyle kira tazminatı ödenmesi için eldeki davayı açtığı, ...dava dışı ...’in ½ payı yönünden, davalı belediyeden olan alacak haklarını davacılara devrettiğine ilişkin yazılı belge bulunmadığı anlaşılmakla; davacıların sonradan satın aldıkları ½ pay yönünden geç teslimden kaynaklı kira alacağı talep edemeyecekleri ve sadece başlangıçta hak sahibi oldukları ¼ er payları yönünden kira kaybı tazminatı elde edebilecekleri dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, ½ payın satın alındığı 06.06.2011 tarihinden sonrasını kapsayan döneme ait kira kaybına da karar verildiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamından sonra alınan ek raporlar ile dava konusu ecrimisil yönünden alacak miktarının 233.400,00 TL olarak belirlendiği, ancak bozmadan sonra davacı vekilince bedel artırıma yönelik başkaca bir dilekçe sunulmadığı ve davacıların paylarını karşılar miktarda harcın yatırılmış olması nazara alınarak dava değerinin bozma öncesi belirlenen 214.733,33 TL olarak kabul edildiği, davacı vekilinin eksik ve sözleşmeye aykırı teslim nedeniyle talebinin yerinde olmadığı, dava dilekçesindeki talep ve ıslah nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile 214.733,33 TL alacağın 10.000,00 TL sinin 09.12.2014 tarihinden itibaren 106.700,00 TL sinin ıslah tarihi olan 18.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara eşit şekilde verilmesine, davacı vekilinin eksik ve sözleşmeye aykırı teslim nedeniyle talep etmiş olduğu alacak yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Encümen kararı doğrultusunda, ...'in gösterdiği davacılar adına tapuda ferağ verildiğini, satış işleminin hukuki açıdan belediye ile ... arasında yapıldığını, davacı ile davalı ... arasında akdedilmiş herhangi bir eser sözleşmesinin bulunmadığını, ihaleye katılanlar ile belediye arsında düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin 3 üncü maddesinin B bendinin dördüncü paragrafında ve ihale şartnamesinin 13 üncü maddesinin ilk paragrafında ''Belediye, arttırmaya çıkardığı taşınmazın mülkiyet devrinden başka iş bu ihaleden hiçbir şeyden sorumlu değildir.'' şeklinde ibarenin bulunduğunu, davacının bağımsız bölümü 18.01.2012 tarihinde teslim alabilecek durumda iken konutu keyfi olarak geç aldığını, bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmelerin hatalı hazırlandığı, fahiş belirlendiği, Ankara 15. İdare Mahkemesince (2010/281 esas sayılı dava dosyası) 30.03.2010 tarihinde yürütmenin durdurulması, 22.06.2011 tarihinde ise (2011/1124 K sayılı ) yapı ruhsatının iptali kararları verildiğini, söz konusu ada ve parsellerde yapı ruhsatına giren yürütmeyi durdurma ve ruhsat iptali kararları gereği inşaat faaliyetlerinin durdurulduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazın geç teslimi nedeniyle kira tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 112 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bir mahkeme hükmünde, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

3. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Kanun'un 297 inci maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre, hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

4. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacıların, şartnamede belirtilen koşullarda ilk olarak ¼'er payda hak sahibi oldukları, daha sonra dava dışı paydaş ...’den ½ payı satın alarak, taşınmazın tamamı yönünden geç teslim nedeniyle kira tazminatı ödenmesi için eldeki davayı açtığı, bozma ilamı uyarınca dava dışı ...’in ½ payı yönünden, davalı belediyeden olan alacak haklarını davacılara devrettiğine ilişkin yazılı belge bulunmadığı anlaşılmakla; davacıların sonradan satın aldıkları ½ pay yönünden geç teslimden kaynaklı kira alacağı talep edemeyecekleri ve sadece başlangıçta hak sahibi oldukları ¼ er payları yönünden kira kaybı tazminatı elde edebilecekleri dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinin ifade edildiği, İlk Derece Mahkemesince ise bozma ilamı uyarınca bilirkişi raporu alınmasına karşın bozmaya uygun şekilde gerekçelendirme yapılamayarak infazda tereddüt oluşacak şekilde, davanın kısmen kabulü ile 214.733,33 TL alacağın 10.000,00 TL sinin 09/12/2014 tarihinden itibaren 106.700,00 TL sinin ıslah tarihi olan 18/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara eşit şekilde verilmesine karar verilmiştir. Diğer bir anlatımla; hükümde, davacının talebi yönünden ne karar verildiği açıklanmamıştır.

5. O halde; İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı uyarınca davacıların talep edebileceği alacak miktarının infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak nitelikte hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.