Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4737 E. 2024/3547 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinde, Türk Lirasından altı sıfır atılmasından kaynaklanan hesaplama hatası nedeniyle fahiş görünen borç miktarının tespiti ve davacıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: İcra dosyasında yer alan belgelere göre, takip konusu asıl borç miktarının 523,48 TL olarak tespit edilmiş olması ve davacının icra dosyasındaki bu miktar dışında bir borcu olmadığının anlaşılması gözetilerek, davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1512 E., 2023/1308 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/1499 E., 2021/559 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazı, çay ocağı olarak işletmek üzere eski para birimi ile aylık 41.000.000,00 TL bedelle 28.04.1998 tarihinde davalıdan kiraladığını, kira borcunun tahsili talebiyle davalı tarafça başlatılan takipte, altı sıfır atılmadan eski para birimiyle taşınmazları üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek, gerçek borcun bugünkü para birimi ile tespiti ile davalıya 523.480,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kira borcunu ödemeyen davacı aleyhinde Antalya 6. İcra Müdürlüğünün 2000/1312 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davacının T.C. kimlik numarasının olmaması nedeniyle mevcut adresine tebligat yapılamadığını, bu nedenle dosyanın işlemsizlik nedeniyle 2004, 2007 ve 2012 yıllarında yenilendiğini, takip dosyanın en son 2012/94 E. sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, davacının iddialarının icra dosyasında alınacak bilirkişi raporu ile de tespit edilebileceğini, davanın yasal dayanağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin eski tarihli olması nedeniyle Türk Lirasından altı sıfır atılmasından önce düzenlendiği, davalı tarafça icra takibinde altı sıfırlı değer üzerinden işlemlerin yapıldığı, bugünkü para birimi üzerinden gerçek borcun tespiti ile 523.480,00 TL(dava dilekçesine göre altı sıfır atılmaması nedeniyle fahiş olan bedel) borçlu olunmadığının tespiti istendiği, bu kapsamda davacının talebinin Türk Lirasından altı sıfır atılması nedeniyle icra dosyasında oluştuğu iddia olunan tereddütün giderilmesi şeklinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisindeki kira bedelinin esasını kapsamadığı, icra dosyasındaki icra memuru işlemlerine karşı şikayet kanun yolunun bulunduğu, bununla birlikte Türk Lirasından altı sıfır atılması nedeniyle oluştuğu iddia olunan tereddütün giderilmesi için dava açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; somut olayda memurun şikayete konu bir işlemi olmadığını, müvekkilinin tebligatı aldığı tarihte zaten şikayet süresini de geçirdiğini, Mahkemenin bu husustaki gerekçesinin yasal dayanağı olmadığını, davanın, müvekkiline ait taşınmazlar üzerine 523.480,00 TL haciz konulması üzerine açıldığını, davalının 14.12.2020 tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilip borcun 523,48 TL olduğu tespit ettikten sonra, alacak miktarının 523,48 TL olduğunu ve icra dosyasındaki takibe konu 523.480,00 TL rakamının "icra memurunun hatası" olarak beyan ederek sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, üstelik bu miktar üzerinden taşınmazların satışı istendiğini ve müvekkilin bütün taşınmazları üzerine haciz konulduğunu, bu nedenle Mahkemenin davalının iddiasını doğrulayan gerekçesinin yasal dayanağı olmadığını, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğini, dava açıldığı tarihte müvekkilinden ödenmesi istenen ve taşınmazlar üzerine haciz konulan miktarın 523.480,00 TL olduğunu, bu nedenle Mahkemenin gerekçesinin aksine dava açmakta hukuki yarar bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı alacaklı tarafından 08.03.2000 tarihinde davacı borçlu aleyhine 1999 yılından kalan kira borcu olarak 275.523.000 TL ve takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak 247.960.000 TL olmak üzere toplam 523.480.000 TL alacağın tahsili istemi ile ödeme emri düzenlendiği, takibin 2004-2009 yıllarında yenilendiği, 01.01.2005 tarihinden sonra Türk Lirasından 6 sıfır atılması akabinde İcra Müdürlüğünün tüm yazışmalarında artık asıl borç ve faiz yönünden takipteki miktarın 523,48 TL olarak yazılması gerekirken sehven 103 davetiyesinde 523,480,00 TL olarak yazıldığı, işlemin maddi hatadan kaynaklandığı, daha önceki tarihli haciz tutanağında alacak miktarının 523,48 TL olarak yazıldığı, bu halde yapılan hatanın memur işleminden kaynaklandığı, talep olunan miktarın 523.480,00 TL olmadığı, kaldı ki dava tarihinden sonra da alacaklı vekili tarafından icra dosyasına beyanda bulunulduğu ve 19.01.2021 tarihli dosya kapak hesabında takipte kesinleşen miktarın 523,48 TL olarak belirtildiği, gerekli düzeltmenin yapılmış olduğu, bu halde davacının dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aleyhinde başlatılan takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16 ncı maddesi,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, davacı aleyhinde 25.02.2020 tarihinde başlatılan ve devamında 2004-2007-2009 ve 2012 yıllarında yenilenen takip dosyasında düzenlenen ödeme emirlerinde, borç miktarının 523,48 TL gösterilmesine ve yine icra dosyasında bulunan dosya kapak hesabında davacının sorumlu olduğu asıl borç miktarının 523,48 TL olarak tespit edildiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.