Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4836 E. 2023/3222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminin reddi kararına karşı yapılan karar düzeltme talebi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince bozma içeriğine uygun işlem yapıldığı, alınan bilirkişi raporunda hekimin gerekli özeni gösterdiği ve hastanın ameliyat öncesi bilgilendirildiği, ayrıca aydınlatılmış onam formunun da mevcut olduğu gözetilerek davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/495 E., 2022/95 K.

DAVALILAR : 1-... vekili Avukat ...,

DAVA TARİHİ : 06.03.2013

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalılardan Özel ... Kadın Doğum Cerrahisi Ltd. Şti.nin işlettiği özel hastanede 30.08.2012 tarihinde diğer davalı tarafından müvekkilinin sol gözüne katarakt ameliyatı yapıldığını, aynı gün taburcu edildiğini, ameliyattan sonraki gün müvekkilinin gözündeki sıkıntıların devam ettiğini, ağrı ve sızıların oluştuğunu, müvekkilinin ameliyat eden davalı doktor ...'e başvurduğunu, ancak davalı doktor ...'in yaşadığı sağlık sorununa çözüm bulamadığını, bu nedenle müvekkilinin ... Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurduğunu, yapılan tetkikler sonucunda ameliyat sırasında müvekkilinin gözünün korneasının kesildiği ve dikiş atıldığı hususlarının belirlendiğini, lazer yöntemiyle yapılan bir ameliyatta dikiş izlerinin bulunmaması gerektiğini, davalılardan doktor ...'in gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilinin çalışma gücünü kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Özel ... Kadın Doğum ve Cerrahi Hastanesi Ltd. Şti. vekili; davacının müvekkili olan hastanede yapılan tedavisi sonucunda katarakt teşhisi konulduğunu, davacıya ameliyat önerildiğini, aydınlatılmış onam formuyla davacının bilgilendirildiğini, bunun üzerine doktor olan diğer davalı tarafından davacının ameliyat edildiğini, ancak davacının gözünde aydınlatılmış onam formunda açıklanan komplikasyon geliştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacının müvekkiline görme kaybı yakınmasıyla başvurduğunu, yapılan tetkikler sonucunda davacının gözünde görme kaybının oluştuğunun belirlendiğini, müvekkilinin davacıya katarakt teşhisini koyduğunu, müvekkilinin ameliyatı yeterli dikkat ve özeni göstermek suretiyle yaptığını, ancak oluşan sorunun komplikasyon niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.11.2015 tarih ve 2013/118 E., 2015/790 K. sayılı kararıyla; davalılardan göz hastalıkları uzmanı olan Dr. ...'in gerek davacıyı muayene ettiği, teşhisi koyduğu ve ameliyatı gerçekleştirdiği süreç; gerekse sözü edilen tıbbi müdahaleler sonucunda davacının sol gözünde meydana gelen kornea ödeminin tıp biliminin verilerine göre katarakt ameliyatının sonucuna bağlı bir komplikasyon olarak geliştiği, tıbbi müdahaleden doğan komplikasyon hakkında davacının ameliyattan önce aydınlatılmış onam formu aracılığıyla bilgilendirildiği, ortaya çıkan sonuca giden yolda davalı doktorun gerekli dikkat ve özeni gösterdiği, böylece davalı doktora ve diğer davalıya atfı kabil kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin verilen 30.04.2019 tarihli ve 2016/17921 E., 2019/5587 K. sayılı ilamıyla; davacının temyiz itirazları incelenmeksizin 29.10.2016 tarih ve 29872 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının "...20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ve ... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda Mahkemelerce, 15.08.2016 tarihli ve 670 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5’inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerinde bırakılır...” şeklinde düzenleme içerdiği, bu düzenleme gereğince davalı hastane yönünden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 05.11.2019 tarih ve 2019/251 E., 2019/350 K. sayılı kararıyla; davalılardan Özel ... Kadın Doğum Cerrahi Hastanesi Ltd. Şti.nin ilgili Kanun Hükmünde Kararname'de yer aldığı, davacının bu davalı aleyhine açmış olduğu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı ... yönünden ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarih ve 2016/17921 E., 2019/5587 K. sayılı ilamında davacının temyiz nedenlerinin incelenmediği belirtildiği, dosyanın bu davalı yönünden temyiz incelemesi için Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davalı Özel ... Kadın Doğum Cerrahi Hastanesi Ltd. Şti.ye açmış olduğu davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı ... yönünden ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarih ve 2016/17921 E., 2019/5587 K. sayılı ilamında davacının temyiz nedenlerinin incelenmediği belirtilmekle dosyanın bu davalı yönünden temyiz incelemesi için Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 21.05.2021 tarihli ve 2020/6377 E., 2021/5258 K. sayılı ilamıyla; davacının temyiz itirazları incelenmeksizin Yerel Mahkeme kararının bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olduğu, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde olmadığı, bozma kararından sonra Mahkemece kurulacak yeni hüküm 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesine uygun olarak oluşturulması gerektiği, Mahkemece hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan bölüm yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesinin gerektiği (Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-3005 E., 2017/1491 K. sayılı kararı), Yerel Mahkeme kararının bu haliyle açıklanan ilkelere uygun olmadığı, ortada usulünce oluşturulmuş bir hüküm de bulunmadığı, bozma ilamı ile ilk karar ortadan kalktığından bozmadan sonra Mahkemece, davalı ... hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, bu davalı hakkında daha önce kurulan hüküm ile ilgili olarak değerlendirme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, doktorun gerekli özeni gösterdiği, hastayı muayene ettiği, teşhisi koyduğu, ameliyatı gerçekleştirdiği, hastanın gözünde meydana gelen arızanın tıp biliminin verilerine göre gelişen bir komplikasyon olduğu, davacının ameliyat öncesi aydınlatıldığına dair tutanağın dosya içerisinde mevcut olduğu, davalı doktor ve davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığı, ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince davalılardan Özel ... Kadın ve Doğum Hastahanesi'nin dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davalı ... Özel Kadın Doğum Cerrahisi Hastahanesi Ltd. Şti. aleyhine açmış olduğu davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacının davalı doktor Özgür ... Timüçin hakkında açtığı davanın reddine karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 22.03.2022 tarihli tavzih kararıyla; davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı, maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda davalı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin maktu vekâlet ücreti olacağı, kararın istinaf kısmının değiştirilerek temyiz yolu olarak kanun yolu ve süresinin de gösterilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin 22.02.2022 tarih ve 2021/495 E., 2022/95 K. sayılı kararının hüküm kısmının " Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre taktiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar verildi. " şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 21.11.2022 tarihli ve 2022/5723 E., 2022/8770 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına; davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davalının tavzihe ve karara yönelik yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; davalı ...'in hatalı tıbbi uygulama nedeniyle sorumlu olduğunu, dosya kapsamında bulunan yazılı onam formunun tek başına bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğini göstermediğini, ameliyat öncesi muhtemelen hasıl olacak sonuç ve komplikasyonlar hakkında bilgilendirilmesinin Türk Borçlar Kanunu'nun gereği olduğunu, davalı doktorun ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve koruyucu tedbirler almakla yükümlü olduğunu, vekil konumunda olan doktordan titiz, dikkatli ve özenli davranılmasının beklenildiğini, bilirkişi raporunda yanlış teşhis ve tedavinin uygulanıp uygulanmadığının en doğru tespitinin sonraki süreçte tedavi gördüğü hastane evraklarının incelenmesi ile ortaya çıkacakken inceleme ve değerlendirme kısmında sadece ve sadece müvekkilinin davalı hastanede gördüğü tedavi evraklarının incelendiğini, daha sonra müvekkilinin ... Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi olduğunu, müvekkilinin %20 görmezlik raporu aldığını, bilirkişi kurulunun bu tespitlerin hiçbirini değerlendirmediğini, müvekkilinin aynı rahatsızlık nedeniyle diğer gözünde başka bir hastanede ameliyat geçirmesine rağmen herhangi bir komplikasyon gelişmemesinin davalı hekimin ameliyatı tıbbi gereklere uygun yapmadığının açıkça gösterdiğini, Yerel Mahkeme tarafından yetersiz raporun hükme esas almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Vekâlet sözleşmesi, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

2. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki ... gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 394 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir. (Dairenin 07.12.2022 tarihli ve 2022/5767 E., 2022/9263 K. sayılı kararı, 26.01.2022 tarihli ve 2021/5385 E., 2022/462 K. sayılı kararı, 23.06.2020 tarihli ve 2020/1255 E., 2020/5068 K. sayılı kararı)

3. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Bilirkişiye Başvurulmasını Gerektiren Hâller başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Dava dosyasının incelemesinde; İlk Derece Mahkemesince bozma içeriğine uygun işlem yapıldığı, 01.10.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu alındığı, söz konusu raporda "konulan tanı ile yapılan ameliyat yönteminin uygun olduğu, ameliyat sonrası gelişen komplikasyona (büllöz keratopati) karşı doktorun duyarsız kalmadığı ve hem ikinci bir ameliyat ile mevcut komplikasyonu düzeltmeye çalıştığı, hem de düzenli kontroller ile hastada gelişen istenmeyen durumu takip ettiği, meydana gelen kornea ödeminin (büllöz keratopati) bu tür ameliyatlardan sonra gelişen bir komplikasyon olduğu, bu istenmeyen durumu doktorun ameliyat öncesi hastasına söyleyerek bilgilendirdiği ve ameliyat için rızasını aldığı anlaşıldığından meydana gelen komplikasyondan doktora yönelik atfedilecek kusur bulunmadığı" belirtildiği, bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, 30.08.2012 tarihli aydınlatılmış onam metninin olduğu, doktorun davacıyı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiği, ileri sürülen karar düzeltme sebeplerine göre inceleme yapılacağı anlaşılmakla davacı vekilinin bildirdiği karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye karar harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.